Oğlumla gurur duydum

Gerilla / foto:Erkan GÜLBAHÇE

Gerilla / foto:Erkan GÜLBAHÇE

  • Barış ve Demokratik Toplum Grubu'nda yer alan gerillaların aileleri, şunun altını çizdi: "Tüm dünya Abdullah Öcalan'ın teorik ve pratik gücünü gördü." 
  • Mehti Işık'ın 90 yaşındaki annesi Kumru Işık, uzun yıllar sora ilk kez oğlunu törende gördüğünü belirterek, mutlu olduğunu ve oğluyla gurur duyduğunu söyledi. 

Silahları imha töreninin barışa vesile olmasını dilediklerini belirten Barış Annesi Rahime Turan, "Gerillaların güvenli bir şekilde geri dönmelerinin yolu açılmalı” dedi. Barış ve Demokratik Toplum Grubu'nda yer alan Hüseyin Nas ile Tacdin Işık'ın aileleri, barış istediklerini belirterek, Kürt Halk Önderi'ne güvendiklerini söyledi. Barış ve Demokratik Toplum Grubu üyesi Fırat İşleyen’i yıllar sonra televizyonda gören annesi Sereyi İşleyen de o anki durumunu, “Dilim damağım kurudu" şeklinde özetledi. 

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı, 'Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı' sonrası, 1 Mart’ta ateşkes ilan eden PKK, 5-7 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirdiği 12. Kongresi’nde fesih ve Türkiye'ye karşı silahlı mücadeleyi sonlandırma kararı aldı. Rêber Apo'nun 9 Temmuz’da yayınlanan görüntülü mesajının ardından ise KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Besê Hozat’ın öncülüğünde 30 kişilik 'Barış ve Demokratik Toplum Grubu', 11 Temmuz’da Federe Kürdistan'ın Silêmanî bölgesindeki Şikefta Casenê önünde düzenlenen törenle silahlarını imha etti. Tören, Türkiye ve Ortadoğu'da başta olmak üzere dünyada yankı uyandırdı. Törene Türkiye, Kürdistan ve Avrupa'dan gelen yüzlerce kişi tanıklık etti. Milyonlarca kişi de ekranları başında töreni izledi. İzleyenlerden biri de 2016'da Mêrdin'nin Omerya bölgesinde şehit düşen Hasan Turan'ın (Seyit Rıza Omerya) annesi Rahime Turan'dı. Mêrdin'de devletin ve kontrgerillanın baskıları sonrası 1970'lerde İzmir'e göç eden Turan Ailesi, ardından Adana'ya gitti, tekrar İzmir'e geri döndü. Aile kendi topraklarından göçertildikten sonra da baskıya maruz kaldı. İzmir'in Şirinyer semtinde 2007'de bir bombalı eylemden dolayı ailenin kimi üyeleri gözaltına alındı. Tüm baskılara rağmen mücadelesinin devam ettiğini belirten Rahime Turan, Barış ve Demokratik Toplum Grubu'nun törenine ilişkin konuştu. 

 

 

Çok zorumuza gider

Silahların yakılmasının barışa vesile olmasını dileyen Rahime Turan, "Bu silah bırakmadan sonra barış olmazsa çok zorumuza gider. Tek istediğimiz annelerin ağlamaması. Kürtler gerekli adımları attı, artık devletin de adım atması lazım. Cezaevlerinin kapıları açılmalı ve tutsaklar serbest bırakılmalı. Başkan (Abdullah Öcalan) ile görüşler serbest olmalı ve onunla diyalog kurulmalı. Gerillaların güvenli bir şekilde geri dönmelerinin yolu açılmalı. Hileli bir barış istemiyoruz. Yüreğimiz yaralı ve acıyor ama biz yine de barış diyoruz. Eğer bu barışın içerisinde hile olursa kimse annelerin gözyaşlarının hesabını veremez. Annelerin verdiği bedelin hakkı ödenmez. Biz evlatlarımızı unutmayız. Biz şehit olan evlatlarımızın ne için mücadele verdiğini biliyoruz" dedi. 

 

 

Sürece inancımız pekişsin

Silahlarını imha eden gerillalar arasında yer alan Wan'ın Payîza ilçesi Çarçelan köyünden olan Tacdin Işık'ın (Mehti Akif) ailesi, 1990'lı yıllarda devletin köy yakmaları, baskın ve işkencelerine maruz kalan ailelerden biri. Köye yapılan baskınlardan devletin işkencesine çocuk yaşta maruz kalan Işık, devletin sistematik şiddetini kabul etmeyerek, 16 yaşında PKK'ye katıldı. Işık’ın PKK’ye katılmasının ardından aile üzerindeki baskılar daha da arttı. Bunun üzerine aile, 1995'te Sêrt'ten İstanbul’a göç etmek zorunda kaldı ama 2018'de tekrar Wan’a döndü. Mehti Işık'ın 90 yaşındaki annesi Kumru Işık, törende oğlunu gördüğü için çok mutlu olduğunu söyledi. Oğlunu uzun yıllar sonra ilk kez gördüğünü belirten Kumru Işık, şunları söyledi: “Oğlumu gördüğümde çok heyecanlandım, çok mutlu oldum. Oğlumla gurur duydum. Sayın Abdullah Öcalan’ın 26 yıl sonra görüntüsünü izlemek de bizi çok mutlu etti. Sayın Abdullah Öcalan’ın bu çağrıları umuyoruz ki sonuca ulaşır. Herkes gibi biz de barışın gerçekleşmesini istiyoruz ve bunun olacağına da inanıyoruz. Bunun için de ilk önce Sayın Öcalan'ın özgürlüğünün sağlanması gerekiyor. Bu sağlanırsa sürece inancımız tam olacak. Bütün dualarım bunun içindir.” 

