Roboskî 12 yıldır yasta

HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Ferhat Encü

HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Ferhat Encü

  • Roboskî Katliamı'nda yakınlarını kaybeden HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Ferhat Encü, "Biz hala Roboskî’den bahsediyoruz ama üzeri örtülmüş ve betona gömülmüş bir Roboskî gerçekliği var. Bu da acımıza acı katıyor" dedi.

ERDOĞAN ALAYUMAT / İSTANBUL

Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Roboskî köyünde 28 Aralık 2011'de 19’u çocuk 34 kişinin Türk savaş uçakları ile bombalanarak katledilmesinin üzerinden 11 yıl geçti. Buna rağmen ne failler belirlendi ne de dava açıldı. Roboskîli aileler, faillerin bulunup cezalandırılmasını beklerken bu süreçte gözaltı, soruşturma ve baskılara maruz kaldı. Ailelerin adalet beklentisi devletin tozlu raflarında kaybolurken, Roboskî’de katliamların izleri daha da derinleşti. Acıları taze. Roboskîli anneler, 11 yıldır giydikleri kara giysilerle hala yas tutuyor. 

Roboskî’de kardeşi ve yakınlarını kaybeden, katliamın tanığı Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul İl Eşbaşkanı Ferhat Encü ile 12. yılına giren Roboskî Katliamı’nı konuştuk.

Öncelikle size yönelik son saldırıyla başlamak istiyorum. Polis size saldırarak, kameralar önünde tokat attı. Roboskî Katliamı’nın yıl dönümü öncesinde gerçekleşen bu saldırıyı siz nasıl yorumluyorsunuz?

Bunun kesinlikle planlı olduğunu düşünüyorum. Kendisi kim olduğumu biliyor. Defalarca karşı karşıya geldik. Daha önce bana parmak sallayarak, “hesabını soracağım” diyen kişidir. Tokadın ardından bizzat Zengin’in kendisi gelip beni gözaltına aldı. Gözaltı sırasında da işkence uygulandı. Roboskî Katliamı’nın yıl dönümünde böyle bir saldırının gerçekleşmesi tesadüf değil. Bu, AKP-MHP iktidarının bu ülkede yaratmış olduğu polis devletinin pervasızlığının sonucudur. Bu tokat, başta Kürt halkı olmak üzere, barış demokrasi ve özgürlüğü, insanca yaşamı savunan herkese atılmış bir tokattır. Demokratik siyaset alanında kendi mücadelemizi yükselterek bu tokadın hesabını sandıkta ve her alanda soracağız.

Roboskî, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük katliamlarından biri olarak kayıtlara geçti. Savaş uçakları ile 34 insan göz göre göre katledildi. Roboskî’yi bu katliamlar arasında nasıl bir yere koyuyorsunuz?

Cumhuriyet tarihinde çok büyük toplu katliamlar oldu ama devletin ilk defa suçüstü yakalandığı, görüntüler ve fotoğraflarla tüm kamuoyuna servis edilen bir katliamdı Roboskî. Dersim, Zîlan gibi tarihte çok acı katliamlar var. Bu katliamları döneme tanıklık eden insanların anlatımlarıyla biliyoruz. Roboskî Katliamı böyle değil. Roboskî Katliamı yaşandığı an itibarıyla fotoğraflar ve görüntülerle dünyaya servis edilen bir katliamdır. Dolayısıyla acısının ve vahşetinin de toplum açısından nasıl ele alındığını ve buna karşı nasıl refleks gösterildiğini de gördük. Roboskî’de cenazeler otopsiye getirilip gömülüne kadar ki iki günlük süreci anlatsak dahi bu katliamın nasıl vahşi bir katliam olduğunun fotoğrafını çizebiliriz. Katliamın yaşandığı 21.30 itibarıyla tam 40 dakika boyunca uçak bombardımanına maruz kalan 38 insandan dört kişinin kurtulduğu, 34 insanın yaşamını yitirdiği bir katliamdır Roboskî. 

Katliam haberini alan insanlardan kimisi çıplak ayakla sınıra koştu, kimisi de üzerine bir mont dahi almadan katliam bölgesine yürüyerek gitti. Katliam bölgesine vardığımızda parçalanmış bedenlerle karşılaştık. İnsan ve katır parçalarının birbiriyle karıştığı bir katliamdı Roboskî Katliamı. O ortamda topladığımız parçalar insan ya da katır parçalarının seçilmediği bir vahşetti. Yaralı insanları çaresiz bir şekilde hastaneye yetiştirme çalışıyordu insanlar. Herkes kendi akrabası, eşi ve kardeşini arıyordu. Sabaha kadar cenaze parçalarının toplandığı, kayalar ve toprak altında kalan bedenlerin çıplak ellerle çıkarılmaya çalışıldığı bir gece yaşandı. Nihayetinde cenazeler toplandıktan sonra katır sırtında taşındı, traktör römorklarında üst üste konuldu. Bu fotoğraf hem aileler hem de toplum açısından çok büyük bir travmaya neden oldu. Hala bu travma devam ediyor.  

