Şengal, direniş kararını tekrarladı

  • Şengal Demokratik Özerk Meclisi (MXDŞ), Türk devletinin istemiyle ABD ve BM sponsorluğunda KDP ile Irak arasında yapılan anlaşma doğrultusunda başlayan tehditlerin, Êzîdxan Asayişi için süre verilmesiyle sürdürülmesine sert tepki gösterdi. Meclis, geri adım atmayacağını, saldırı durumunda direneceğini deklare etti.

Şengal Demokratik Özerk Meclisi (MXDŞ), Irak yönetiminin  Êzîdxan Asayişi’nin 1 Nisan’a kadar çekilmesi tehdidini reddetti; statü talebini ve direniş kararını yineledi.

MXDŞ, dün Êzîdxan Asayaşi, YBŞ/YJŞ, PADÊ, TAJÊ sorumluları, sivil toplum temsilcileri, din alimleri ve kanaat önderleriyle olağanüstü bir toplantı yaptı. Irak yönetiminin, Êzîdxan Asayişi ve YBŞ/YŞJ’nin Şengal’i terk etmesi için 1 Nisan’a kadar süre vermesini görüştü. Toplantının ardından basın açıklaması yapıldı. Êzîdî halkının binlerce yıldır bu topraklarda yaşadığı, tarihin hiçbir döneminde de başka halklar ve inançlara zulüm yapmadığı hatırlatılan açıklamada, "Ne yazık ki bu barışçıl tavra rağmen halkımız birçok kez fermanlara maruz kaldı” denildi.

İkisi de fermanın sorumlusu

En son 2014’te DAİŞ çetesinin eliyle gerçekleşen fermandan önce Şengal’in güvenliğinin KDP ve Irak’ın sorumluluğunda olduğu anımsatılan açıklamada, şunlar kaydedildi: “DAİŞ, Şengal’e saldırdığında hem KDP hem de Irak güçleri kaçtı. Kaçmadan önce de halkın kendilerini savunması için hiçbir silah bırakmadılar. Bu nedenle fermanın yaşanmasından bu iki güç sorumludur.”

HPG ve YPG yardıma koştu

Bu tarihi suç işlendiğinde yardımlarına HPG gerillaları ve YPG savaşçılarının koştuğunun bir kez daha altı çizilen açıklamada, şöyle devam edildi: “Bu güçlerin gelişiyle biz Êzîdîler fermandan kurtulabildik. DAİŞ’e karşı mücadele başladı ve biz de katıldı. Şengal tamamen kurtarılması için direndik. Şengal Özerk Yönetimi olarak bu direnişte 390 şehit verdik. Bin 60 yaralı ve gazimiz oldu. Ferman başladığında yüz binlerce Êzîdî göçe maruz kaldı; binlerce kadın, yaşlı, çocuk kaçırıldı. Bazıları katledildi, bazılarının akıbeti halen de bilinmiyor.”

Büyük dersler çıkarıldı

73. fermandan büyük dersler çıkarıldığı belirtilen açıklamada, şunlar ifade edildi: “Açık ki Êzîdîlerin öz savunma güçleri olmazsa Irak güçleri Şengal’i koruyamaz. Êzîdî toplumu olarak artık güvenliğimizi bu güçlere emanet edemeyiz. Dinimiz, dilimiz ve kültürümüz, bize özerk olma meşruiyeti veriyor.  Irak’ta özerk ve özgür yaşamak istiyoruz. Irak Anayasası da özerk yönetim ve öz savunmaya imkan tanıyor."

Kazimi, KDP ve TC’yi dinledi

MXDŞ’nin bütün bileşenleriyle, diyalog ve çözümü esas alarak, defalarca Irak’ın içinde Şengal’in statüsünü de koruyan çözüm önerileri sunduğu hatırlatılan açıklamada, "Ancak Mustafa Kazımi hükümeti bizi dinlemek yerine Türkiye ve KDP’yi dinleyip dikkate alarak 9 Ekim’de anlaşma yaptığını duyurdu. Bu anlaşmayı Êzîdîlere karşı bir komplo olarak nitelendiriyor ve reddediyoruz. Bu anlaşma, DAİŞ’in yarım bıraktığı tasfiyeyi tamamlamayı öngörüyor" denildi.

6 aydır çözümde ısrar ediyoruz

6 aydır bütün demokratik mekanizmalar kullanılarak, toplantı ve görüşmeler yapılarak Êzîdî toplumunun hak ve taleplerinin iletildiği kaydedilen açıklamada, buna rağmen Başbakan Mustafa Kazımi’nin Êzîdîlere verdiği sözleri tutmadığı vurgulandı. Son olarak 15 Mart’ta gönderilen üst  düzey heyet ile görüşme yapıldığı; bu görüşmede de tablonun çok net bir şekilde aktarıldığı belirtilerek, şunları dile getirildi: "Bize göre sorun, baştan sona siyasidir, dolayısıyla çözüm de Özerk Yönetim statüsünün kabulünden geçiyor. Statüde anlaşıldıktan sonra diğer sorunların kendiliğinden çözüleceğini savunduk.

HPG’nin çekilme tarihi

Irak heyeti de bizi dinledi ve bunun üzerine çalışacağını söyledi. Bizden iki şey istedi; Êzîdxan Asayişi’nin Şengal’den çıkması ve Irak güçlerinin Şengal dağına gelmesi. Bunun için de 1 Nisan’a kadar süre verdiler. Seçilen tarihi bizim için oldukça manidar. 1 Nisan, HPG gerillanın çekildiği tarihin yıl dönümüdür.

