Kim kimi yumuşatıyor (2)

Veysi SARISÖZEN yazdı —

  • Şu anda meşru olmayan bir iktidar ve onun başında meşru olmayan bir Cumhurbaşkanı var. Ve bu iktidarın başı ülkeyi felakete sürükleyecek bir savaşa, seferberlik ve savaş hali ilan etmeye hazırlanıyor.

Çarşamba günü yayınlanan yazımın ikinci bölümüne başlamadan önce şu haberi okuyalım:

“Seferberlik ve Savaş Hali tüzüğünü iptal eden Erdoğan yeni ve 52 sayfalık Seferberlik ve Savaş Hali Yönetmeliğini onayladı.”

Havuz Medyası bu haberin yarattığı haklı şüpheleri örtbas etmek için, bu değişikliğin Cumhurbaşkanlığı sistemine uyum sağlamak için yapıldığını anlatmaya başladı. Güya Bakanlar Kurulu yokmuş, Seferberlik ve Savaş Hali ilan etmek için Cumhurbaşkanı’na yetki vermek sistem gereği imiş.

Oysa bu yetki “yönetmelikle” değil, Seferberlik ve Savaş Hali Kanunu gereğince zaten Cumhurbaşkanına verilmiş. Yönetmelik ilanının şu sırada yapılması, Kürt Özgürlük Hareketi’nin bir süredir uyardığı yeni ve daha kapsamlı savaşa hazırlıkla ilgilidir.

Kanun şöyle diyor:

“Savaşı gerektirecek bir durumun baş göstermesi, ayaklanma olması veya vatan veya Cumhuriyete karşı kuvvetli ve eylemli bir kalkışmanın veya ülkenin ve milletin bölünmezliğini içten ve dıştan tehlikeye düşüren davranışların ortaya çıkması hallerinde, Cumhurbaşkanı genel veya kısmi seferberlik ilanına karar verir. “

Şu anda meşru olmayan bir iktidar ve onun başında meşru olmayan bir Cumhurbaşkanı var. Ve bu iktidarın başı ülkeyi felakete sürükleyecek bir savaşa, seferberlik ve savaş hali ilan etmeye hazırlanıyor.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Bese Hozat Salı günü Medya Haber’de yayınlanan konuşmasında bu tehlikeye işaret etti ve onun uyarısı şu anda Seferberlik ve Savaş İlanı Yönetmeliği adımıyla doğrulandı.

Bese Hozat aynı zamanda mevcut iktidarın meşru olmadığını vurguladı ve CHP’nin kazandığı seçimden bu yana rejime zaman kazandıran bir tutum içinde olduğunu belirterek muhalefeti eleştirdi. Meşru olmayan bir iktidarla “yumuşama ve normalleşme” ilişkisine girmenin  iktidara “emek düşmanı ekonomik programını ve barış düşmanı savaş planlarını” uygulamak için çok tehlikeli bir şekilde zaman kazandırdığı açıktır.

O nedenle Bese Hozat CHP’nin rejime meşruiyet kazandırmak yerine derhal “erken seçim” ve Erdoğan’ın “istifası” için neden harekete geçmediğini sorguladı.

Siyasi durumun yarattığı tehlikeler ciddidir. Şunu vurgulamalıyız: Seferberlik ve Savaş Hali Kanunu uyarınca Cumhurbaşkanı harekete geçtiği anda, bu kanun hükmüne göre, bütün “hak ve özgürlükleri kısmen ya da tamamen kaldırma yetkisine” sahip olacaktır.

Soru şudur: Meşru olmayan bir rejim ülkeyi savaşa sürükleme, seferberlik ve savaş hali ilan etme, bütün hak ve özgürlükleri yok etme kararı alabilir mi?

Şimdi tüm muhalefet bu soruya “meşru değilsin ve bu kararları alamazsın” demek zorundadır. Birincisi 2015 yılında çözüm masasını deviren, ülkeyi yeniden savaşa sürükleyen, o nedenle Kürt’e ölüm ve Türk’e açlık dayatan iktidar suçludur. İkincisi, 2016 yılında parlamenter rejime karşı darbe yapan ve faşist bir diktatörlük kuran Erdoğan ve çevresi suçludur. Üçüncüsü, bu suçların sonucunda patlayan ekonomik krizden çıkış için narko-ekonomiye yönelen ve ülkeyi mafyatokratik bir oligarşiye mahkum eden iktidar suçludur.

