Öcalan’a özgürlük ve yerel seçimler
Veysi SARISÖZEN yazdı —
- Sonuç alana kadar “Öcalan’a Özgürlük” mücadelesini aralıksız ülke ve dünya çapında zenginleştirerek sürdürmek, yerel seçimlere her mahallede yerel işbirlikleri kurarak yürümek…
Yeni Yaşam Gazetesi’nde yayınlanan son yazımı, Yeni Özgür Politika’nın sansürden uzak sayfalarında tamamlamak istiyorum.
Önder Öcalan’ın hayatı tehlikededir. Öcalan’ın yaşamı güvenceye alınmadan ve özgürlüğü kazanılmadan, savaş ne yazık ki kanlı bir süreç olarak uzun yılları kapsar. Bu durumda “Öcalan’a Özgürlük” kampanyasını, Yeni Yaşam’da yazdığım haliyle, “klasik parti çalışmasına özgü kampanyalardan” biri olarak ele almak mümkün değildir. Yazımdaki örneklemeyi düzeltiyorum: “Öcalan’a Özgürlük” kampanyasının “bitim tarihi” onun özgür olduğu tarihtir. Zamanla yarışıyoruz ve o nedenle bu kampanyaya “bitim” tarihi koymak imkansızdır.
Bu notu yazdıktan sonra “Öcalan’a özgürlük” kampanyasını, kitlelerin diğer somut sorunlarıyla birleştirme sorununa dönüyorum.
En son söyleyeceğimi en başta söyleyeceğim: Eğer Öcalan’a Özgürlük Kampanyası’nı diğer somut sorunlarda kampanyalarla destekleyemezsek, kampanya uluslar arası alanda güç kazanmaya devam etse de, ülke içinde Kurdistan kamuoyu dışında genişleme imkanını sonuç alıcı hale getiremez. Uluslar arası kampanya Batılı devletlerin Türkiye üstünde baskı yapması bakımından çok önemlidir. Ancak kampanyanın kısa vadede Türkiye’yi zorlayacak ölçülerde Batılı “komplocu” devletleri etkilemesi kolay değildir.
O nedenle Türkiye kamuoyunu Öcalan’ın özgürlüğünü talep eder duruma getirmenin acil yollarını bulmak gerekir. Çünkü Öcalan’ın özgürlüğü iktidarı halkın muhalefetiyle gerileterek sağlanabilir. Özellikle yerel seçim dönemine girildiği şu sırada, HEDEP ittifak politikasını “Öcalan’a Özgürlük” talebi bağlamında ele alabilir ve etkili olabilir. Ancak bu yalnızca “Öcalan’a Özgürlük” ana kampanyasıyla sağlanamaz. Bu ana kampanyaya paralel olarak halkın somut sorunları temelinde “başlangıcı ve bitimi belli” kampanyalar planlanlanmalıdır.
“Politik Yol haritası” kampanyalar silsilesinin planlanması demektir.
Bir yandan dünyada ve ülkenin her köşesinde “Öcalan’a Özgürlük” eylemleri devam ederken, tam şu sırada “Asgari ücret” bağlamında, diyelim ki on günlük bir kampanya örgütlenebilir. “Asgari ücret şu kadar olmalı” denilerek eylemlere çağrılan emekçilere, “asgari ücret neden açlık sınırının altında?” diye sorulur ve “çünkü savaş harcamaları hazineyi tüketti, savaşa son, Öcalan’a Özgürlük, çünkü savaşı O durdurabilir, asgari ücretler o zaman insan onuruna uygun düzeye çıkarılabilir” cevabı verilir. Belki buradan hareketle “genel greve” hazırlık çağrısı yapılabilir.
Bu kampanya biter bitmez, örneğin “uyuşturucuya” karşı yine on günlük kampanyanın hazırlığına başlanır. “Neden uyuşturucu baronları ülkede cirit atıyor? Çünkü devlet savaş harcamalarını eroin paralarıyla karşılıyor, savaş durmalıdır, Öcalan özgür olmalıdır, çünkü savaşı durduracak yegane insan Öcalan’dır”. Belki buradan hareketle mafyaya karşı her yerde “öz savunma” örgütleri kurma çağrısı yapılabilir.
