Neden Kürtçe rock icra etmeyeyim ki?

Kültür/Sanat Haberleri —

Erdal Dağhan

Erdal Dağhan

  • Kürtçe dilinin rock müziği için biçilmiş bir kaftan olduğunu söyleyebilirim. Yine dinamiklerimizde yatan yer Mezopotamya toprakları ve dünyaya anlatacak çok şeyimiz var. Ben de arkadaşlarla aynı yerdeyim.

MIHEME PORGEBOL

Kürtçe rock müzikte son yıllarda neler üretildiğine bakmak, bu alanda kimin ne yaptığını öğrenmek isteyip dijital müzik platformlarını tararken dinlemediğim onlarca eser ve sanatçıyla karşılaştım. Aklımda hemen birkaç soru dolandı. "Kürtçe rock müzikte neler oluyor?", "Kürt rockçular nerede, ne yapıyorlar?", "Bu eserler, nerelerden besleniyor?" gibi soruların yanıtlarını düşünürken, bu soruları doğruca muhataplarına sormak istedim. Bunun için yeni nesil Kürt rock müziğini merkezine alan bir söyleşi serisi yapma fikri hasıl oldu: "Rock söyleşileri"

İlk görüştüğüm Erdal Dağhan oldu. Dağhan, rock camiasında biraz daha eski. 1996 yılında tesadüfen izlediği İskoçyalı (Highlander) filminin girişinde çalan şarkıdan öyle etkileniyor ki dönemin koşulları içerisinde hemen araştırmaya koyuluyor. Şarkının Queen'e ait "Princess Of The Universe" adlı şarkı olduğunu öğrenip o andan itibaren koyu bir Queen hayranı oluveriyor. Rock müziğe olan ilgisinin buradan başladığını söyleyen Dağhan, lise yıllarında İngilizce sözlü Rock&blues müzik yapan cover gruplarında baterist olarak yer alıyor. Sonraki yıllarda Kürtçe müzik camiasında oldukça güçlü bir ses getirecek olan Teq û Req grubunun kurucuları arasında yer alıp profesyonel olarak müzik yapmaya başlıyor. Teq û Req dağıldıktan sonra da şimdi Zelzele adıyla sanatını sürdürüyor. Ben de Erdal Dağhan'a müzik serüveni ve Kürtçe rock’u sordum.

Yunus Orak'la birlikte Teq û Req'i kurdunuz ve gayet ciddi, başarılı işler yaptınız. Teq û Req sürecinden bahseder misiniz? Grup nasıl kuruldu?

Neden ana dilimde rock ve blues icra etmeyeyim diye Kürtçe sözlü rock grubu kurmak istediğimde iki yıl boyunca vokal aradım ve sonunda Yunus ile tanıştım. Akabinde bas gitaristimiz Sedat katıldı. Biz kemik kadroyduk. Kürtçe dilinin rock müziği için biçilmiş bir kaftan olduğu konusunda hepimiz hemfikirdik. Beş ya da altı tane elektro gitarist değiştirdik diyebilirim. Keftûleft albümümüz çıkana kadar davulu üstlenmiştim, geri vokaller yanı sıra Bêrî parçasını da seslendirdim. Elektro gitarist konusunda dikiş tutturamayışımızdan olsa gerek albüm sonrası gitara geçtim.

Başlarda İngilizce rock parçalarına Kürtçe söz yazıp cover denemelerimiz olduysa da kısa bir süre sonra kendi üretimlerimize başladık. Çoğunlukla Tepebaşı MKM’de boş gördüğümüz bir odaya geçip yazıp çiziyor çalıyor ve söylüyorduk. Bazen bir park ya da öğrenci evlerinde de üretimlerimiz devam ediyordu. Rock dışında blues denemelerimizi de yapıyorduk. Bir-iki parçamızın demo kaydını alıp çevremizden olumlu geri dönüşlerin gelmesi bizi albüm kaydına götürdü. 

Grupta teknoloji tarafı ile haşır neşir olmam sebebiyle albüm kaydı ve teknik işleri sırtladım. Birçok müzisyen arkadaşın emeği geçti kayıtlarda. Albüm sonrası bir iki televizyon programı ile bir yurt dışı konseri gerçekleşti.

Erdal Dağhan

Teq û Req neden dağıldı peki? 

Albüm çıktıktan bir süre sonra grup üyelerinden Sedat Amerika’ya, Yunus Cizre’ye taşındı. Ben de birçok şehir değiştirmek durumunda kaldım. Bir aradayken yakaladığımız kolektif üretimlerimizin ruhunu tekrar yakalamayı pek de mümkün göremeyişimizden kaynaklı devam ettiremedik. Teq û Req’i müzik raflarına bırakıp kendi yolumuzda farklı isimlerle devam etmeye karar verdik. Yunus’un kayıtlarını tamamlayıp yayınlamayı planladığı bir albümü var şu sıralar. 

En son "Hayye Ale'l Felah" adlı bir single yaptınız fakat "Zelzele" adını kullandınız bu şarkıda. Zelzele'yi anlatır mısınız?

İsmim yerine bir grup ismi belirleyip bunun üzerinden tekrar yeni bir başlangıç yapabileceğimi düşünüyorum Zelzele ile. Uzun bir aradan sonra yeniden yazıp çizmeye başladım. Hayye Ale'l Felah adlı tekli ile startı verdim. Sonraki eserlerde de ağırlıkta blues-rock formları hakim olacak.

Kürtçe sözlü rock neden görünür değil?

Görünür değil çünkü böyle bir çaba yok. Rock müzik; gençlik alt kültürü, muhalif ve isyan kültürü olarak tanımlanır. Bunun karşısında Kürtçe sözlü rock müziği kendi yerel kültürü sınırları içinde kendine ait kültürel bir ortam oluşturup bunu sürdürmeye çalışamaz. 

Elbette farklı sebeplerde var; mesela ülkedeki mevcut dominant kültürün asimilasyon baskısının etkisi yadsınamaz. Ama tüm bunların yanında Kürtçe rock müziği görünür olmak sesini duyurmak istiyorsa muhalif olma, tavır almalı. Başkaldırı geleneğiyle birlikte Türkiye'de yeni muhalefet kültürü olarak popülerleşen rock müziğinin, muhalefet kültürünün parçası olmalı ve Kürtçe rock müziğinin kültürel alanın inşasını savunan görüş olarak güncelliğini devam ettirmelidir.

Kürtlerde birçok genç rock sanatçısı var. Gittikçe de daha başarılı işler üretiyorlar. Onlara neler söylemek istersiniz?

Şöyle bir söz vardır: “Piyanonun tuşlarında parmaklarınız vardır ama onu yüreğinizdeki duyguyla, hislerinizle çalarsınız”. Dinamiklerimizde yatan yer Mezopotamya toprakları ve dünyaya anlatacak çok şeyimiz var. Ben de arkadaşlarla aynı yerdeyim. Tek diyeceğim şey “gain”i yükseltin.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.