Savcılar fezleke yarışında

  •  AKP-MHP iktidarının, kilit roldeki HDP’yi denklemden düşürmek için sürdürdüğü stratejinin yargı ayağındaki savcılar, iyice zıvanadan çıktı. Yarışa giren savcılar, HDP’li vekiller hakkında hazırladıkları bin 120 fezlekedeki suçlama ve deliler, nasıl bir rezilliğin içinde olduklarını da gösteriyor. 

 

HDP’nin 25 milletvekiline son bir ayda 29 fezleke hazırlandı. HDP’lilerin konuşmaları, etkinlikleri, tepkileri, değerlendirmeleri, kullandıkları kavramlar ve isimler; hırsıza ‘hırsız’, katile ‘katil’ demeleri suçlama konusu yapıldı. 

Amed Milletvekili Semra Güzel’in 2014 yılında çektiği fotoğraflar üzerinden iktidar ilintili basının hedef aldığı Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) milletvekilleri hakkında peş peşe fezlekeler hazırlandı. Meclis’e gelen toplam bin 478 fezlekenin bin 120’si ise HDP’lilere ait. Son bir ay içerisinde HDP’li 25 milletvekili hakkında 29 fezleke hazırlandı. Haklarında en fazla fezleke düzenlenen siyasetçiler arasında yer alan HDP milletvekillerinin sosyal medya paylaşımları, ırkçı saldırılara tepkileri, kongrelerinde yaptıkları konuşmalar kriminalize edilmesi yanı sıra sanal medya üzerinden de katıldıkları etkinlikler taranarak, fezleke düzenleniyor.

Savcılar koşturuyor

 Son gelen bazı fezlekeler HDP’li siyasetçilere yönelik özel bir çaba olduğunu gösteriyor. Haklarında “örgüt propagandası”, “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik” gibi suçlamalar yöneltilen milletvekillerinin fezlekelerinde AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın 2007’te bir etkinlikte sarfettiği “Türkiye’deki Kürt orijinli vatandaşlar” tanımlaması taklit edildi. Kürdistan’nın ismi ise PKK’nin kullandığı ifade olarak fezlekeye konuldu. Savcılıklar tarafından kopyala yapıştır şeklinde tüm fezlekelerde yer alan yeni tanım şöyle: “Kürt orijinli vatandaşlarımızın yaşadığı bölgelerin PKK/KCK (…)tarafından Kürdistan olarak adlandırılması(… )örgütün üst düzey yöneticilerinin söylemlerinde sıklıkla Kürdistan ve Kuzey Kürdistan ifadelerini kullanması(…)”

Bazı milletvekilleri hakkında birden fazla benzer suçlamayla hazırlanan fezlekeler şöyle:

Devlet hırsızını da korur 

HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş’ın 26 Haziran 2018’de Siirt’te düzenlenen mitingde kentteki belediyeye kayyum atanması sonrasında yapılan yolsuzlukları dile getirmesi suçlama konusu yapıldı. Beştaş’ın “(…)Üç tane belediye başkanı yardımcısı atandı ve görevden alındı, duydunuz mu? Zekeriya Batur, Yener Tanık ve Gülay Akgün hiç kimse duymasın diye açıklama dahi yapmadılar ama onlar hırsızlığı Siirt Belediyesi’ne de getirdiler. Onlar, 30 Milyonluk bir yolsuzluk yaptıkları iddiasıyla belediye başkan yardımcılarını görevden aldılar(…)” sözleri gerekçe gösterilerek, “Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret” iddiasıyla fezleke düzenlendi. Sayıştay tarafından hazırlanan 2019 denetim raporunda Siirt Belediye’sin de tahsil edilmeyen alacakların tahakkuk işlemlerinin muhasebeleştirilmemesi nedeniyle belediye alacaklarının 4 milyon 6 bin TL eksik gösterildiği kaydedilmişti.

Irkçı cinayete tepki olamaz!

Beştaş’ın Ankara’da Kürtçe müzik dinlediği için katledilen Barış Çakan’a ilişkin Twitter hesabından yapılan paylaşımda “Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik” suçlamasıyla fezleke hazırlandı. Beştaş’ın “Kürtçe şarkı söylediği için katledilen bir can! Aslında faili belli bir cinayetin kurbanıdır. Halkın içine kin ve nefret tohumu ekenler, halkı galeyana getirenler, barış söylemini bile yasaklayanlar işte eseriniz(…)” sözleri suçlamaya delil yapıldı. 

Bu paylaşımları suç delili

Beştaş yanı sıra HDP milletvekilleri Garo Paylan, Necdet İpekyüz, Nuran İmir, Hüseyin Kaçmaz ve Murat Sarısaç hakkında da fezleke düzenlendi. Milletvekillerinin suçlamaya konu paylaşımları şöyle:

Garo Paylan: “Nefret iklimi bir can daha aldı. Barış Çakan Kürtçe şarkı dinlediği için ırkçı bir cinayetle katledildi. İktidarın uyguladığı nefret siyaseti ile nefret cinayetinin sorumlusudur. ABD’deki ırkçılığa laf atarken, memleketteki ırkçılığı görmemek riyakarlıktır.”

Necdet İpekyüz: “Barış en büyük korkunuzdur. Kin ve nefret tohumlarıyla toplumu kutuplaştıranlar Barış Çakan’ın katledilmesinden sorumlusunuz.”

