Peyindas’ta ne oldu?

  •  Abluka altında tutulan Peyindas köyünde evlerde arama yapan askerler ahırlara sis bombası attı, toz çamaşır deterjanı ve peynir kavanozlarının içini ‘bomba var’ gerekçesiyle kaşıkla aradı. “Ne bu toprakları ne de davamı bırakmam” diyen Sakine Arvas, yapılan zulmü asla kabul etmeyeceğini belirtti. 

 

DORŞİN BARAN/BİTLİS

Türk ordusunun geçtiğimiz Cuma başlayan askeri operasyonla abluka altında tuttuğu Peyindas köyünde fiili yasak devam ediyor. Gözaltına alınan 8 köylüden üçü tutuklanırken, köylülerin tutuklanma gerekçesi ise sonradan dosyaya eklendi. 

Köylülerin tutuklandığı günün gecesi köyün içinden çekilen askerler dağlık alanlarda pusuya yatarken, köylülerin hayvanları için kullandıkları mera ve sulak alana gitmek hala yasak. Günlerce ablukaya alınan Peyindas köyüne giderek yaşanan çatışmanın ağırlığını ve köylülerin maruz kaldığı hak ihlallerini yerinde inceledik.

Köye getirilen ağır iş makinesinin tekerlek izleri köy yolu boyunca gözümüze çarpıyor. Askerlerin dağlık alana çekildiğini ve meraların hala yasak olduğunu söyleyen köylüler, hayvanlarını köye getirerek onlara su vermek zorunda kaldıklarını söyledi. Operasyon günü evlere baskın yapan askerlerin ahırlara ve evlere attığı sis bombaları ise hala yerinde duruyor. 

Kadınlar köy meydanına getirildi

Öte yandan, HPG’li Mehmet Veysel Aydemir’in Heron tarafından takip edilip silahsız olduğu bilinmesine rağmen dakikalarca taranıyor. Çatışmanın yaşandığı günün sabahı Avras ailesinin evine giden bir korucu evde bulunan üç kadını da alarak köy meydanına getiriyor. Sabah 08.00’den öğlen 14:00’e kadar asker çemberi ablukasında tutulan 3 kadın ne olduğunu anlamazken kızgın güneş altında su içmelerine dahi izin verilmiyor. 

Evlerin krokisi çizilip arandı

Kerem Avras’ın tarladan işkenceyle gözaltına alınıp köye getirilmesiyle ablukanın son bulduğunu belirten kadınlar, askerlerin daha sonra kaldıkları evin krokisini çizerek evde arama yapmak yaptıklarını söyledi. 

Evde bulunan yastıklarının içinin bile kontrol edildiğini söyleyen Kerem Avras’ın eşi Sakine Avras, askerlerin kendisini önlerine koyarak odalara kendisinden sonra girdiğini evin ahırına da sis bombası attıklarını söyledi. Evde bulunan toz çamaşır deterjanı, bal ve peynir gibi poşet veya kavanoz içinde bulunan ürünleri de kaşıkla aradıklarını söyleyen Sakina Avras, “Kanepelerin bile tahtasını çıkarıp baktılar. Bir şey bulamayınca çıkıp gittiler. Ancak günlerce evimizin önünde, bahçesinde kaldılar. Onlar yüzünden evimizde gelip uyuyamıyorduk” dedi. 

‘Bu toprakları bırakmam’

Evlerde saatlerce bomba arayan askerler aynı zamanda evde bulunan kadınlara da psikolojik baskı uyguladı. Operasyon günü yanına gelen korucuya tepki gösterdiğini belirten Sakine Arvas, Kerem Avras’ı işkence edilmiş halde gördükten sonra panzerin kapısını yumrukladığını söyledi.

“Ne bu toprakları ne de davamı bırakmam” diyen Sakine Arvas, şöyle devam etti: “İstediklerini yapsınlar sonuna kadar buradayım. Buradan da gitmeyeceğim. Hepimizi terörist olarak görüyorlar. Ben bu zulmü kabul etmiyorum, asla da etmeyeceğim.”

‘Neden gözaltına alındığımızı bilmiyorduk’

Günlerce süren ablukaya rağmen içlerinde korkuya dair hiçbir şeyin olmadığının altını çizen kadınlar, 3 kişinin de haksız ve hukuksuz bir şekilde tutuklanmasına tepki gösterdi. 

Gözaltına alınıp adli kontrol şartıyla serbest bırakılanlar arasında yer alan Necip Tedbirli ise kendilerine ve tutuklananlara aynı soruların sorulduğunu ve neden gözaltına alındıklarını dahi bilmediğini söyledi. 

Kerem Avras’ın yanlarına getirildiğinde gözlerinde morluk olduğunu ve yürüyemediğini belirten Necip Tedbirli, “Neden gözaltına alındığımızı bilmiyorduk. Bize sorulan kişileri de tanımıyorduk. İfadeler alındıktan sonra babamla birlikte üç kişiyi tutukladılar” ifadelerini kullandı.

Bunlar insan değil

Asker çemberinde kendilerine para teklifi edildiğini ve psikolojik baskıya maruz bırakıldıklarını aktaran Sakine Avras, "Daha sonra gelip evde arama yaptılar. Tuvalette bomba olduğunu düşünüyorlardı. Eve geldiğinde bana tuvalete ve banyoya sen bizden önce gir dediler. Evde aramadıkları yer kalmadı, yıkanan döşekleri bile açtılar. Bunlar insan değil, bu adalet değil. Aramadan sonra köylüleri de alıp götürdüler. Bu olanlar karşısında ne desek boş kalır. Biz de artık topraklarımızda özgür bir şekilde baskı görmeden yaşamak istiyoruz. Bütün insanlar gibi biz de evimizde huzurlu bir şekilde yaşamak istiyoruz” dedi.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.