Bu dayatmaları reddediyoruz

Bugünkü toplantıda tekrar meseleyi konuştuk, tartıştıkv e kararımızı bir kez daha netleştirdik. Bu dayatmaları reddediyoruz. Halkımızın inancı ve güveni güçlerimize tamdır. Bizi Irak ve KDP’nin değil kendi güçlerimizin koruyacağını biliyor. Şu anda Irak güçlerinin gelmesini gerektiren nedir, zaten Irak’a bağlı bir güç. YBŞ zaten Irak’a bağlı resmi bir güç ve orada. Bütün Şengal’i Irak ordusuyla doldurmanın anlamı nedir?"

Şengal ne istiyor?

Açıklamada, Şengal’in askeri ve siyasi iradesinin  tutum ve talepleri, şu net ifadelerle ortaya konuldu: "Irak Başbakanı Mustafa Kazimi yönetiminden Irak vatandaşları olarak anayasal, kanuni, meşru ve insani bir hakkı talep ediyoruz. Çözümden yanayız, bu özerk bölgede kaos ve çatışma istemiyoruz. Kazimi yönetimi ise bizi askeri zorla tehdit ediyor. Bazı bölgesel yöneticiler de kan dökmekten söz ediyor. Hiç kimsenin tehdidinden korkmuyoruz. Hiçbir güç de bizi fermandan önceki şartlara razı edemez. Diyalog ve müzakere dışındaki yollara başvurulursa elbette kendimizi savunacağız. Toplumumuzu fermanlar karşısında savunmasız ve iradesiz bırakamayız. Dolayısıyla Irak’ın bu dayatmalarını reddediyoruz; ne Asayiş’in tasfiyesine ne de kutsal alanlarımızın işgaline müsaade ederiz. İnancımız da bunu reddetmeyi emrediyor. Kazimi yönetimi, Êzîdîlerin üzerine askeri güçlerini salmakta ısrar ederse bize de direnmekten başka yol kalmıyor."

Tüm taraflara çağrı

Açıklamanın sonunda Êzîdilerin taleplerinin dikkate alınması istendi; bu konuda BM, AB, ABD ve tüm uluslararası güçlere, kurumlara, Irak’ın bileşenlerine ve tüm Kürdistani güçlere çözüm için çağrı yapıldı.  ŞENGAL

 

Neden Êzîdxan Asayişi hedefte?

Irak Hükümeti ve KDP arasında 9 Ekim 2020’de açıklanan Şengal Anlaşması ile birlikte Şengal'e dönük tehdit, baskı ve saldırılar arttı. 10 Mart’ta merkezi hükümet ve KDP'nin, DAİŞ’in 2014’teki saldırısı sonrasında oluşturulan Êzîdxan Asayiş Güçleri’nin 24 saat içerisinde Şengal’den çıkarılmasını istemesi üzerine olağanüstü toplanan Şengal Demokratik Özerk Meclisi (MXDŞ), bu tehditlere karşı Şengal kent merkezinde büyük bir yürüyüş organize etti. Irak güçlerinin zırhlı araçlarla yolları kapatarak, yürüyüşü engellemeye çalışmasına rağmen binlerce kişi bir araya gelip yürüyüş gerçekleştirdi. Bu yürüyüş sonrası Şengal'e dönük yönelimler durdu. Görüşme ve diyalog devam etti, ancak Irak tarafı bu kez 1 Nisan tarihini verdi. Kendisi de Şengalli olup uzun süredir burada gazetecilik yapan İbrahim Êzîdî, Êzîdxan Asayişi'nin durumunu, neden tasfiyesinde ısrar edildiğini MA’ya değerlendirdi:

"Asayiş, içinde hiçbir yabancı güç barındırmıyor. Bütün üyeleri Şengalli kadın ve erkeklerden oluşuyor. Êzîdî toplumunun çocuklarıdır. Son ferman karşısında başkaldırıp kendini örgütleyen Êzîdxan’ın gençleridir. Şengal'de güvenlik boşluğu olduğundan dolayı Asayiş Güçleri kuruldu. Şimdi de bu güçleri kanunlarla yok etmek istiyorlar.  Şu anda Şengal bölgesinde 20 bine yakın Haşdi Şabi gücü bulunuyor. Musul ve Bağdat'da aşiretlere bağlı binlerce silahlı güç bulunuyor. Aşiret ismiyle silahlı güçler var. Irak Hükümeti neden bu güçleri Irak topraklarından çıkarmıyor? Neden sadece Şengal’deki Asayiş’i hedef alıyor? İçişlerinde yaşanan bütün sorunları bir kenara bırakıp Şengal'e karışıyorlar. Bağdat ve çevresinde yaşanan sorunları Şengal'de çözmeyi istiyorlar.

Asayiş, Şengal'in bütün güvenliğini sağlıyor. Eğer Asayiş Şengal'den çıkarılırsa toplum ve Özerk Yönetim büyük bir tehlikeyle karşı karşıya kalacaktır. Asayiş olmazsa Özerk Yönetim’in tek adım atmasına izin vermezler. 6 yıldır Êzîdîler kendi kendilerini yönetebiliyorsa bu Asayiş güçlerinin sayesindedir. Demokratik özerkliğin en önemli yapılarından biri de güvenliktir. Dolayısıyla ilk önce Asayiş’i ortadan kaldırmak istiyorlar ve sırasıyla Özerk Yönetim’in diğer kurumlarını yok etmeyi amaçlıyorlar."

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.