Rojava Devrimi 8’inci yılında

❏

  • Direnen ve ezilen halklara umut olan Rojava Devrimi 8’inci yılını geride bıraktı. PYD Eşbaşkanı Enver Muslim, “Devrim halen sürüyor. Daha atacağımız birçok adım var” dedi.  

NAZIM DAŞTAN / MA /QAMİŞLO

Ortadoğu ve dünyada büyük yankı uyandıran ve direnişle örülen 19 Temmuz Rojava Devrimi 8’inci yılında. Önce Kuzey ve Doğu Suriye’yi ardından tüm Suriye ve bölgeyi etkisi alan Rojava Devrimi, bugüne kadar direnen ve ezilen halklara ilham kaynağı oldu. Büyük saldırı ve savaşlara rağmen devam eden devrimin Kobanê’deki ilk kıvılcımlarını yakanlardan PYD Eş Başkanı Enver Müslim, tarih sayfalarına altın harflerle yazılan devrimi anlattı.

Rojava Devrimi’nden önce Suriye’de iktidarda olan BAAS rejiminin çoğulculuğu ve var olan kültürleri yok saydığını belirten Müslim, sistemin tek renk ve tek parti ile devam ettirildiğini söyledi. Sadece bir dilin hakim kılınmaya çalışıldığını ifade eden Müslim, Kürtlerin onurları, yaşamları ve özgürlükleri için mücadele yolunu seçtiğini kaydetti. Bu uğurda birçok insanın tutuklanarak cezaevlerine atıldığını anımsatan Müslim, bir o kadarının da yaşamını yitirdiğini söyledi. Bunun “şovenist” bir siyasetin sonucu olduğuna dikkati çeken Müslim, ancak 19 Temmuz Devrimi'nin kendisi ile birlikte yeni bir durumu getirdiğine işaret etti.

19 Temmuz devrimi ile yeni sayfa

19 Temmuz sürecinde kimi kesimlerin rejimle, kimilerinin ise Müslüman Kardeşler ile hareket etiğini anımsatan Müslim, “Toplumsal kurumların oluşturulmasından savunma mekanizmasının geliştirilmesine kadar birçok şey getirdi. Bu yeni bir gelişmeydi. Suriye’de demokratik ve özgür bir yaşamın oluşması için mücadele edenler umut ve gayelerini 19 Temmuz devrimi ile birlikte gördüler. Kendilerini Suriye muhalefeti şeklinde adlandıran kesimler ise durumu kabul etmedi. Kimileri BAAS ile kimileri ise Müslüman Kardeşler ile birlikte hareket etti. Onlardan bazıları DAİŞ ve El Nusra’yı destekliyordu. Hatta onları devrimci diye adlandırıyorlardı” dedi.

İlk kıvılcımı Kobanê’de yakıldı

Devrim ile birlikte gerçekleştirmek istedikleri projenin “halkların projesi” olduğunu kaydeden Müslim, bunun demokrasinin küçük bir kıvılcımı olduğunu, ancak projenin ve sistemin gelişip filizlenmeye başladığı zaman kimilerinin buna düşmanlık etmeye başladığını ifade etti. Müslim, başta Türkiye’de iktidarda bulunan AKP ve çevresinin düşmanlığa başladığını belirterek, şunları söyledi: “Rojava ambargo altına alındı. Kuşatılmaya çalışıldı. DAİŞ, El Nusra (HTŞ) ve Ehrar El Şam gibi örgütlere destek verilerek, Rojava Devrimi yok edilmeye çalışıldı. Bunlar bizimle savaştırıldı. 19 Temmuz Devrimi'nin ilk kıvılcımı Kobanê’de yakıldı. Bu grupların yönü de Kobanê’ye verildi. Büyük ekonomik ve siyasi ambargolar uygulandı. Ancak tüm bunlara rağmen bu sistemi inşa edenler mücadele ederek, üçüncü yol siyasetini geliştirip, Suriye’nin geleceği için büyük bir proje olduğunu kanıtladı.”

Halklar aynı cephede 

Müslim, devrimle çoğulcu bir sistemin hayat bulduğu, BAAS ve radikal İslam anlayışı dışında farklı bir anlayışın geliştirildiğini vurguladı. Herkesin, kendisini oluşturulmaya çalışılan sistem içerisinde bulduğunu dile getiren Müslim, “Başta Efrîn, ardından Serêkanîyê ve Girê Spî’nin işgal edilmesinden sonra buralarda yaşanan tecavüz, ölüm, talan, yok etme ve bölgenin demografisinin değiştirilme planları şunu bir kez daha ortaya koydu. O da Osmanlıcılık hayali ile bölgenin yeniden işgal edilmesiydi. Cizire, Fırat ve Şehba halkı bu durumu görünce daha fazla kenetlenmeye ve sahiplenmeye başladı. Özerk yönetimi ve onları koruyan QSD güçlerinin yanında yer aldı. Artık Kürtler, Araplar, Süryaniler, Türkmenler, Ermeniler ve Çerkezleri aynı cephede bulabiliyordunuz. Bunların bir arada ve birlikte mücadele etme zemini bulması ise 19 Temmuz Devriminin bir ürünüydü” diye konuştu.

