Rojava, ‘su silahı’na karşı direniyor
Dünya Haberleri —

Heseke su kesintisi/ foto:AFP
Rojava’daki su krizinin nedenleri ve etkilerini, Özerk Yönetim’in çalışmalarını ekolojist Zîver Şêxo ve Cîzre Kantonu Su Dairesi Eşbaşkanı Bêrîvan Silo ile konuştuk:
- Zîver Şêxo: Dêrik, Til Koçer, Tirbesipiyê ve Qamişlo’ya içme suyu tedarik eden Sefan Barajı kurumak üzere. Fırat suyunun azalmasından dolayı Reqa, Kobanê ve Dêrazor’a su ulaşamıyor. Elok’a el konulması da Hesekê ve Til Temir’de krize neden oldu. Köylerden şehirlere ve Avrupa’ya göçler artıyor.
- Bêrîvan Silo: Her şehirde yaklaşık 200 ila 400 metre arasında 10 adet kuyu kazdık. Qamişlo’ya günde 12 saat su veriyor, Hesekê’de suyu tankerle dağıtıyoruz. UNICEF, Acted, SOLIDARITÉS INTERNATIONAL, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) ile çalışıyoruz. Ayrıca, HTŞ Elok İstasyonu için olumlu adım atmıyor.
FELEKXAN SERHAT
Nehirler kuruyor, kuraklık artıyor ve salgın hastalıklar yayılıyor… İklim krizi Ortadoğu’yu kasıp kavururken İran, Irak ve Kuzey ve Doğu Suriye tehlikeli boyutlara ulaşan su kriziyle mücadele ediyor. İran, başkent Tahran’ı taşımadan bulut aşılama sistemini denemeye geçerken, Irak’ta Dicle Nehri’nin su miktarı yüzde 33’e kadar azaldı. Kuzey ve Doğu Suriye’de ise krizin çevresel boyutlarından çok siyasal boyutu insan hayatını tehlikeye atıyor. Demokratik Özerk Yönetim, 10 yılı aşkın bir süredir Kuzey ve Doğu Suriye’de halkın temel haklarını korurken, Türk devletinin Fırat ve Dicle nehirlerinden akan suyu kesmesi, krizin politik boyutunu gözler önüne seriyor. Özellikle 2019’da Serêkaniyê’nin işgal edilmesiyle Türk devletine bağlı çete gruplarının Elok İstasyonu suyunu kesmesi, Hesekê’de 1 buçuk milyondan fazla kişinin içme suyuna erişmesini engelledi.
GAP projesiyle Bakurê Kurdistan’da 22 baraj kuran Türk devleti, Fırat Nehri üzerinden Rojava halkını göçerterek, bölgeyi işgal etmeyi planlıyor. Suriye, Irak ve Türk devleti arasında 1987’de imzalanan anlaşmaya göre, Türk devleti Suriye’ye saniyede en az 500 metreküp su sağlamak zorunda, ancak mevcut akış saniyede 250 metreküpü geçmiyor. Bu da nehir kıyısında yaşaya yaklaşık 7 milyon insanın hayatını riske atıyor. Özerk Yönetim’e bağlı Barajlar Genel Müdürlüğü, su akışının azalması üzerine Aralık ayının başında Belikhi sulama kanalına bırakılan suyu kısıtlamak zorunda kaldı. Bu da önümüzdeki sezon Tebqa, Reqa ve Dêrazor bölgelerinde 90 bin hektarlık tarım alanını olumsuz etkileyecek.
Öte yandan arpa, buğday ve pamuk ekiminin yapıldığı bu bölgede nehir suyunun azalması 2025 yılında tarımı da vurdu. En büyük zarar pamuk üretiminde görüldü, diğer ürünlerde üretim yarı yarıya azaldı.
Su kesintisi enerjiyi de vuruyor. Tebqa’daki Fırat Barajı’nda sekiz elektrik üretim ünitesinden dördü faaliyet gösteriyor. Her biri 110 megavat kapasiteli ve toplamda 440 megavat/saat elektrik üretiyor. Ancak mevcut üretim, su kesintisi nedeniyle 50 megavatı geçemiyor.
Sefan Barajı kurumak üzere
Yeni Özgür Politika’ya konuşan Keziyên Kesk Derneği Yöneticisi ve ekoloji gazetecisi Zîver Şêxo, Mezopotamya bölgesindeki Fırat ve Dicle nehirlerinin şu anda direndiğine işaret ederek, iki nehir arasındaki yer altı sularının son dört yılda 10 metreye kadar azaldığını söyledi.
Dêrik, Til Koçer, Tirbesipiyê ve Qamişlo’ya içme suyu tedarik eden Sefan Barajı’nın neredeyse kurumak üzere olduğunu ve bir yıl içinde suyun tamamen çekilebileceğini vurgulayan Şêxo, “Fırat suyunun azalmasından dolayı Reqa, Hesekê, Kobanê ve Dêrazor’a su ulaşamıyor. Elok’a el konulması da Hesekê ve Til Temir’de krize neden oldu. Halep’ten Kobanê’ye kadar sorun yaşanıyor” bilgilerini verdi.