Şu andan itibaren kaybedilen her gün, rejimin basit bir provokasyonla, mesela Barzani ailesinin Süleymaniye’yi hedef göstermesine dayanarak YNK’ye karşı savaşa girmesine imkan verebilir. İran Cumhurbaşkanı Reisi’nin kuşkulu ölümü nedeniyle İran’ın zayıf durumda olmasından yararlanarak YNK bölgesini işgal etmek amacıyla Seferberlik ve Savaş Hali ilan edebilir. Bütün hak ve özgürlükleri askıya alarak “muhalefetsiz ve seçimsiz” bir rejimi dayatabilir.

Yapılması gereken ister yakın ister uzak ihtimal olsun, böyle bir yeltenişi önlemek için, “yumuşama ve normalleşme” masallarıyla oyalanmak yerine, meşru olmayan iktidara karşı geniş bir demokrasi ittifakı ile harekete geçmektir.

Birincisi, meşru olmayan ve 31 Mart’ta azınlığa düşen İktidar “emek düşmanı ekonomik programını ve barış düşmanı savaş planını erken seçim gerçekleşene kadar hiçbir maddesiyle uygulamaya koyamaz, koymamalıdır.

İkincisi, Ergenekoncu ordu ve güçlere dayanan bu iktidar yeni Anayasa yapımını erken seçim sonrasına bırakmak zorundadır, Azınlığa düşen Erdoğan-Bahçeli hiçbir şekilde TBMM’deki çoğunluğuna dayanarak ve muhalefetin bir kısmını yanına çekerek yeni bir Anayasa yapamaz, yapmamalıdır.

Üçüncüsü, muhalefet zaman kaybetmeden erken seçim talebinde ve bu talep uğrunda mücadelede birleşmelidir. Demokratik bir seçimin ön koşulları şunlardır: a) Erdoğan ve kabinesi derhal istifa etmelidir, b) bütün partilerin eşit haklı katılımıyla tarafsız bir Seçim Hükümeti kurulmalıdır, c) başta Öcalan olmak üzere ayrım gözetilmeksizin bütün siyasi tutsaklar serbest bırakılmalıdır (Anayasa hükmü açısından Genel Siyasi Af).

Dördüncüsü, erken seçimle oluşacak TBMM, yalnız yasama organı olmakla kalmamalı, yeni demokratik bir anayasayı yapacak olan Kurucu Meclis yetkisinde olmalıdır.

Beşincisi, sistem içi ve dışı muhalefetin anlaşacağı yeni anayasa ile ilgili minumum ilke, Cumhurbaşkanlığı sistemini tasfiye etme ve tüm siyasi eğilimlerin önündeki anti demokratik engeleri kaldırma olmalıdır. Bu andan sonra siyasi alandaki mücadele, ister sosyalizm hedefini benimsesin, ister konfederal devrimin yolunu açmak istesin, ister liberal ve Avrupa Birlikçi olsun, faşist, ırkçı, işgalci ve ilhakçı unsurların yasaklanması temelinde sistem içi ve dışı partiler arasındaki barışçı mücadele olacaktır.

Bu siyasi eylem programı en geniş güçlerin üstünde birleşebileceği bir programdır. Burada meşru olmayan iktidara karşı sistem içi muhalefete silahlı ayaklanma önerilmiyor. Silahlı bir ayaklanmaya hazır olmayan kitlelere belki de son şans olarak, barışçı yoldan krizi aşma yolu gösteriliyor.

Ya bu yola girilir, ya da meşru olmayan iktidar Seferberlik ve Savaş İlanı Kanunu’nu yürürlüğe koyar ve siyasi tiyatro sahnesinin perdesi devrimci değişim gününe kadar kapanır.

O gün gelip de perde açıldığında, artık siyasi ölü artistlerin yerini, rol yapmayan Kürt ve Türk halkı alacaktır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.