Kapıdaki düşman: Türkiye

Türk devleti ve desteklediği güçlerin ilk günden beri Kuzey ve Doğu Suriye’ye “düşmanlık” yaptığını söyleyen Müslim, bunun sonucunda kendilerine büyük saldırılar gerçekleştirildiğini anımsattı. Askeri ya da siyasi bir kazanım elde ettiklerinde, yok edilmeye çalışıldıklarını ifade eden Müslim, bu sistemin gelişmemesi için hem uluslararası hem de bölgesel düzeyde büyük bir düşmanlık siyasetinin geliştirildiğine dikkat çekti. Bu tehditlerin her zaman olacağını belirten Müslim, bundan kaynaklı bölge halklarının omuz omuza durarak, bu projenin başarıya ulaşması için çaba harcayacağına vurguladı. Müslim, böylesi bir mücadele dışında Türkiye’nin her zaman tehditleri ve saldırganlığının devam edeceğine işaret etti.

Devrim hala sürüyor 

Kuzey ve Doğu Suriye’nin birçok halkın temsilciliğini yaptığı anlatan Müslim, devamla şunları söyledi: “Ortadoğu’da ilk kez böyle bir yapılanma insanlığın korunmasından, kadınların savunulmasından, eşitliğin geliştirilmesinden yana tavır takınıyor. Bunu söylüyor ve geliştirmeye çalışıyor. DAİŞ dünya için büyük bir tehdit oluşturuyordu. Ancak bu devrim sayesinde yok edildi. Bugün binlerce insanlık düşmanı DAİŞ’li burada tutukludur. Bu sonuç ve şimdi yaşananlar gösteriyor ki dünya halklarının kazanımları da buradan geçiyor. 19 Temmuz Devrimi halen devam ediyor. Bu, bitmiş bir şey değil. Ve öyle görünüyor ki bizi daha zor günler de bekliyor. Daha atacağımız birçok adım var. Hem iç hem de dış bir savaşın içindeyiz. Özgür, demokratik bir toplum arayışımız devam ediyor. Tüm halkımıza devrimin 8’inci yılını kutluyoruz.”

Halkların zaferi

Rojava Devrimi’nin 8. yıl dönümünü kutlayan PYD Genel Meclisi, devrimin tüm halklar ve inançlar için umut olduğunu vurguladı.

PYD Genel Meclisi, Rojava Devrimi’nin Ortadoğu başta olmak üzere tüm dünyada faşizm ve cinsiyetçilik karşısında insanlık değerlerini koruyan bir devrim olduğu ifade edildi.

Rojava Devrimi’nin halklara ve inançlara aynı mesafede yakın olduğu belirtilen PYD, devrimin tek dayanağının demokratik ulus fikri olduğu vurgulandı. Rojava Devrimi’nin faşizm karşısında güçlü bir alternatif olduğuna dikkat çekilen PYD, 19 Temmuz Rojava Devrimi tüm halkların zaferi olduğuna dikkat çekildi.

Türk devletinin işgal saldırıları ile oluşturulan demokratik birliği bozmak istediği dile getirilen PYD Genel Meclisi, “Türk devleti Efrîn, Cerablus, Girê Spî ve Serêkaniyê’yi işgal etti. Bu bölgelerde hala insanlık suçları işleyen Türk devleti demografik yapıyı da değiştiriyor. Ancak bu saldırılar karşısındaki direniş devam ediyor. Diğer yandan da DAİŞ’e karşı geliştirilen hamlelerde sürüyor” dedi.

PYD Genel Meclisi, Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetim’inin tüm Suriye için bir örnek teşkil ettiğini belirterek, Suriye’deki karışıklığa çözüm olacak modelin Demokratik Özerk Yönetim olduğunun altı çizildi.

 

YPJ: Devrimi koruyacağız

 YPJ Genel Komutanlığı: “19 Temmuz Devrimi’nin korunması için hep birlikte ateşten çember olmalı ve hiçbir gücün halkların devrimine el uzatmasına izin vermemeliyiz. Devrimin savunulması, başta YPJ olmak üzere hepimizin en asli görevidir.”

