Riha’da gelenek küllerinden doğuyor

Mustafa Vefa

Mustafa Vefa

  • Avukat Mustafa Vefa, Riha halkının 90’ların ruhuyla partisini sahiplendiğini ve bu durumun daha da büyütüleceğini söyledi. Mustafa Vefa, “Burada özgürlükçü gelenek yeniden küllerinden doğacak” dedi.

ASMİN BARAN/ RIHA

Bütün baskı ve saldırılara rağmen DEM Parti, Riha’da birinci parti konumuna yükselirken yaşanan süreci değerlendiren İHD’li avukat Mustafa Vefa, halkın şeffaf ve demokratik belediyeciliği seçme adımını attığını söyledi.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM), Riha’da (Urfa) Büyükşehir Belediyesi’ni AKP’ye kaybettirdi, ilçelerde ise 7 ilçeyi kazanarak büyük bir başarı elde etti; kentte meclis çoğunluğunu da aldı. DEM Parti’nin Bozova, Bilecik, Ceylanpınar, Halfeti, Hilvan, Suruç ve Viranşehir’de belediyelerinde elde ettiği zafer, AKP’de büyük bir rahatsızlık uyandırdı. Yerel seçimlerin ardından DEM Parti’nin kazandığı birçok ilçeye AKP itiraz ederken, özellikle Halfeti ve Hilvan’da çok farklı oyunlar döndü. Halfeti’de AKP’nin itirazı sonrası İlçe Seçim Kurulu yeniden seçim yapma kararı aldı, ilçe halkının gösterdiği tepki sonrası YSK’dan döndü. Halfeti’de YSK’nın kararı sonrası mazbata DEM Parti’ye verildi. DEM Parti’nin yüzde 33 oy oranıyla kazandığı Hilvan’da ise bir skandal yaşandı. Seçimi kazanamayan AKP’li aday Aslan Ali Bayık, seçim gecesi, “Ben bu belediyeyi DEM’e bırakmam” tehdidinde bulunduktan sonra 1 Nisan günü oy pusulalarının olduğu spor salonu basıldı. AKP’li adayın yakınları ve AKP’li seçim kurulu üyelerinin yer aldığı bir grup, oy pusulalarını yaktı. Olayın ortaya çıkmasının ardından hem adayın akrabaları hem de AKP’li 7 kişi çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı, ancak iki gün sonra serbest bırakıldı. Oy pusulalarının yakılması nedeniyle YSK, seçimin 2 Haziran 2024’te yapılmasına karar verdi. 2 Haziran tarihine kadar ise belediyeye ilçe kaymakamı kayyum olarak atadı.

İHD’li avukat Mustafa Vefa, Riha’daki seçimler ve ardından ortaya çıkan değişime dair sorularımızı yanıtladı.

DEM Parti, Urfa’da ciddi bir başarı kazandı. Halk 90’lı yılların ruhuna bürünmüş durumda. Sahadaki izlenimlerinize göre nasıl bir değerlendirme yapabiliriz?

Sizin de dediğiniz gibi Urfa halkı 90’ların ruhuyla partiyi sahiplendi. Propaganda sürecinde partinin gittiği her mahallede, her evde halkın sahiplenmesi açıkça görülüyordu. AKP-MHP blokunun Kürt halkına yönelik sürdürdüğü politika, halkta büyük bir öfke ve tepkiye dönüştü. Partilerin kapatılması, neredeyse tüm kadroların tutuklanması, yargı baskısı altına alınması ve DEM Parti’nin tüm çalışmalarının engellenmiş olmasına rağmen Urfa halkı, partisini sahiplendi ve partisini 7 ilçede birinci parti yaptı. Devlet çeşitli baskı yöntemlerini kullandı, halkın iradesini ve sahiplenmesini kırmak için birçok yöntem denedi ama seçim süreci başladığından sandık sonuçları gelene kadar ki süreçte halk, müthiş bir motivasyonla partisini sahiplendi. Oy sayım döküm işleri bitene ve çuvallar adliyeye gidene kadar 7’den 70’e herkes okulların önünde oylarına sahip çıktı. Bunun sonucunda da Urfa, eski görkemli günlere döndü ve dönmeye de devam edecektir.

Yine 7 ilçe ve Büyükşehir’de meclis çoğunluğunu aldı. Bu başarı sonrasında yaşanan saldırılar oldu. Yerel seçimden bu yana devam eden sistematik saldırı sürecini paylaşır mısınız?

