Yeni bir başlangıca doğru

Elif KAYA yazdı —

 

  • Her değişimin temel bir karakteri olan risk bu radikal dönüşümü öngören dönem için de geçerlidir. Risk değişimin ikiz kardeşi gibidir. Bu nedenle radikal değişim kararının alındığı tüm dönemlerde bilinçlenme çalışmalarını öncelemek son derece önemlidir.

Her başlangıç bir deneyime ve tarihsel arka plana dayanır. Yaşanmışlıklar olmadan başlangıçlardan bahsedemeyiz. Ancak her başlangıç bir son anlamına da gelmez. Değişerek, büyümek, derinleşmek, yeni yöntemler geliştirerek yol almak anlamına gelir. Kendi deneyiminden kopuk başlangıçlar olmadığı gibi her deneyim kendini yenileyebildiği ve yaşam ihtiyaçlarına cevap verebildiği oranda kendini yaşatır. Bir anlamda oluşun temel ilkesi olan değişim tüm canlılarda olduğu gibi toplumsal hareketler, partiler, örgütlenmeler için de geçerli bir ilkedir. Bu nedenle zamanın değişen koşullarını görüp cevap olabilen hareketler zamana yön verme gücü kazanır. Tarihsel süreç boyunca statikleşen, kendini mutlaklaştırıp, yaşamı kendine uydurmaya çalışan pek çok hareket ortadan kalkarken, değişim potansiyelini taşıyan hareketler günümüze kadar kendini taşımışlardır.

Bunun en somut örneğini 1990’li yıllarda reel sosyalist blokun dağılmasından sonra yaşanan deneyimlerde gördük. Toplum ve sosyalizm adına yola çıkan pek çok örgüt, bu dönemde yaşamın ve değişimin dilini yakalayamadığı için ya hedefsiz ve ütopyasız kalıp dağıldı ya da dogmatikleşip marjinalleşti. Elbette bu dönemde zamanın ruhunu okumaya çalışan ve bu temelde değişim-dönüşüm çabasında olan PKK gibi hareketler de vardı.

PKK, 1990’lı yılların başından itibaren yaşanan sosyalist deneyimden dersler çıkararak kendini değiştirmeye ve dönüştürmeye çalıştı. PKK’nin 5. Kongresi bir anlamda değişim ve dönüşüm kongresi olarak da adlandırılabilir. Bürokrasinin, hiyerarşinin, demokrasinin derinlikli irdelenmeye çalışıldığı bir dönemdir. 2001 yılında ise mücadele içindeyken hiç bir hareketin kolay kolay göze alamayacağı bir değişim kararı aldı, paradigma değişimine gitti. Bu dönem “zorun rolü” üzerine çok kampsalı çözümlemeler yapılarak, silahlı mücadelenin rolü savunma ile sınırlı bir düzeye indirildi. Bu silahlı mücadele yürüten bir hareket açısından oldukça radikal ve içinde riskleri barındıran bir karardır. Özellikle Uluslararası Komplo’yla Rêber Apo’nun tutuklu olduğu koşullarda bunu yapmak ancak çok büyük bir bilinç, kendine güven, cesaret gerektirirdi. Gerçekten bu döneme kısaca dönüp baktığımızda yaşananları tam kavramamaktan kaynağını alan kimi sorunlarla birlikte, özellikle ortamı sabote etmeye çalışan pek çok gücün müdahil olmasına rağmen PKK’nin bu süreçten büyüyerek çıkması, dünyada tanınan ve ilham alınan bir harekete dönüşmesi bu değişimle mümkün olmuştur, diyebiliriz. Bu paradigmasal değişim olmasaydı, Kürdistan Özgürlük Hareketi’nin bu kadar gelişip derinleşmesi mümkün olmayabilirdi.

Elbette değişimin niteliği ve amacı da son derece önemlidir. Toplumsal temel çelişkileri merkezine alıp çözüme odaklanmayan değişimler beraberinde dağılmayı, savrulmayı da getirebilir. Bu nedenle değişimde temel prensip olarak toplum- doğa ve kadın arasındaki dengeyi özgürlükçü temelde kurmayı esas almak önemlidir. Rêber Apo “Demokratik, Ekolojik, Kadın Özgürlükçü Paradigma"yı bu eksende geliştirdi.

2001 yılından bu yana yaklaşık çeyrek asır zaman geçti. Bu dönem zarfında özellikle kadın özgürlüğü ve toplumsal sistemin demokratikleşmesi temelinde çok önemli adımlar atıldı. Ancak değişim, etkileşim halinde olan tüm yapıları kapsayan komplike bir süreçtir. Tek bir tarafın değişmesi yeterli olmadığı gibi, bazen de bir tarafın değişimi diğerinin değişimine yol açar. Değişim dönemlerinin karakteristik özelliği de bu… Durup karşıdakinden değişim bekleme yerine kendini değiştirerek, karşıdakini değişime çekmek mümkün olabilir. R’eber Apo’nun çağrısıyla 5-7 Mayıs’ta gerçekleşen PKK’nin 12. Kongresi’nin böyle tarihi bir anlamı da var. Büyük dönüşümleri öngören tarihi bir kongre niteliğindedir.  

Kuşkusuz her değişimin temel bir karakteri olan risk bu radikal dönüşümü öngören dönem için de geçerlidir. Çünkü risk değişimin ikiz kardeşi gibidir. Bu nedenle radikal değişim kararının alındığı tüm dönemlerde bilinçlenme çalışmalarını öncelemek son derece önemlidir. Yani neyi değiştirip yerine neyi koymak gerektiğini toplumda yaygın tartışmak, birlikte karar alma süreçlerini daha aktif kılmak risklerle baş etmenin en önemli yöntemlerinden biri olarak öne çıkıyor. Özellikle toplumsal barışı ve demokrasiyi merkezine alan bu değişim sürecinde bu çok daha hayatidir. Mücadelenin araç ve yöntemlerini değiştirirken, bilinçlenme ve örgütlenmeyi derinleştirerek özgürlüğün önündeki bentleri aşmak mümkün olabilir.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.