Ölüm dışında yol sunsunlar

Rihan Yaşar
- Gever’de 1994'te gözaltına alınarak kaybettirilen oğlu için adalet mücadelesi veren 82 yaşındaki Rihan Yaşar, "Bizler, barışı herkes için istiyoruz. Ölüm dışında bize başka bir yol sunsunlar" dedi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat’ta kamuoyuna deklare edilen çağrısının muhataplarından iktidar ve devlet kanadından henüz somut bir adım atılmış değil. Son 50 yıldır yaşanan çatışmalı süreçte yakınlarını kaybeden yurttaşlar da devletin bir an önce adım atmasını istiyor. Gever'de 1994'te gözaltında kaybettirilen ve halen akıbeti bilinmeyen Mehmet Yaşar’ın ailesi, sürecin başarıya ulaşması için bütün kesimlerin destek vermesini istedi.
Her karakolda aradık
MA'ya konuşan Mehmet Yaşar’ın 82 yaşındaki annesi Rihan Yaşar, Oremar’da doğup büyüdüklerini belirterek, odevletin güçleri tarafından katledilen arkadaşının cenaze töreninde oğlunun hedef haline getirildiğini söyledi. Yaşar, “Cenaze töreninden sonra evimiz askerler tarafından basıldı. Mehmet’i saklamaya çalıştık ama başaramadık. Mehmet’i o gün son kez gördük. Bütün karakol ve bütün emniyetleri gezdik, her tepede ve arazide Mehmet’i aradık. Gittiğimiz her karakolda, ‘oğlunuz burada değil, PKK’ye katılmıştır’ cevabı aldık” dedi.
Kemiklerini bile vermediler
Oğlunun katledildikten sonra cenazesinin helikopterle bilinmeyen bir yere götürülüp atıldığını belirten Rihan Yaşar, şöyle devam etti: “O süreçte bu katliamları yapan kişilerden biri kendi ağzıyla söyledi. ‘Kato Dağı’na attılar, demişti. Oğlum Mehmet gibi binlerce faili meçhul var. Mehmet de onlardan biri oldu. 32 yıldır oğlumun akıbeti hakkında bir şey bilmiyoruz. Tek bir kemiğini dahi vermediler. Gidip her dağın ve taşın altına bakmamız istendi. ‘Gidin oğlunuzu öyle bulun’ dediler. Kimsesizler mezarlıklarına baktık, gittik her yerde aradık ama tek bir kemiğini bile bulamadık.”
Mevlit ve taziyelere yeter
Rihan Yaşar, Kürt Halk Önderi'nin halklara sunduğu yol haritası dışında başka yolun olmadığının altını çizdi. Bu yolun barış ve özgürlük yolu olduğunu kaydeden Rihan Yaşar, “Bu çağrı dikkate alınmaz, devlet bir adım atmazsa bizler mevlitler vermeye, taziyeler kurmaya devam edeceğiz. Bu savaşın durması için devletin adım atması gerekiyor. Binlerce çiçeğimizi yitirdik, artık bu çiçekleri yitirmek istemiyoruz. Bu barış süreci inşa edildikten sonra bizler çocuklarımızın faillerinin yargılanmasını istiyoruz. Helalleşmek ve yüzleşmek istiyoruz.
Bizler sürece inanıyoruz
Biz bu sürece inanıyoruz, bu yolu bize sunana inanıyoruz. Artık devletin de bu taleplerimizi yerine getirmesi için adım bekliyoruz. Büyük bedellere rağmen bizler barışı kucaklıyoruz. Benim komşumun evladı da ölse benim çocuğumdur. Bizler, barışı herkes için istiyoruz. Haklarımızı, insani haklarımızı istiyoruz. Ölüm dışında bize başka bir yaşam sunsunlar istiyoruz. Barış sağlanmazsa yine ölümler olsa bile barışı savunacağız."
Ölmeden barışı görelim
Sürecin öneminin herkesçe bilinmesi gerektiğinin altını çizen Rihan Yaşar, bütün devletlerin bu süreci desteklediklerini ve titizlikle izlediklerini anlattı. Ölmeden barışın inşasını görmek istediklerini ifade eden Rihan Yaşar, “Uluslararası devletler Abdullah Öcalan’ın fikriyatına önem veriyor ve barışın bu yol dışında başka bir yol ile oluşacağına inanmıyorlar. Bu yola güç verelim, devletin de bu masada somut bir şekilde oturmasını istiyoruz. Biz bu barışın ortağıyız ve bu barışın somut adımlarla sağlanmasını istiyoruz” dedi. COLEMÊRG
* * *
Mehmet'in hikayesi
Mehmet Yaşar, 32 yaşındayken 28 Şubat 1994'te kaçırılıp katledilen Mehmet Zeki Yılmaz’ın akıbetini sormak için evden çıktı ve bir daha geri dönmedi. Yaşar, gözaltında katledilen yakın dostu Yılmaz’ın cenazene törenine katıldı.Takip edilmeye başlandı. Bir akrabasının evine sığınan Yaşar’ın bulunduğu ev ablukaya alındı ve saat 20.00 sıralarında evde kimlik sorgulaması yapan polis ekipleri "bizimle emniyete geleceksin" diyerek Yaşar’ı gözaltına aldı. Kahraman Bilgiç isimli itirafçı, Yaşar’ın gözaltına alınarak katledilmesiyle ilgili “Mehmet Yaşar, Tabur Komutanı Mehmet Emin Yurdakul’un talimatıyla alınıp tabura getirildi. Çok ağır işkence yapıldı, işkence sonucu dirsek kemikleri görünüyordu. Daha sonra helikoptere bindirip götürdüler ve geri getirilmediğine tanık oldum, büyük ihtimalle helikopterden atılmıştır” diye anlatmıştı.