 

 

Verilen bedelleri anımsadık

Silahlarını imha edenler arasında bulunan Sêrtli Mehti Akif Hüseyin Nas'ın (Xebat Penaber) ağabeyi Mehmet Can Nas da kardeşini gördüğü anda karmaşık duygular yaşadığını belirterek, töreni izledikleri esnada çatışmalarda yaşamını yitiren bir gerilla annesinin kendisine, “Keşke çocuğum bu günleri görse, sonra başını tekrar koysa” dediğini paylaştı. Töreni izlerken Kürt halkının verdiği bedelleri anımsadıklarını ve duygulu anlar yaşadıklarını söyleyen Nas, "Bu uğurda canını veren arkadaşları, çocuklarını kaybeden aileler aklımıza geldi. Tabii ki bir yakının törende bulunması farklı bir duygu ama verilen bedellerin yanında kendi sevincimizi de yaşayamaz durumdayız” dedi.

Teorik ve pratik gücü görüldü

PKK’nin silah yakmasını “iyi niyet adımı” olarak nitelendiren Nas, şunları dile getirdi: “Kürtler topyekun Abdullah Öcalan’ın arkasında duruyor. Tören ile birlikte Abdullah Öcalan'ın, barış için hem teorik hem de pratik olarak hazır olduğunu tüm dünya gördü. Abdullah Öcalan’ın teorik ve pratik bilgi, birikim, donanımına güveniyoruz. Bütün halkımız da arkasındadır. Yasal adımlar, halk arasında sürece dair inancı artırır, devletin güvensizliğini ortadan kaldırır. Kürt tarafında bir sorun yok, ama Türk tarafının atmadığı adımlardan dolayı halkta bir kaygı var. En azından hasta tutsakların, siyasi tutsakların bırakılması ve 'umut hakkı' için Meclis'te atılacak bir adım, daha büyük beklentilere sebep olabilir." 

 

 

'Yolun açık olsun'la uğurladım

Barış ve Demokratik Toplum Grubu üyesi Fırat İşleyen’in (Amed Sipan) annesi Sereyi İşleyen, Wan’ın Erdîş (Erciş) ilçesindeki evinde töreni izlediğini belirterek, yalnızca gerilla annesi değil, aynı zamanda Trabzon E Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan Maşallah İşleyen'in de annesi olduğunu hatırlattı. Sereyi İşleyen, Fırat'ın tutsaklıktan sonra gittiğini belirterek, “Gittiğinde ‘Yolun açık olsun, Allah kimseyi o yolda bırakmasın, seni de bırakmasın’ dedim arkasından. Tören yapıldıktan sonra gelinim bana gelip Fırat’ın da aralarında olduğunu söyledi. Bunu duyduğumda çok heyecanlandım, dilim damağım kurudu. Ben öncesinden kendi kendime ‘Bir daha Fırat’ı görürsem ağzıma toprak atacağım’ demiştim. O anda gidip ağzıma toprak attım ve bu sürecin iyiye gitmesi için dua ettim” dedi.

Sadece haklarımızı istiyoruz

Süreç hakkında konuşan Sereyi İşleyen, şunları ekledi: “Şehit anneleri önünde saygıyla eğiliyorum, onlara sabır diliyorum. Umarım barış olur. Artık kan dökülmesin. Biz barış istiyoruz, başka bir şey istemiyoruz. Sayın Öcalan da özgür olsun. Tüm tutsaklar bırakılsın. Bizim ailemizden de iki tutsak var. Biz de haklarımızı istiyoruz. Devletin adım atmasını istiyoruz. Bizim tek isteğimiz barış.” 

Bizim de hassasiyetimiz var

Adana Akdeniz Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (AKKAY-DER) üyelerinden Çetin Eye, çok sayıda yakınını şehit verenlerden. Eye, “Tarihi bir ana şahitlik ettik. Devlet çözüme dair adım atmalıdır. Bu süreçte medya halen ‘düşmanlık dilini’ kullanıyor. Onların hassasiyeti varsa bizim de hassasiyetimiz var. Sayın Öcalan bir an önce serbest bırakılmalıdır. Genel af ilan edilmelidir. Anayasada kimlik, dil ve kültür hakları sağlanmalıdır. Devlet Kürt halkından özür dilemelidir" dedi.

Yasal düzenlemelerin gerekliliği

AKKAY-DER Eşbaşkanı Mustafa Yıldız ise şunları dile getirdi: “Devlet  bir an önce gerekli yasal düzenlemeleri yapmalıdır. Yetkililer zehirli dilden vazgeçmelidir. Terörün tanımı bence yeni baştan yapmak lazım. Bizim bildiğimiz terör; toplumun, kimliğine, diline, kültürüne, özgürlüğüne kast eden ve onların haklarını ellerinden almaktır. Özgürlük için mücadele edenlere terörist denilmez. Abdullah Öcalan fiziki özgürlüğüne kavuşturulmalı, siyasi tutsaklar serbest bırakılmalıdır.” 

Sultan'ın mezarı taşı bile yok

Xeza Özlü, şehit kızı Sultan Özlü'nün halen bir mezar taşının bile olmadığını belirterek, anneler olarak tüm baskı, işkence ve zulme rağmen barış istediklerini söyledi. 

Üç şehidin kardeşi olan Rahime Ağaç da kimsenin ölmediği, acıların yaşanmadığı bir ülke istediklerini kaydetti. HABER MERKEZİ

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.