Kampanya konuları çoğaltılabilir.
Bu kampanyalarla Öcalan’a özgürlük ana kampanyası kesinlikle birbirinden kopuk değildir. Çünkü halkın her somut sorunu ilgili kampanyalarda, bu soruların ana nedeni “savaş” olduğundan her defasında “savaşı durduracak yegane insan” Öcalan olduğu için onun özgürlüğü talep edilecektir.
Konunun yerel seçimlerle ilgisine gelince…
Muhalefet partileri ittifak arayışına mecbur kalmıştır. HEDEP pazarlıkçı ittifaka karşı çıkmıştır. Şeffaf ittifaklara açık olduğunu açıklamıştır. Şeffaf ittifakın ön koşulu, bana sorarsanız, “önce sokakta ittifaktır.” Böyle olduğuna göre, bu partileri merkezi olarak sözü edilen kampanyalarda bizimle birlikte, yanyana ve omuz omuza sokağa çıkmaya zorlamak gerekir: Önce sokak, sonra sandık.
Bu yöntemin merkezi planda sonuç alması bugün için çok zordur. Ancak onları zorlamak yereldeki tabanlarını bizimle ittifaka yanaştırmanın biricik yoludur.
Sözünü ettiğim kampanyalar yerellerdeki toplantı ve eylemlerle gelişip, kitlesel mitingle sonlandırılır. Yerellerdeki eylemlerde özellikle muhalefetin yerel örgütleriyle “yerel seçimlerde” karşılıklı destek bağlamında ortaklıklıklar sağlanabilir. Kendi adayımızın seçilme şansı olmayan mahallelerde şu ya da bu muhalif partinin muhtar adayını destekleme şartı “sokakta işbirliğine” bağlanabilir. Kampanyanın bu mahalledeki eylemine bu yolla muhalefetin mahalledeki tabanı çekilebilir. Eylem esnasında yapılacak olan konuşmalarda, eğer konu “asgari ücret” ise yukarıda anlatıldığı gibi “Öcalan’a Özgürlük” sorunu mahalle halkına inandırıcı biçimde anlatılabilir.
İttifakın ön şartı her düzeyde “sokakta ittifakla” birleştirildiğinde “Öcalan’a Özgürlük” talebi, muhalefetin tabanında yankılanacaktır. Böylece hem HEDEP kendi seçmeninin dışındaki kitleye dokunacak, hem de “Öcalan’a Özgürlük” ana kampanyası Kurdistan dışındaki kitlelerde etkide bulunacaktır. Ana kampanyamıza katılmayacak olan kitleler, “asgari ücret” ya da “uyuşturucuya karşı” kampanyalara katılacak, katıldığı zaman “Öcalan’a Özgürlük” kampanyasına dolaylı olarak katılmış olacaktır.
“Öcalana Özgürlük” kampanyasını çeşitlendirip zenginleştirmek sorununda önerimin çerçevesi böyledir: Sonuç alana kadar “Öcalan’a Özgürlük” mücadelesini aralıksız ülke ve dünya çapında zenginleştirerek sürdürmek ve yakıcı sorunlar temelinde “başlangıcı ve bitimi belli” somut kampanyalar silsilesiyle yerel seçimlere her mahallede yerel işbirlikleri kurarak yürümek…
Birincisinde ağırlık Avrupa örgütlerine, ikincisinde ağırlık Türkiye örgütlerine düşüyor. Avrupa’da her şey “Öcalan’a Özgürlük” için, Türkiye’de her şey “Öcalan’a Özgürlük” kampanyasını güçlendirecek ve yerel seçimleri hedefleyecek bir dizi kampanya için…
Belki üzerinde düşünülür diye yazdım. Düşünülmezse herkes bildiği gibi yapsın. Başım gözüm üstüne…
Başım gözüm üstüne diyorum ama ekliyorum: Devrimci parti, seçimden seçime değil, ya da “arada sırada” değil, merkezinden en küçük birimine kadar her gün, her saat ve her dakika çalışan partidir. Parlamentarist partiden farkı budur. Farkı yaratmanın biricik yöntemi, bir kampanyadan, ötekine, en alt birimden başlatılacak politik kitlesel kampanyalar silsilesidir. Bunu da unutmayalım.