Savaşa giden yol: Ukrayna, Rusya ve NATO

Forum Haberleri —

Ukraynalı mülteciler

Ukraynalı mülteciler

  • Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesini haklı çıkaracak hiçbir gerekçe yok. Ama Ukrayna’nın NATO’yla fiili ittifakının tarihsel gerçeğini yok saymak için de hiçbir neden yok.
  • Propagandanın derin ikiyüzlülüğü ve şiddeti, nihayetinde, Putin’in yaptığı her kabul edilemez eylemin, yakın geçmişte Batı tarafından da yapıldığı ve başarısız olduğu gerçeğinin bir ürünüdür.

JOHN REES [1]

Çeviri: Mestan Dilbilmez
Rus saldırganlığı NATO’nun Ukrayna’daki ikiyüzlülüğü kadar gerçektir.
Çek romancı Milan Kundera, “insanın iktidara karşı mücadelesinin, hafızanın unutmaya karşı mücadelesi” olduğunu yazmıştı. Ve şovenist propaganda kasırgasının ortasında, hatırlama savaşı hiç bu kadar önemli olmamıştı.

Hükümetlerimiz ise unutmamızı istiyor. Tarihsel hafızadan korkuyorlar çünkü bu, Putin’in, küçük ülkeleri işgal eden, acımasız savaşlar yürüten, sivillerin tek katili ya da barbar silahları kullanan tek kişi olmadığını gösteriyor.

Putin’in Ukrayna’da yaptığı ya da yapacağı her şeyi, NATO güçleri Afganistan, Irak ya da Libya’da yaptı. Bu Putin’i mazur göstermez. Rusların Ukrayna’dan çıkması gerektiği savının gücünü azaltmaz. Ama daha önce destekledikleri savaş eylemlerine karşı şimdi yükselen müesses nizam seslerinin ikiyüzlülüğünün altını çiziyor.

Ama Batı’nın savaş bağımlılığı hatırlamamız gereken tek şey değil. Rus işgaline kadar geçen yıllarda NATO’nun Ukrayna’ya yönelik tavrını da hatırlamalıyız.

NATO’nun müesses nizamı, Putin’in NATO’ya katılmak konusunda gözünü korkuttuğu Ukrayna’nın sadece sabırla NATO’ya katılmayı beklediğine inanmamızı sağlayacaktır.

Gerçek ise çok daha farklıdır. NATO aslında Ukrayna’yı, adını koymak dışında aslında her şeye katmıştı. Batı’nın büyük bir güç oyununda kullandığı Ukrayna’yı içine sürüklediği yabancı savaşların listesi:
Kosova Gücü, Sierra Leone, Afganistan, Irak Savaşı, Fildişi Sahili, Okyanus Kalkanı (Sürekli Özgürlük Deniz Operasyonu), Kongo, 1999 Doğu Timor Krizi ve Somali’deki Atalanta Operasyonu.

Yani Ukrayna NATO’da değildi ama öyleymiş gibi davranmak zorundaydı. Ukrayna, Batılı güçlerin dünya çapında yürüttüğü her beş para etmez jandarmalık operasyonlarına, genellikle küçük kuvvetlerle, katkıda bulundu. Ve hepsi Ukrayna’nın “bizden biri” olduğunu iddia etmek için…

Ve eğer NATO’nun Rus işgalinden önce uzun yıllar Ukrayna’da bulunmadığını düşünüyorsanız, NATO web sitesine bir göz atmak isteyebilirsiniz. Orada, 2014 Meydan Krizi’nden çok önce, “işbirliğini ilerletmek için NATO-Ukrayna Komisyonu’nu (NUC) kuran 1997 Özel Ortaklık Sözleşmesi’nin [Charter on a Distinctive Partnership] imzalanmasıyla ilişkiler güçlendi” cümlesini okuyabilirsiniz. Ve “2009’dan bu yana, NUC, Yıllık Ulusal Program (ANP) kapsamındaki reformlar da dahil olmak üzere Ukrayna’nın Avrupa-Atlantik bütünleşme sürecini denetledi.”

