Ölmez Vadisi’nde siyanürlü kıyım

Toplum/Yaşam Haberleri —

Ölmez Vadisi

Ölmez Vadisi

  • Kiğı'ya bağlı Ölmez köyünde siyanür araması için ruhsat alan Ekin Madencilik şirketi, bölgede binlerce ağacı kesti. İdare mahkemesi durdurma kararı verdi. Köylüler 5-6 köyün yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirttiler.

MEDİNE MAMEDOĞLU/ÇEWLİG

Çewlig, maden ocakları, hidroelektrik santraller (HES), güneş enerjisi santralleri (GES) ve yoğun ağaç kesimleri nedeniyle büyük bir ekolojik yıkımla karşı karşıya. Derin vadileri, ormanlık alanları ve endemik bitki çeşitliliğiyle özgün bir doğal yapıya sahip olan kentte, çevresel tahribat son yıllarda hızla arttı. Arıcılık ve hayvancılık dışında geçim kaynağı bulunmayan bölgede yapılan barajlar, yer altı ve yer üstü su kaynaklarını kurutuyor; açılan maden ocakları ise halkın yaşam alanlarını doğrudan yok ediyor.

Ekolojik tahribatın yoğunlaştığı Kiğı, Yayladere ve Yedisu üçgeninde çok sayıda maden ocağı faaliyet yürütüyor. Özellikle Peri Vadisi üzerindeki barajlar, bölgedeki hayvancılığı ve tarımı olumsuz etkilerken ağaç kesimleri ise arıcılığı tehdit eden en ciddi sorunlardan biri haline gelmiş durumda. Barajlar, madenler ve tünellerle delik deşik edilen coğrafya sermayeye açılırken; geçim kaynaklarını kaybeden köylüler işsizlik nedeniyle şehir merkezlerine göç etmek zorunda kalıyor. 

Köylüler itiraz etti

Kiğı ilçesine bağlı Ölmez Köyü’nde siyanür, bakır ve demir madeni için çalışma ruhsatının 2012 yılında verildiği, Ekin Maden Tic. San. A.Ş ise yaklaşık dört yıl önce bölgede numune aldığı öğrenildi. Numune alınmasının ardından Ölmez Vadisi’nde yoğun ağaç kesimleri başladı ve geniş bir alan maden şirketine yol açmak için tıraşlandı.

Hem ağaç kesimlerine hem de siyanür aramasına tepki gösteren köylüler, yaptıkları itirazlar sonucu geçtiğimiz aylarda Bölge İdare Mahkemesi’nden ağaç kesimlerinin durdurulmasına yönelik karar çıkardı. Hukuki süreç devam ederken, köylüler bölgenin korunmasını ve siyanür aramasının tamamen iptal edilmesini talep ediyor.

 

 

Kabul etmiyoruz

Ölmez Köyü sakinlerinden Derviş Akadır, kesimlerin keyfi şekilde yapıldığını dile getirdi. Doğaya sahip çıkılması gerektiğini söyleyen Akadır şöyle devam etti: “Bir çevreci, bir birey ve burada yaşayan biri olarak doğanın tahrip edilmesine karşıyım. Ülke ekonomisinin madene, GES’e, HES’e, rüzgar enerjisine ihtiyacı olabilir, ancak bunlar yapılırken doğa korunmalı. Biz madene tamamen karşı değiliz fakat doğanın topyekün yok edilmesini kabul edemeyiz.”

Heyelan riski artıyor

Akadır, özellikle heyelan riski taşıyan yamaç bölgelerde yapılan kesimlere dikkat çekerek şunları söyledi: “Bu bölgeler orman olarak sayılmasa da toprağı tutan genç filizlerin bulunduğu yerlerdi. Şimdi ise kesildi. Eski haline dönmesi 50-60 yıl sürebilir. Ayrıca bu alan heyelan, çığ ve toprak kaymalarına karşı doğal bir bariyerdi. Kesimlerin madenle ilgisi olduğu söyleniyor ama ben buna pek inanmıyorum. Daha çok keyfi bir kesim gibi görünüyor. Orman Müdürlüğü ihale açıyor, müteahhit kesiyor ama perde arkasında ne olduğunu bilmiyoruz”

 

 

Halk bilgilendirilmiyor

Akadır, bölgedeki en büyük sorunlardan birinin bilgi eksikliği olduğunu da vurguladı: “ÇED raporunu gazetelerden öğrendik. Altın, gümüş ve bakır için izin alınmış, ancak çinko ve civa gibi başka metallerden de söz ediliyor. Siyanür ve sülfürik asit gibi zararlı maddelerden bahsediliyor. Bu maddelerin doğaya ve canlılara vereceği zararları hepimiz biliyoruz. Bu süreçte ne şirketten ne de devletten bizi bilgilendiren oldu. Herkes farklı bir şey söylüyor. Biz bu belirsizliğe karşıyız. Bir yıl önce dernek olarak dava açtık, 5-6 kişi de bireysel başvuruda bulundu. Mahkeme şu anda tedbir kararı verdi, en azından geçici olarak çalışmalar durdu.”

 

 

5-6 köy yok olacak

Ekolojist Hüsnü Alkan da Çewlig’de yürütülen maden faaliyetlerine karşı önemli uyarılarda bulundu. Özellikle Avras Vadisi’nde yapılması planlanan maden çalışmalarının büyük bir doğa tahribatına yol açacağını belirten Alkan, yürütmeyi durdurma kararını hatırlattı ve mücadelenin kararlılıkla sürdürülmesi gerektiğini söyledi: “2012’de maden ruhsatı alındı, numuneler toplandı ve ardından bölgede hareketlilik başladı. O tarihten beri orman kıyımı sürüyor. Aslında milli park olması gereken bir bölgede, ormanlar tamamen talan edildi. İçinde meyve ağaçlarının, fındık ve ıhlamurun bulunduğu ormanlar yok edildi. Avras Vadisi, tamamen ormanla kaplı bir dağlık alan ve burada çok önemli bir yer altı su kaynağı var. Eğer maden çalışmaları başlarsa, 5-6 köy yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacak. Yer altı suları kirlenecek, arıcılık bitecek ve halkın bal üretim alanları yok olacak.”

Çewlig sahipsiz bırakılıyor

Alkan, halkın sisteme bağımlı hale getirildiğini ve bu durumun tepkilerini açık şekilde ortaya koymalarını zorlaştırdığını da belirterek sözlerini tamamladı: “Bölge halkı yoksullaştırıldı, sisteme mecbur bırakıldı. Bu yüzden tepkilerini dile getirseler de seslerini duyurmakta zorlanıyorlar. Çewlig’de şu anda ciddi bir ekolojik talan yaşanıyor. Eğer sessiz kalırsak bu talan daha da büyüyecek. Kente sahip çıkmazsak doğa tamamen yok olacak. Bölgede endemik bitki türleri ve yer altı su kaynakları büyük tehdit altında. Bu gidişata karşı toplumsal mücadelenin acilen büyütülmesi gerekiyor. Bu sadece yerel halkın değil, tüm toplumun meselesidir. Hep birlikte doğaya sahip çıkmalı ve sesimizi yükseltmeliyiz.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.