Rojava'yı işgal planı güncellendi
Dosya Haberleri —
- Artık savaş İran'ın sınırlarına dayandı. Ya İran kendi sınırları içerisinde kendi sorunlarını kendisi çözecek ya da Amerika, İsrail gibi güçler İran'ı sınırlarına çekilmeyi dayatacak.
- Amerika'yı Suriye'ye getiren Kürtler değildir. Amerika Kürtler için Suriye'de bulunmuyor. Herkes kendi çıkarlarına bakıyor. Kürtler de bu ortamda ve bu devlerin yarışında, etkinlik kavgasında ayak altında ezilmek istemiyor.
MUZAFFER AYATA
Hamas'ın geçen yıl İsrail'e yönelik yaptığı saldırı ve ardından İsrail'in Gazze'ye dönük yıkıcı bir savaş planlaması bütün Ortadoğu'yu etkiledi ve hala etkilemeye devam ediyor. Uluslararası alanda da birçok ittifakın, ilişkinin ve çelişkinin biçim kazanmasına ya da gün yüzüne çıkmasına da neden oldu. Amerika dünya çapında gücünü ve etkinliğini korumak istiyor. Özellikle Ukrayna sorunu, Rusya'nın müdahalesi ve onların da Ukrayna‘yı NATO'ya almak için ısrarı böyle bir sonuç yarattı. Aslında batı dünyası Rusya'nın bu kadar tepki göstereceğini hesaplayamadı. Rusya da Batı'nın bu kadar birleşebileceğini, kendisini sınırlandırmak için hırpalayacaklarını, savaşın giderek ağırlaşacağını tahmin edemedi. Rusya daha önce Kırım'da ve başka yerlerde yaptığı gibi bir operasyonla ya hükümeti değiştirir ya da koşullarımı kabul ettirir ve çekilirim dedi. Nasıl olsa batı bana karşı savaşmaz. Bazı ekonomik yaptırımlar uygular ve protesto yaparlar. Buna karşı da kaynaklarım ve hazırlıklarım var ve bu süreci böyle kapatırım dedi. Rusya kararlılığını batıya göstermek istedi.
Ukrayna'nın NATO'ya girmesini kendisini kuşatma stratejisi olarak ele aldı ve bu konuda katı davrandı. Batı da Ukrayna’yı savaş alanına çevirerek, ülkenin yıkım ve tahribatını göze alarak Rusya'yla hesaplaşmasını pratikleştirdi. Muazzam ekonomik ve mali kaynaklar, silah, teknoloji aktardılar. Özünde bu savaşı kendi savaşı olarak da ele aldılar. Yoksa bir ülkeye yardım adı altında bu kadar kaynak aktarılmaz. İsrail için de Amerika'nın, batının tutumu böyle. Yani İsrail resmi bir NATO üyesi değil, NATO üyesi olsa bile Amerika ve diğer ülkeler normalde öyle korumaya ve savunmaya geçmezlerdi. Devletin bu kadar kuralsız bir savaş yürütmesine göz yummazlardı. İsrail Gazze’yi yakıp yıkıyor, halk için hiçbir güvenlik alanı kalmamış. Sivil-militan ayrımı yapılmıyor.
Savaş İran sınırlarına dayandı
İran da direniş ekseni adı altında Yemen, Lübnan, Irak'ta Haşdi Şabi, Suriye iç savaşında hükümete verdiği destek ve güç yığmayı bir strateji temelinde yürüttü. Strateji İran'ı İran dışında savunmaktı. İran kendi içerisinde rahat değil. Demokratik reformlar yapmış, halklara özgürlük tanımış bir ülke değil. Dünyada en çok idamların yapıldığı, arkalarına Tanrı’yı ve Kur'an'ı da alarak, kendisine karşı çıkan bütün sesleri ve itirazları adeta dine ve Allah'a karşı gelmiş gibi göstererek zora dayalı bir yönetim şeklini sürdürmekte ısrar ediyor. Aslında İran'ın tarihi geçmişi nedeniyle çok kültürlü, çok uluslu, çok dilli bir devlet. Ortak yaşam kültürleri var ama ulus devlet mantığını dayatarak, halkların ana dilleri ile eğitim yapmasına bile izin vermeyerek, dini kalkan haline getirerek sistemi otoriter biçimde sürdürmek istiyor. Özellikle kadına bir yaşam biçimi dayatarak, toplumu biat ettirmeye, etkisizleştirmeye ve muhalif sesleri bastırmaya devam ediyor. Politikalarında çok ısrarcı ve inatçı davranıyorlar.