NATO, “Ukrayna’nın NATO liderliğindeki operasyonlara ve misyonlara etkin bir biçimde katkıda bulunmasıyla işbirliğinin zaman içinde derinleştiği ve karşılıklı olarak faydalı olduğu” ile övünüyor. “Ukrayna’nın demokratik gelişimi ve kendisini savunma kabiliyetini güçlendirmek için hayati önem taşıyan güvenlik ve savunma sektöründe kapsamlı reform için desteğe öncelik verildiğini” ilan ediyor.
Meydan Krizi’nden sonra NATO ile entegrasyon hızlandı: “Temmuz 2016’da Varşova’daki NATO Zirvesinden bu yana, NATO’nun Ukrayna’ya verdiği pratik destek, Ukrayna için Kapsamlı Yardım Paketi’nde (CAP) ortaya konmuştur.” Haziran 2017’de Ukrayna Parlamentosu, NATO üyeliğini stratejik bir dış politika ve güvenlik siyasası hedefi olarak yeniden geçerli hale getiren yasayı kabul etti. 2019’da, “Ukrayna Anayasası’nda ilgili bir değişiklik yürürlüğe girdi.” Eylül 2020’de Başkan Zelenski, Ukrayna’nın NATO’ya üyelik amacıyla NATO’yla özel ortaklığın geliştirilmesini sağlayan yeni Ulusal Güvenlik Stratejisini onayladı. Ayrıca, “Rusya-Ukrayna ihtilafına yanıt olarak NATO, Karadeniz’deki varlığını artırdı ve Ukrayna ve Gürcistan’la deniz işbirliğini hızlandırdı.”

Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesini haklı çıkaracak hiçbir gerekçe yok. Ama Ukrayna’nın NATO’yla fiili ittifakının tarihsel gerçeğini yok saymak için de hiçbir neden yok.

Vicdansız olan şeyse, NATO’nun Ukrayna’yı, en azından 2009’dan itibaren bunun doğru olmadığını bilmesine rağmen, Rusya’nın tepkisi olmaksızın, yakın işbirliği içinde NATO’ya katılabileceğine inandırmasıdır. Böyle bir tepki gerçekleşti, NATO’nun Ukrayna’nın yardımına gelmeye hiç niyeti yok.

Batı’dan hiçbir askerî yanıt almadan Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline bu şekilde vardık. Ve bu savaşsız savaş humması, İngiliz müesses nizamından ve onun uluslararası muadillerinden gelen dizginlenmemiş şovenizmin tsunamisini açıklıyor.

Aşırı ısınan vatanseverlik şu anda bedava. İngiliz seçkinleri, Ukrayna’ya kimseyi öldürmesi ya da öldürülmesi için göndermiyor ve iktisadî tepki henüz hissedilmedi. Yani aşırı Rus düşmanlığının onlara hiçbir maliyeti yok.

ngiliz düzeni temelde Zelenski’nin sırtını sıvazlıyor ve onu Putin’le savaşmaya teşvik ediyor ama herhangi bir askerî sevkiyat teklifinde bulunmuyor. Batı, Ukrayna kanının son damlasına kadar Putin’le savaşmaya hazır. Retorik, fiili askerî sevkiyatın tam tersi oranlarda ucuz ve bol.

Gerçekten de, vahşi şovenizmden duyduğumuz şey, ABD’nin iktisadî gerilemesinin, Çin’in yükselişinin, Afganistan, Irak, Suriye ve Libya’daki yenilgilerin neden olduğu uzun süredir devam eden acıdır. Ayrıca, Corbynizm’in yükselişi sırasında Birleşik Krallık müesses nizamını bir an için ele geçiren korkudur. 

Propagandanın derin ikiyüzlülüğü ve şiddeti, nihayetinde, Putin’in yaptığı her kabul edilemez eylemin, yakın geçmişte Batı tarafından da yapıldığı ve başarısız olduğu gerçeğinin bir ürünüdür.

Bunun yanıtı, sadece çatışmayı alevlendirecek, uzatacak ve muhtemelen genişletecek olan Ukrayna’ya daha fazla askerî sevkiyat değildir. Yanıt, Ukrayna’nın Rus saldırganlığının ve NATO’nun genişlemesinin mengenesinden çıkarılması gerektiğidir.

Rus birliklerinin geri çekilmesi ve Ukrayna’nın tarafsızlığı, katliamı durdurmak için tek umuttur.

Kaynak metin: https://braveneweurope.com/john-rees-the-path-to-war-ukraine-russia-and-nato
[1] John Rees yazar, yayıncı, aktivist ve Halkın Meclisi’nin [People’s Assembly] örgütleyicilerinden biridir. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.