YPJ Genel Komutanlığı, 19 Temmuz Rojava Devrimi’nin 8’inci yıldönümüne ilişkin yaptığı açıklamada, “Kadın öncülüğünde gelişen Rojava devrimi, tüm halk ve inançları kapsayan demokratik ulus sistemiyle tüm dünya için alternatif bir model olmuştur” dedi.

YPJ, Rojava Devrimi’nin bir kadın devrimi olduğuna dikkat çekti ve şöyle dedi:

“Binlerce yoldaşımız, toprakları ve halkını koruyabilmek uğruna girdikleri özgürlük mücadelesinde canlarını feda etmiştir. Yoldaşlarımız, ucuz bir yaşam yerine devrimi inşa etti ve hakikatin yolunu gösterdi. Bugüne kadar savaşçılarımızın yanında direnişte yer alan halk, devrim iradesini tüm dünyaya göstermiştir.

Kobanê’de Arîn Mîrkan ve Rêvanların şahsında Kürt kadın gerçekliği tüm dünya için güç kaynağı oldu. Efrîn’de de Avesta ve Barînler, bedenlerini feda ederek devrimi korudu. Bu yoldaşlarımız tarihi direnişleriyle halkın onuru oldu.

İşgalciler Serêkaniyê ve Girê Spî’ye yönelik işgal saldırılarıyla bir kez daha halkın iradesini kırmayı denedi. Ancak bugün en kötü şartlar altında yaşayan halk, iradesini onurunu işgalci Türk devletine teslim etmedi.

YPJ komutan ve savaşçıları olarak sorumluluğumuzun arttığı ve devrime dönük tehlikeli tehditlerin bulunduğunun farkındayız. 19 Temmuz Devrimi’nin korunması için hep birlikte ateşten çember olmalı ve hiçbir gücün halkların devrimine el uzatmasına izin vermemeliyiz. Devrimin savunulması, başta YPJ olmak üzere hepimizin en asli görevidir.

Bu inançla, her türlü saldırıya karşı Arîn Mîkranların elindeki bomba olacağız ve işgalcilerin tüm hesaplarını bozacağız.

19 Temmuz devriminin yıldönümünü bir kez daha Önder Apo, devrim şehitleri, tüm kadınlar ve halkımıza kutluyoruz.”

Kadınlar öncü oldu

Kongreya Star Koordinasyonu, Rojava Devrimi’nin kadın direnişinin sembolü olduğunu belirtti ve ekledi: “Kadınların öncü olduğu devrim kazanımları korunacak.’’

Kongreya Star Koordinasyonu, Rojava Devrimi’nin Baas rejiminin asimilasyon, inkar ve imha politikalarına karşı halkların demokratik özgür birlikteliğinin inşası olduğunu vurguladı. Kadınların kurdukları eşbaşkanlık sistemiyle örgütlenme, siyasi, askeri ve toplumsal gibi tüm alanlarda yer aldığı kaydedildi. Açıklamada, “İşgalciler karşısında büyük direniş gösteren Arîn, Warşîn, Bêrîvan, Roksan gibi yoldaşlar dünyadaki kadın mücadelesi için sembol oldular. O yüzden bugün işgalciler, Kuzey-Doğu Suriye’de en çok kadınlara saldırıyor. Ancak Kongreya Star olarak tüm işgalci saldırılar karşısında Rojava Devrimi’nin kazanımlarını koruyacağımıza dair söz veriyoruz” denildi.

Rojava Ermenilerin tarihi intikamıdır

Dirbêsiyê’de yaşayan Şexmus Ehmed Fetah, Rojava Devrimi’ne ailesiyle ve çocuklarıyla katılan kentin Ermenilerden.

Bavê Zana olarak da tanınan Fetah, aslen Kuzey Kürdistan’ın Bitlis kentinden. Fetah'ın ailesi 1915 Ermeni Soykırımı döneminde katliamlar nedeniyle Rojava bölgesine göç etmek zorunda kalır.

Ermenilerin başından itibaren Rojava Devrimi’nin içinde yer aldığını söyleyen Fetah, “Kendimizi bu devrimde bulduk. Bu bizim devrimimizdir. Bu devrim sadece bir halkın değil, tüm mazlum halkların devrimidir. Ermeniler olarak kendi devrimimiz olarak gördük. Devrim başladığı zaman gördük ki bu Kürtler, Ermeniler, Süryaniler, Êzidîler, Araplar ve Aleviler gibi tüm halk ve inançların devrimidir” dedi.