Göçler arttı, şehirlerde nüfus krizi yaşanıyor
Şêxo, suyun politik bir silah olarak kullanılmasının aynı zamanda köylerden şehirlere doğru yoğun göçlere neden olduğunu söyledi ve ekledi: “Şehirlerde nüfus krizi yaşanıyor. Örneğin; 2 binden fazla kişinin yaşadığı ve benim de köyüm olan Gutpa şu an boş. Eskiden köyde 2 bin dönümlük arazide arpa, buğday, pamuk ekiliyor, meyve ağaçları yetiştiriliyordu. Ancak Soplax Nehri’nden gelen suyun azalması ve su kuyularının kurumasından dolayı, yaklaşık 2 bin nüfusluk köy halkı farklı şehirlere göç etmek zorunda kaldı. Dahası artık şehirden Avrupa’ya gidişlere de tanık oluyoruz.”
34 su kuyusu yerle bir edildi
Aralık 2024’ten bu yana Suriye’de yönetimi ele geçiren Heyet Tehrir El Şam (HTŞ) rejimi ile Elok İstasyonu sorununun çözümü için yapılan görüşmelerde henüz net bir çözüme ulaşamadıklarını belirten Şêxo, “Serêkaniyê’deki 34 su kuyusunu herkesin gözü önünde yıkıp, tüm malzemelerini çaldılar. Kızıl Haç, Birleşmiş Milletler (BM) ve Heyva Sor ziyaretlerine kuyuları çalıştıracak teknik malzemelerin bile olmadığını yerinde gördü. Yani onarım değil yeniden inşa edilmeliler” ifadelerini kullandı.
Türk devleti ve HTŞ, suyu halka karşı silah olarak kullanırken, Özerk Yönetim halkın su krizinden daha az etkilenmesi için tüm imkânlarını seferber ediyor. Kuyu kazmadan, tankerlerle su dağıtmaya ve uluslararası birçok örgütle işbirliğine kadar birçok çalışma yürütüyor.
Yer altı suları 10 metre düştü
Cîzre Kantonu Su Dairesi Eşbaşkanı Bêrîvan Silo, “Çalışmalarımız sonucunda suyun gerçekten halka yetip yetmediği sorusuna yanıt veremiyoruz. Elimizden geldiğince her şehre, her mahalleye su veriyoruz. En büyük zorluğu 2025 yılında çektik; birçok kuyumuz kurudu” sözleriyle yaşadıkları zorluklara rağmen halkın ihtiyaçlarını karşılamayı hedeflediklerini vurguladı.
Hesekê’nin güneyinden Dêrik’ê kadar yaklaşık 17 kurum çatısı altında çalışma yürüttüklerini ifade eden Bêrîvan Silo, gazetemizle şu bilgileri paylaştı: “Sorun sadece suyun kesilmesi değil. Yer altı suları da ciddi oranda azaldı. Yağmurun yağmaması ve kuraklık mevcut sorunları ikiye katladı. Özellikle Qamişlo’da yer altı suyu 10 metre düştü. Aslında Cîzre Bölgesi’nde son iki yılda yer altı sularının 10 metre kadar düştüğünü söyleyebiliriz.”
Her mahalleye su veriliyor
Özerk belediyeler her mahalleye nüfus yoğunluğunu göz önünde bulundurarak saatlere göre sırayla tatlı su (içme suyu) veriyor. Bêrîvan Silo, dağıtım işleyişini şöyle özetledi: “Her eve bir su hattı çektik. Ayrıca bölgede su istasyonları var; örneğin Qamişlo’da 3 istasyon, Hesekê’de tatlı su istasyonları ve her şehirde yaklaşık 200 ila 400 metre arasında kazdığımız 10’ar kuyu var. Bunlardan elde edilen su evlere çektiğimiz hatlara veriliyor. Su dağıtımını her gün yapıyoruz. Şehba ve Efrîn halkı Qamişlo’ya göç ettiği için ve doğal olarak nüfus arttığı için buraya günde 12 saat su veriyoruz. Hesekê’de suyu tankerle dağıtıyoruz. Burada tatlı su istasyonları mevcut ancak yetmiyor. Dolayısıyla bu kez arıttığımız suyu dağıtıyoruz.”
Cîzre Bölgesi’nin su ihtiyacının Sefan Barajı’ndan sağlandığını ancak suyun söz konusu nedenlerden dolayı azaldığını dile getiren Bêrîvan Silo, Kuzey ve Doğu Suriye’deki göçmen kampları için de kuyular kazdıklarını ve su dağıttıklarını ekledi. “Kamplardaki çalışmalar uluslararası yardım kurumlarının aracılığıyla yapılıyor” dedi.
Uluslararası kurumlarla işbirliği
Bêrîvan Silo, UNICEF, Acted, SOLIDARITÉS INTERNATIONAL, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) gibi uluslararası kurumlarla işbirliği yaptıklarını belirterek, “Özellikle kuyu kazma, istasyon bakımı, onarımı ve temizlemede destekleri var. Son dönemlerde UNICEF ve Kızılhaç Komitesi’yle çalışma yapıyoruz. Altı ayda bir yer altı sularını kontrol ediyor, çekilme durumlarını yakından takip ediyoruz” diye ekledi.
Rejim adım atmıyor
HTŞ ile Elok İstasyonu için yapılan görüşmelerde sonuç alınmadığına ve HTŞ’nin olumlu adım atmadığına işaret eden Bêrîvan Silo, Dêrazor’dan Hesekê’ye su aktarma projesinin önünde engeller olduğunu söyledi: “Buraya elektrik sağlayan hatlar Humus’tan geliyor ve Şam’a bağlı gruplar elektriği kesiyor.”















