Orada savaş, burada deprem
Toplum/Yaşam Haberleri —

Çadırda yaşayan Rojava'lılar / Maraş
- Yaşam umuduyla Rojava’dan Pazarcık’a göç eden kadınlar, savaştan kaçtıkları gün depreme uyandıklarını belirterek, 6 aydır çadırlarda mücadele ettiklerini söyledi.
Mereş merkezli 11 kenti etkileyen depremlerin üzerinden 6 ay geçti. Resmi rakamlara göre 13 milyonun üzerinde insanın etkilendiği depremlerin izleri, yıkımın yaşandığı her kent ve ilçede kendisini hissettirmeye devam ediyor. Depremden en çok etkilenen dezavantajlı gruplar içerisinde yer alan sığınmacı nüfusu, sayıların çoğuna dahil edilmedi, uygulanan ayrımcılık katlanarak arttı.
Kobanê ve Efrîn kentlerinden Maraş’ın Pazarcık ilçesine gelen göçmenler, barınma ihtiyaçlarını eski ve yıkık binalarda kalarak yaşam sürdürüyor. Ancak 6 Şubat’ta yaşanan depremlerde yaşadıkları evler ilk sarsıntıda yerle bir oldu. 6 Şubat’tan sonra göç ettikleri yıllarda olduğu gibi hayata yeniden başlamak zorunda kalan göçmenler, sıcaklıkların 40 dereceyi aştığı ilçede çadırlarda yaşam mücadelesi veriyor.
Cengiz Topel Mahallesi’nde bulunan ve 20’ye yakın ailenin kaldığı çadır kentte yaşayan kadınlar, yaşadıklarını anlattı.
Yerle bir oldu
Yaklaşık 11 yıl önce Kobanê’den göç eden Cemile Muhammed Ali ve ailesinin ilk gittiği yer, Mersin’in Tarsus ilçesi oldu. 8 yıl önce de Pazarcık’a göç ettiklerini söyleyen Ali, o günden bu yana Pazarcık’ta yaşadıklarını söyledi. Yakalandıkları depremi anlatan Ali, “Depremden 8 ay önce son evimize kiraya çıkmıştık. Normalde tek katlı bir binaymış, sonra üzerine 2 kat daha çıkıyorlar. Daha ilk sarsıntıda bina yıkıldı, ikincisinde yerle bir oldu. Evin kolonları yokmuş. Biz de bilmiyorduk, yıkıldıktan sonra öğrendik. O akşam 4 kişiydik evde, bir oğlum arkadaşında kalmaya gitmişti. Biz enkazdan kendi imkanlarımızla kurtulduk” dedi.
6 ay geçti, hala çadırdayız
Depremin ardından yakınlarda bir köye gittiklerini aktaran Ali, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Köyde sondaj kuyusu vardı diye oraya gittik. 1 hafta orada kaldık. Sonra burada çadır verdiklerini duyduk, gelip çadır aldık. 6 ay geçti, hala çadırdayız. Kışın çok soğuktu, şimdi de çok sıcak. Yılan, fare ne ararsan var. Çocuklar sıcaktan sürekli hasta düşüyor. Suyumuz yok. Kendi ellerimizle su alıyoruz. Araçlara hepimizin bidonlarını yükleyip ilerden su taşıyoruz. Çamaşır makinamızı bile bidon suyu ile çalıştırıyoruz. Biz ve komşularımız birlikte ihtiyaçlarımızı karşılıyoruz. Şurada ileride bir musluk vardı, oradan su taşıyorduk ama onu da kestiler. Su için çarşıya gidiyoruz. Konteynır için de isim yazdırdık, 1 haftaya vereceğiz dediler ama hala bekliyoruz.”
Ali, depremden bu yana yaşadıkları sorunları çadır kentte tanıştığı diğer göçmen kadınlarla kurdukları ilişkilerle unutmaya çalıştıklarını söyleyerek, günlerinin hep bir arada geçtiğini ifade etti.