Eleştirdi ve Kürdistan, dedi

HDP Van Milletvekili Murat Sarısaç hakkında Binali Yıldırım’ın 2019’da İstanbul seçimleri kapsamında Diyarbakır’a gelerek destek istediği konuşmasını (İstiklal mücadelesini başlatırken daha savaş yıllarında bile Ankara’da Büyük Millet Meclisi’ni toplayan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün davet ettiği millet temsilcilerinin arasında Kürdistan mebusu da vardı, Lazistan mebusu da vardı, Anadolu’nun her tarafından temsilci vardı) eleştirdiği için “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik”le suçlandı. Eleştirisinde buraların adı Kürdistan olduğunu belirten Sarısaç’ın sözleri savcılık tarafından “Kürt orijinli vatandaşlarımızın yaşadığı bölgelerin PKK/KCK (…)tarafından Kürdistan olarak adlandırılması(…) örgütün üst düzey yöneticilerinin söylemlerinde sıklıkla Kürdistan ve Kuzey Kürdistan ifadelerini kullanması(…)” tespitleriyle suç vasfına koyuldu. Sarısaç’ın suçlama konusu konuşması ise şöyle: “Şu Kürdistan kelimesini de bir sadeleştirelim buranın adı Kürdistandır, Binali Yıldırım söylediğinde sadece meşru değil(…)buranın adı Kürdistandır(…)”    

AKP tarafından da katledilmeleri provokasyon olarak adlandırılan Sakine Cansız, Leyla Şaylemez ve Fidan Doğan’ın ölüm yıldönümüne dair sanal medya paylaşımı da “örgüt propagandası” iddiasıyla fezlekeye konu oldu.

Kürt etnik kimliği üzerinden

HDP Milletvekili Feleknas Uca’ya 21 Mart 2018’de Mardin’in Nusaybin ilçesinde katıldığı Newroz etkinliğinde İmralı tecridine dikkat çekmesi ve çözüm sürecine atıfta bulunması “örgüt propagandası”, “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik” iddialarıyla fezleke düzenlendi. Uca’nın Öcalan’ın üzerindeki tecride dikkat çekmesi, Kürt halkı kelimeleri kullanması Kürt etnik kimliği üzerinde konuşma ve Öcalan’ın uluslararası kamuoyunda meşru gösterilmesi olarak yorumlandı.

Protestoya eşlik etmesi

Dersim Dağ’a 30 Ocak 2021’de Bağlar ilçesinde “tecrit” konulu basın açıklamasına katıldığı gerekçesiyle hazırlanan fezleke ise deliller sanal medya üzerinden elde edilen paylaşım esas alındı. “@HDPAMED21” kullanıcı isimli hesaptan “78’liler Derneği’nin tecride ilişkin yaptığı basın açıklamasına katıldık(…)” şeklindeki paylaşımda yer alan resimlerde Dersim Dağ’ın da protestoya eşlik ettiği(…)” İfadeleri yer aldı.

Kürt Dil Bayramı sözde!

 HDP Eşbaşkanı Tayip Temel hakkında da 15 Mayıs 2020’de Diyarbakır’da Kürt Dil Bayramı ve Siirt, Iğdır, Kurtalan ve Baykan belediyelerine kayyım atanmasına dair yapılan açıklama fezleke konusu oldu. Fezlekede Kürt Dil Bayramı için “sözde” denilirken, Kürt kentlerinde uygulanan kayyum politikasını eleştirmesi, “halkı kin ve düşmanlığa alenen” tahrik suçlaması olarak değerlendirildi. Savcılık Kürt etnik kimliği üzerinden yapılan konuşmanın kamu güvenliği açısından açık ve yakın tehlike doğrulabileceğini savundu.

Anlaşılmayan Kürtçe konuşması

DTK Eşbaşkanı Leyla Güven ve HDP Amed Milletvekili Musa Farisoğulları’nın milletvekilliklerinin düşürülmesi ardından HDP tarafından başlatılan “Demokrasi Yürüyüşü” programının 18 Haziran’daki Amed ayağında yapılan konuşması da fezleke konusu oldu. Kürtçe yapılan konuşma içeriğinin kolluk tarafından tanzim edilen çevirisinde 20 yerde “anlaşılmadı” ibaresi yer alsa da Temel hakkında “örgüt propagandası” ve “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik” iddialarıyla fezleke hazırlandı. HDP’nin “Demokrasi Yürüyüşü”ne de savcılık “sözde” kelimesini kullanmayı tercih etti.

Tülay Hatimoğulları’na da sosyal medya hesabından yaptığı bir paylaşım nedeniyle fezleke hazırlandı. 2 Ağustos 2019’da helikopterden açılan ateş sonucu yaşamını yitiren Vedat Ekinci’ye dair paylaşım yapması halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik suçlaması sayıldı. Hatimoğulları’nın “Dün adı Roboski idi, bugün Derecik Çemekurk (…) Hakkari Derecik ilçesinde henüz 14’ünde VedatEkinci askeri helikopterden açılan ateş ile katledildi. Er ya da geç Roboski’nin de Vedat’ın da hesabını vereceksiniz!” sözleri suç sayıldı.

Kayyum atanmasını protesto etti!

HDP Şırnak Milletvekili Nuran İmir’e gelen son iki fezlekeden biri 30 Ekim 2019 tarihinde Cizre Belediyesi’ne kayyım atamasını protesto da yaptığı konuşma gerekçe yapıldı. “Cizre’nin sokakları bizimdir, onlar hırsız, biz Kürtlerden korkuyorlar (…) Bu millet, bu irade bizimdir, asla bizden alamayacaklar, biz onlara karşı boynumuzu hiçbir zaman eğmeyeceğiz, bunu böyle bilsinler, bir buradayız(…)” sözleri, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik suçu sayıldı.  ANKARA

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.