Rojava Devrimi’ni “Ermenilerin tarihi intikamı’ olarak da nitelendiren Fetah, “Rojava Devrimi ailemin ve bizim tarihi intikâmımızdır. Bizim için yeni bir asırdır. Devrim olduğu zaman sanki yeni dünyaya gelmiştik” diye konuştu.

Türk devletinin bölgede bulunan tüm dini mekânları talan edip yıktığını hatırlatan Fetah, şunları kaydetti: “İşgalci Türk devleti Serêkaniyê ve Til Temir’de Ermenilere ait yerleşim alanlarını yakıp yıktı. Bazı Ermeni kadınları da kaçırarak ailelerinden fidye istedi. ‘Allah-u Ekber’ diyerek onları katlettiler. Eğer bu devrim biterse hepimiz biteriz.”

Umut oldu

HDP MYK’sı Rojava Devrimi’nin dünya halklarına umut olduğuna dikkat çekerek şöyle dedi:

“2011 yılında başlayan Suriye iç savaşında Kuzey Suriye halkları, IŞİD ve El Kaide türevi çetelere, aynı zamanda Esad rejimine karşı 19 Temmuz 2012’de kendi kaderini tayin edeceği üçüncü bir yolun temellerini attı. Kobanê’de başlayan üçüncü yol inşası Rojava Devrimi’ne dönüşerek sadece Kürt halkı için değil aynı zamanda Suriye’de yaşayan Arap, Türkmen, Ermeni ve Süryani halkları için de umut oldu. Böylelikle kendi halklarının celladı olan baskıcı rejimler, emperyal hevesler peşinde koşan bölge ülkeleri ve küresel güçlerin büyük bölüşüm ve paylaşım savaşı karşısında, coğrafyamızda farklı halkların ve inançların eşitlik, kadın özgürlük mücadelesinin umudu yeşerdi ve büyüdü.

8. yılında, kadınların özgürlük ve eşitlik mücadelesinin de bir ışığı olan Rojava devrimini selamlıyoruz. 19 Temmuz 2012’de Kobanê’de başlayan Rojava devrimi, Kuzey ve Doğu Suriye halklarına ve tüm dünya halklarına kutlu olsun.”

ESP: Rojava yol gösteriyor

ESP MYK: "Dünyada yeni bir yaşam arayışının hayaleti dolaşıyor. Sosyalizmin, halkçı yönetimin, egemenler için değil ezilenler için devlet yönetiminin, dünya zenginliklerinin ezilenler tarafından hakça bölüştürüldüğü bir dünya özlemi, Tunus'tan ABD'ye, Fransa'dan Şili'ye öfke öfke büyüyor. Tarihin sonu geldi diyenler ezilenlerin tarih sahnesine çıkmasının korkusunu yaşıyor. Bu korkuyu büyüten ve ezilenlere umut veren Rojava devrimini boğma çabaları bundandır. Ancak Rojava devrimi halklarımızın ve ezilenlerin bilincinde ve yüreğinde yeni bir filiz yeşertti. Emperyalistler, bu filizin büyüyüp dünyanın her yerine tohum ekmesinin önüne geçemeyeceklerdir.

Emperyalistlerin Ortadoğu'yu halklar için cehenneme çevirme politikalarına, savaş çığırtkanlığına ve kadın düşmanlığına rağmen Rojava devrimimiz 9. yılını kutluyor. Pandemi ile birlikte erkek egemen kapitalist sistemin ezilenlere savaş, açlık, yoksulluk, ölüm ve geleceksizlik vaad ettiği bir kez daha gözler önüne serildi. Başka bir dünya isteyen, sokakları yeni bir gelecek umudunun ateşi ile tutuşturan milyonlara Rojava devrimimiz yol göstermeye devam ediyor.

Emperyalistlerin, bölge gerici devletlerinin ve işbirlikçi hükümetlerin bize dayattığı sefalet düzenine mahkum değiliz. Yan yana gelirsek cins özgürlükçü, halkların birlikte eşit ve özgür yaşadığı bir düzen kurabiliriz. Rojava, bunun bir hayal olmadığının 21. yüzyıldaki kanıtıdır.

Rojava devrimimiz 8. yılına girerken can bedeli devrimi savunan ve canı ve kanı ile yeni bir yaşamı inşa eden Türkiyeli ve enternasyonalist devrimciler Suphi Nejat Ağırnaslı, Baran Serhat, Eylem Ataş, Alper Çakas, Kenan Aktaş, Serkan Tosun, Sevda Çağdaş, Aziz Güler, Özge Aydın, Bedrettin Akdeniz, Ayşe Deniz Karacagil, Nubar Ozanyan, ve adını sayamayacağımız şehitlerimizi saygı ile anıyoruz."

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.