Rojin’in otopsi görüntüleri kayıp!

• Van’da şüpheli bir şekilde hayatını kaybeden üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş’in vücudunda iki farklı erkeğe ait DNA’nın tespiti ardından şimdi de otopsi görüntülerinin bulunduğu CD’nin kayıp olduğu ortaya çıktı.
• Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi’nden Raperin Akengin, “Bu kadar ihmalin yaşandığı bir dosyada, en önemli kanıtlardan biri olan otopsi görüntülerinin bulunduğu CD’nin neden korunmadığı ve muhafaza edilmediğini merak ediyoruz” dedi. 

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencisi Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümü üzerinden bir yıl geçmesine rağmen olay hâlâ aydınlatılamadı. Soruşturma sürecinde yeni bir skandal daha ortaya çıktı. Rojin’in otopsi görüntülerini içeren CD’nin “çizildiği” bildirildi.

Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi Yönetim Kurulu üyesi Raperin Akengin, dosyada yaşanan son gelişmeleri JİNNEWS’ten Medine Mamedoğlu’na değerlendirdi. Akengin, “Otopsi görüntülerini içeren CD’nin çizildiği söylendi. Oysa bu görüntüler olayın nasıl gerçekleştiğini ortaya koymak ve delil bütünlüğünü korumak açısından hayati öneme sahipti” dedi.

Kritik delil kayboldu

Rojin Kabaiş’in ölümüne ilişkin soruşturma sürecinde birçok delil eksik toplandı ya da karartıldı. Şimdi ise olayın aydınlatılması açısından en önemli kanıtlardan biri olan otopsi görüntülerinin kaybolduğu ortaya çıktı. Akengin, savcılıktan otopsi kayıtlarının başka kurumlar tarafından da incelenmesi için talepte bulunduklarını belirterek, “Ne yazık ki hâlâ bu görüntülere ulaşamadık. Bize, CD’nin çizildiği gerekçesiyle görüntülerin verilmediği söylendi. Bu görüntüler, olayın oluş şekli ve delillerin bütünlüğü açısından kritik öneme sahipti. Bu kadar ihmalin yaşandığı bir dosyada, en önemli kanıtlardan biri olan otopsi görüntülerinin bulunduğu CD’nin neden korunmadığı ve muhafaza edilmediğini merak ediyoruz. CD’nin ‘çizildiği’ gerekçesiyle tarafımıza görüntülerin verilmemesi bizim açımızdan kabul edilebilir bir durum değildir” ifadelerini kullandı.

 

 

DNA raporu dosyaya eklenmeli

Adli Tıp Kurumu (ATK) tarafından hazırlanan raporlarda da çelişkiler dikkat çekiyor. İlk raporda Rojin’in ölüm nedeni “suda boğulma” olarak açıklanmış, ancak suyun türü dahi belirtilmemişti. Akengin, “ATK’nın hazırladığı sözde detaylı raporda ölüm nedeni ‘suda boğulma’ olarak tespit edildi; ancak bize hangi su olduğu belirtilmedi. Bu bir göl suyu mu, yoksa başka bir su birikintisi suyu mu olduğu sorusu belirsiz kaldı” dedi. Daha sonra hazırlanan raporda ise Rojin’in vücudunda iki farklı erkeğe ait DNA tespit edildiği ortaya çıktı. Buna rağmen ATK, “DNA’ların bulaş ihtimali olduğu” yönünde açıklama yaptı. Akengin, “Tek sayfa ve iki satırdan oluşan bu rapor eksik bir rapordur. Zira Rojin’in vücudunda tespit edilen iki farklı erkeğe ait DNA, aynı bölgede mi bulundu, yoksa biri bir bölgede diğeri başka bir bölgede mi, bunlara ilişkin rapor resmi olarak dosyaya konulmalıdır. DNA’ların hangi bölgede bulunduğu, olayın nasıl meydana geldiğini anlamak açısından kritik önemdedir” dedi.

Şüpheler derinleşiyor

Bir yıl geçmesine rağmen Rojin Kabaiş’in ölümüyle ilgili hiçbir şüpheli ifadesinin alınmadığı, Rojin’in telefonunun hâlâ açılmadığı ve dijital delillerin incelenmediğine dikkat çeken Akengin şöyle devam etti: “Aile en başından beri ‘Bu bir intihar değil’ diyerek gerçeğin ortaya çıkmasını istedi. Fakat soruşturma ısrarla intihar algısı üzerinden daraltıldı. Delil kayıpları, kamera görüntülerinin eksik alınması, şimdi de otopsi görüntülerinin yok olması dosyadaki şüpheleri büyütüyor. Dosyanın aydınlanması ve Rojin’in ölümünün maddi gerçeğe uygun şekilde ortaya çıkması, öncelikle soruşturmanın genişletilmesine, tüm delillerin eksiksiz ve tarafsız bir biçimde toplanmasına, tanıkların ve şüphelilerin doğru zamanda dinlenmesine, dijital ve biyolojik materyallerin tam analizine ve ihmali bulunan tüm sorumluların hesap vermesine bağlı.” HABER MERKEZİ