İran bütün itirazları ve protestoları şiddetle ve kanla bastırıyor. Arap ülkeleri zaten gelişkin bir demokrasiye sahip değiller. Baskıcı rejimler egemen. Ortadoğu'da, Avrupa'da görüldüğü gibi rönesans-reform-aydınlanma süreci yaşanmadı. Dışarıdan ithal kapitalizm egemenlerin eliyle geldi. Ülkenin kaynaklarının çarçur edilmesine ve soyulmasına dayanıyor. Devletlerin orduları iç sömürge ordularına dönüştü. Ordular kendi halklarını ezmek, bastırmak, susturmak temelinde kullanıldı. 2010'larda halkların ayaklanması, Arap baharı denilen sürecin başlaması da güdük kaldı, hedefine ulaşamadı çünkü mevcut rejimler bütün demokratik süreçleri tıkamış, muhalif kaynakları kurutmuş, aykırı seslere izin vermemişti. Bundan dolayı halklar örgütsüz kaldılar. Böyle bir Ortadoğu’da sağlıklı ittifakları, demokratik yönetimleri beklemek gerçekçi değil.
İsrail kendisini Ortadoğu’da yalnız hissediyor. İran'ı da baş düşman olarak görüyor. Bu direniş eksenini İran örgütlüyor. Amerika buna karşı Kasım Süleymani'yi vurarak İran'a güçlü bir uyarıda bulundu. İran'ı kendi ülke sınırlarıyla sınırlandırmak istedi. “Ortadoğu'ya bu kadar müdahale etme, elini çek'' mesajını verdi. Ama İran da kendi politikalarında ısrar etti. Kendi angajmanları vardı. Bunu kendisi için dış siyaset stratejisine dönüştürmüştü. Sonuçta bu gerilimler 7 Ekim 2023'te patladı. Ardından Hizbullah'ın devreye girmesi, sürece dahil olma hamleleri ve buna karşı İsrail'in Hizbullah'a saldırısı gelişti. Çok kısa sürede Hizbullah'ın yönetim kademeleri tasfiye edildi. Hizbullah'ın uzun yıllara dayalı yönetim, kadro birikimi etkisiz hale getirildi.
Amerika, Avrupa, İsrail direniş eksenini kırmaya, etkisizleştirmeye kararlı. Dikkat edilirse İran eskisi gibi yüksek perdeden konuşmuyor. Artık savaş İran'ın sınırlarına dayandı. Ya İran kendi sınırları içerisinde kendi sorunlarını kendisi çözecek ya da Amerika, İsrail gibi güçler İran'ı sınırlarına çekilmeyi dayatacak. Artık eskisi gibi yürümüyor. Savaş İran'a dayandı ve İran'ın fazla hareket alanı kalmadı. Çin veya Rusya İran için NATO tarzı bir savunma ilişkisi geliştirmez ve öyle bir hazırlıkları da yok. Destekleri sınırlı olur. İsrail, İran'ın nükleer tesislerini, petrol rafinerilerini, ihracat yaptığı limanları vurursa İran için bu çok ağır bir fatura olur. İran bundan çekiniyor. Zaten dışarıdaki fonlar dondurulmuş, üzerinde bir ambargo var. Ortadoğu’daki sorunların bu yöntemlerle klasik din, otoriter rejimler, ulus devlet anlayışlarıyla yürümediği ve yürüyemeyeceği yeterince kanıtlanmıştır. Saddam örneği önümüzde duruyor ve Suriye Baas rejimi, tek partili sistemler, katı milliyetçilik ve bunlara karşı da katı dincilik ortaya çıkıyor. Muhalefet denilenler de bu tarzda şekil almış durumda. Hazırda kültürel ve dinsel referanslar var ve bundan bu şekilde yararlanıyorlar.