Öncelikle Urfa, sistemin özel konsept uyguladığı Kürt şehirlerinin başında gelmektedir. Kürtlere karşı yürütülen bu özel savaş yöntemlerine rağmen halkın direnişi, demokrasi ve özgürlükler anlamında bölge halkları için de umut olmuştur. Seçimlerle birlikte oluşan bu başarı, Urfa’da yaşayan diğer halkların da Özgürlük Hareketi’ne yaklaşımlarında olumlu değişikliklerin olduğunu göstermektedir. Bahsettiğimiz gibi özel konsept uygulanan ilçelerin başında Hilvan ve Halfeti de gelmektedir. Özgürlük mücadelesi için tarihsel bir yeri olan Hilvan ve halkaların bir arada barış içinde yaşadığı Halfeti’de halkların DEM Parti’yi sahiplenmesi, sistemi paniğe sokmuştur. Bu sebeple daha sandık sayımları sürerken kaybettiklerini anladıkları anda halkın iradesine müdahale edip sandıklara saldırmalarının bir sebebi de budur. Sistem, bu iki ilçenin önemi ile bu saldırılara göz yumdu, yereldeki yetkilileri de geçmiş süreçlerde belediyelerde yaptıkları usulsüzlüklerin açığa çıkmasını engellemeye çalışarak bu rantın devam etmesi için çaba gösterdi. Özet olarak; AKP’li mevcut belediye başkanları rant düzenini devam ettirmek adına sandıklara saldırdı. Sistem, Urfa ve ilçelerinde uygulamaya koyduğu konseptini sürdürmek için bu saldırılara göz yumdu. Devlet, hem kolluk gücüyle ve yargısıyla hem de il, ilçe seçim kurullarıyla bir uyum içinde saldırganları koruyan bir duruş ortaya koydu.

Ortaya çıkan milyarlarca yolsuzluk örneği var, seçim sonuçlarına yapılan itirazlar ve oy yakmalar bu yolsuzlukları örtbas etmek amaçlı olabilir mi?

Kayyum ve AKP belediyeleri, zaten sürekli rant ve yolsuzluklarla gündeme gelmekteydi. Urfa’nın belediyeleri de aynı şekilde geniş rant çarklarının döndüğü yerlerdi. Basit bir örnekle anlatacak olursam; Viranşehir Belediyesi’ne 2016’nın sonunda kayyum atandı. Kayyum atanmadan hemen önce belediyenin borcu yoktu ve yaklaşık 9-10 milyon TL hizmet için ayrılan para vardı. Kayyum geldikten çok kısa bir süre sonra o para bitti ve iki yılın sonunda hiçbir hizmet yapmadan 22 milyon borçla belediye AKP’ye geçti. Şimdi ise borç tutarı yüz milyonlara varmış durumda. Yine Suruç Belediyesi’nde kayyum, bırakın hizmeti, Suruç halkını adeta cezalandırarak yıkık bir şehir haline getirdi ve 176 milyon borçla DEM Parti, Suruç Belediyesi’ni devraldı. Tüm ilçelerde hizmet yok ama yüz milyonlarca borç var. Dolayısıyla bu vurgun düzenini sürdürmek istiyorlar. Sadece belediyelerin doğrudan teminleri ve ihaleleri bile incelenirse büyük yolsuzluklar ortaya çıkacaktır. Hilvan ve Halfeti belediyeleri için ortaya atılan iddialar var. Bu iddialar; belediyenin parasıyla villa yaptırmaktan tutun da kumar borcunun belediyenin parasıyla ödenmesine kadar varıyor. Bu iddialara ilişkin tek bir soruşturma yok. Bu ilçelerde bu derece ısrarcı olmalarının sebebi de bu yolsuzlukların açığa çıkmasına engel olma çabasıdır. 

Son olarak Urfa “artık DEM zamanı” dedi. Bundan sonraki çalışmalar ve yeniden inşa nasıl bir boyutta olacak; kent, eski enerjisi ve kültürüne kavuşacak mı?

Evet, Urfa artık DEM zamanıdır, dedi ve 6 ilçeyi DEM Parti kazandı. 2 Haziran’da ise halkın iradesi çiğnenerek gasp edilen Hilvan Belediyesi ile bu sayı 7 olacaktır. Urfa halkı, rant belediyeciliğinden, kayyumcu anlayıştan artık bıktığını gösterdi ve halkın talebinin katılımcı, şeffaf ve demokratik belediyecilik olduğu ortaya çıktı. Biz inanıyoruz ki; yerel demokrasiyi ve eşitliği esas alan DEM Parti, iktidarın yarattığı tahribatı ortadan kaldırarak, hizmette eşitlik ve adaleti gözeterek, karar aşamalarına halkı katarak, Urfa halklarının bu yönetim geleneğini sahiplenmesini kalıcı hale getirecektir. Bu yönetim anlayışıyla ilk kez tanışan ilçelerimiz oldu. Yine Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nde DEM Parti en çok üyesi olan parti oldu. Hem ilçelerde hem de Büyükşehir’de ortaya konulacak çalışmalarla hem Urfa eski enerjisine kavuşacak hem de Urfa’nın devrimci ve özgürlükçü geleneği küllerinden tekrar dirilerek görünür olacaktır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.