Katliam üzerinden 11 yıl geçti, bu süreçte Roboskî’de neler yaşandı; bu 11 yıl, Roboskîlilerden neler aldı?

11 yılı geride bıraktık 12. yıla girdik. Katliam, Roboskî halkı şahsında Kürt halkında büyük bir travmaya neden oldu. Bugün hala Roboskîli anneler siyahlar giyiyor. Hala çocuklarının mezarlarının başında yas tutuyor. Hala bu katliamın izlerini taşıyor. Hala katliamın acısını derinden yaşıyor. Hala düğüne giderken, bayram kutlarken katliamın acısıyla gidiyorlar. 11 yıl geçmesine rağmen Roboskî’de eğlence ve düğünler eskisi gibi olmuyor. Hala halaylara katılmayan babalar ve kardeşler var. Dolayısıyla birçok şey değişti. Bu katliama dayanamayıp kalp krizi geçiren anneler oldu. Katillerden hesap sorulduğunu görmeye ömrü yetmeyen insanlar oldu. Katliamın acısı ve öfkesiyle yüzünü dağlara veren insanlar oldu ve bundan kaynaklı dağlarda yaşamını yitiren kardeşler oldu. Yine aynı şekilde bu katliama karşı öfkesini ve tepkisini ortaya koyduğu için yargılanan, hala cezaevinde olan insanlar var ve hala yargılanmakta olan insanlar var. Katliam, Roboskî’den çok şey götürdü. Hem geleceğe karşı umudu olan bir çocuğu hem dünyaya olan sevinci, hayata olan bakış açısı ellerinden alındı. Katliamın yaratmış olduğu travmadan kaynaklı en ufak bir top sesi ya da en ufak bir seste ürken, bağıran anneler var. Biz hala Roboskî’den bahsediyoruz ama bir adım bile ilerlemiş bir süreç değil, tam tersine üzeri örtülmüş ve betona gömülmüş bir Roboskî gerçekliği var. Bu da acımıza acı katıyor. 

Türkiye’de son yıllarda adalet kavramı çokça tartışılıyor. Roboskî için adalet kavramı nedir; adalet denildiğinde Roboskî’yi nereye koyabiliriz?

Bizler açısından içi boşaltılmış, sadece dilde telaffuz edilen ve pelesenk haline getirilen bir kavram. Bunun herhangi bir somut haliyle karşılaşmadığımız bir durum olarak ele alıyoruz. Yani adalet bizim için anlamını yitirmiş bir kavram. Çünkü adalet dendiğinde bunun kavramsal anlamını ele aldığımız da o aileler üzerinde etkisi olan, pozitif anlamda etki yaratan, o ailenin acısını, öfkesini dindiren, ortadan kaldıran bir kavram olarak ele alabiliriz ama adalet bizlere karşı kullanılırken tam tersi öfkemizi daha da büyüten acımızı daha da büyüten, bizi daha da bileyen bir yerde konumlanıyor. Örneğin katliamın üzerinden 11 yıl geçti ama bir kişi bile sorgulanmış ve cezalandırılmış değil. Yine bu katliamın üzerini örtmek için istisnasız her ay, her hafta devlet bütün kurumlarıyla bizzat İçişleri Bakanı’nın talimatıyla aileler üzerinde baskı oluşturuyor, susmaları yönünde baskı kuruyor. Aileleri sindirmeye, korku politikasıyla onları geri adım attırma, kendi çizgilerine çekmeye çalışan bir anlayış söz konusu. Bu da hazmedilecek bir mesele değil. 

Adalet kavramına girmişken muhalefetin tutumunu sormak istiyorum. En son CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Roboskî’yi ziyaret etmişti. Bu ziyaret sizin için neyi ifade ediyor?

İktidara talip olan bir partinin genel başkanının 11 yıl sonra Roboskî’ye gelip adalet sözü vermesi önemlidir. Bizim burada talep ettiğimiz iki önemli nokta var. Bunlarda bir tanesi Roboskî Katliamı faillerinin yargılanması, ikincisi yeni Roboskîlerin olmaması. Roboskî’den sonra birçok acı yaşandı. İnsanlar diri diri bodrumlarda yakıldı. Roboskî’ye vesile olmuş ya da zemin olmuş meseleyle yüzleşilmesi gerekiyor. Kendisine hak gören bir anlayışın Kürt meselesinde demokratik yol ve yöntemleri benimsemekten ziyade savaşı ve ölümü esas almasından kaynaklı Roboskî Katliamı yaşandı. 

Bu acı ve hukuksuzluk ortadan kaldırılmadığı sürece herkesin gündeminde olması gereken bir meseledir. Dolayısıyla daha güçlü bir dayanışma olması gerekiyor. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.