Pelin’di O!

Elif KAYA yazdı —

  • O’nu başka türlü anlatmak mümkün değil… O, sözlerini bilinçle keskinleştiren, sevgiyi-dostluğu eylemine yediren, gözlerini yüreğine ayna eyleyendi... Gözünün nuru olsa sözünü sakınmaz, doğru bildiğini mutlaka söylerdi.

"Jin Jiyan Azadî"; mücadeleyle kendini yeniden yaratmayı başaranların emeğiyle nakşedilen ve mücadele eden kadınların emeğiyle şekillenen bir yaşam felsefesidir. Uzun bir mücadele deneyimine dayanan bu felsefe; zorlu bir kavgayı, büyük bedelleri göz almayı ifade eder. Özgürlük amacında net olanların ve bunun için zorlu kavgayı göze alanların geliştirdiği bir deneyimdir. Bu yüzden olsa gerek mücadelede amaç ile tutumu bir eyleyenler bu mücadelenin en ön saflarında yer almış, öncü olmuş, hep yol göstermişlerdir.

Bu niteliği ile Kürt Kadın Hareketi dünya kadın hareketine ilham veren bir harekete dönüşürken, hareketin gelişiminde de mücadele deneyimini birbirine emanet eden ve onu yeni aşamalara taşıyan öncü kadınların emeği belirleyici olmuştur. Doğanın döngüsü, hakikatin döngüsü gibi… Birbirine suyunu emanet eden küçük dereciklerden nehirlere dönüşen su gibi… Hem içinde kolektif olanı barındıran, hem kolektif olana kendinden bir şeyler katıp, çoğaltan bir karakter taşır.  

Bu yüzden olsa gerek egemen güçler en çok öncü kadınlardan korkar ve ilk etapta onları hedef alırlar. Suyun akmaması, yaşamın durması için öncü kadınları katlederler. Kadınlar hep hedefti, ancak özellikle 2013 yılında öncü Kürt kadınları daha çok hedeflendi. Sakine- Fidan- Leyla, Seve-Pakize- Fatma, Nagihan Akarsel, Berivan Zilan, Leyla Van, Gülistan Tara, Saliha Viyan ve daha niceleri….

Bu öncü kadınlardan biri de uzun yıllar mücadelenin farklı alanlarında çalışma yürüten ve önceki gün önce şehadeti açıklanan Pelin Yılmaz’dır. Pelin, mücadeleyle gençlik yıllarında tanıştı ve uzun yıllar gençlik çalışmalarında yer aldı. Bundan olsa gerek sorunlara yaklaşımı ve ele alışında hep pozitif ve umutlu bir hali vardı. Sorunlardan öte çözüme odaklanan karakteri onu çekici ve yapıcı kılan en temel özelliğiydi. Bu nedenle olsa gerek uzun yıllar mücadelenin farklı alanlarında çalışma yürütmüş olsa da pozitif enerjisi ve yeniliğe açık özelliğiyle o hep genç kaldı.

Pelin’di o… O’nu başka türlü anlatmak mümkün değil… O, sözlerini bilinçle keskinleştiren, sevgiyi-dostluğu eylemine yediren, gözlerini yüreğine ayna eyleyendi... Gözünün nuru olsa sözünü sakınmaz, doğru bildiğini mutlaka söylerdi. Sadece bir eksikliği dile getirmek, kusurları ortaya dökmek için değil, çirkin olanı yanındakine yakıştırmaz, bunun aşılması için çaba gösterirdi. Hem de o kadar mütevazi ve sade bir şekilde yapardı ki, her şeyi yeni öğrenmeye çalışan birinin heyecanıyla tüm engelleri ortadan kaldırırdı. Bu çetin bir kavgaydı; bunun bilinciyle her sözü ve adımını hakkını vererek atardı.

Pelin’di o… Kendisine amaç edindiği şeyi başarmak için başkasının başarısızlık öykülerine itibar etmezdi. 2005 yılında ilk kez tanıştığımda siyasi bulanıklığın olduğu bir ortamda parlayan gözleriyle mücadelenin nasılına büyük bir aşkla sarıldığını gördüm. Hani korkunun bulaşıcı olduğu söylenir ya ama aynı zamanda cesaretin, umudun da bulaşıcı olduğunu, Pelin’in etrafındaki arkadaşlarını etkilemesinde gördüm. Arkadaşlarının arasında yönünü hiç kaybetmeyecek bir yıldız gibiydi. Yanındakine huzur ve güven duygusu aşılayan bu netlik ve kararlı duruş mücadele arkadaşlarına da yol gösterdi.

Gençlik çalışmaları yürüttüğü yıllarda çalışmalarından dolayı tutuklanıp cezaevine konuldu. Birkaç yıl sonra KCK operasyonları adı altında yapılan soykırım operasyonuyla tutuklandığımda, Pelin’le cezaevinden yeniden haberleşmeye başladım. Siyasi soykırım operasyonuyla binlerce insanın içeriye alınmaya başlandığı dönemde, o dışarıya çıkıp mücadeleye devam etmenin heyecanını yaşıyordu.

Pelin’di o…. Engellerin olduğu yerde mücadele etmenin farklı yol- yöntemlerini bulup ortaya çıkarırdı. Kölelik ve yok sayma politikalarının yaygın olduğu yerde mücadelenin çeşitli ve kapsamlı yöntemleri olduğunu bilirdi. Bu nedenle mücadelenin pek çok alanını tanıdı, deneyimini farklı alanların deneyimine kattı. Hewler’de- Süleymaniye’de uzun yıllar Kürdistan Özgür Kadın Hareketi adına dış ilişki çalışmalarını yürüttü. Yoksayılan Kürt kadınlarının sesini, taleplerini kamuoyuna duyurmak, Kürt kadınlarının ulusal birliğini sağlamaya yönelik büyük bir emek verdi.

Kendisinden öncekilerden emanet aldığı özgürlük mücadelesine kendisinden çok şey katarak 27 Ocak’ta kendinden sonra gelenlere emanet etti.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.