Şengal'in yüreği artık burada atıyor

Dosya Haberleri —

Şehit Berxwedan ve Şehit Dilgeş Şehitliği

Şehit Berxwedan ve Şehit Dilgeş Şehitliği

  • 13 Kasım günü Şengal merkezi büyük komutan Agit Ciwyan öncülüğünde ilerleyen savaşçılar tarafından tamamen özgürleştirilmişti. Şengal’de 2014’deki soykırım öncesinde de siyasi faaliyet yürütmüş gerilla Serhildan, Şengal’in nasıl yeniden dirildiğini, değişip dönüştüğünü anlatıyor.

 

  • Gerilla Serhildan Serkeftin: ''Berxwedan 'Eğer ben şehit düşersem beni Şengal dağlarına gömün' demişti. Şehit düştüğünde Berxwedan'ı oraya defnederler ve sonra da kuzeyli olan HPG gerillası Şehit Dilgeş'i defnederler. Şehitliğin ismi şehit Berxwedan ve şehit Dilgeş şehitliği olur. Oraya defnedilen şehit sayısı artmıştı. Orayı ilk gördüğümde göz yaşlarımı tutamamıştım. Ezdalık tarihinde bu bir ilkti. Şengal halkı gerilla ve şervanları kendilerinden bilmişti.. Bizim en kutsal yerimiz demişlerdi. Hep orayı ziyaret ederler, Şengal’in yeni yüreği burada atıyor." 

ROJBÎN DENİZ

Kürdistan Kadın Özgürlük Partisi PAJK, 2014 Ağustos ayının başlarında 9. Kongresi'ni gerçekleştiriyordu. Kürdistan devrimi, kadın hareketinin durumu, dünya kadınlarının sorunları tartışılacak, yeni dönemin mücadele hedefleri belirlenecekti. Kongre delegeleri çok heyecanlıydılar. Farklı dağların benzer sıcaklığından yol alarak kongreye gelmişlerdi. Uzun zamandır birbirini görmemiş olan gerillalar bir kez daha buluşmanın mutluluğunu yaşıyordu. Ama bir yandan da herkes biraz diken üstündeydi. DAİŞ çetelerinin bölgedeki hareketliliği tedirginlik yaratıyordu. 

DAİŞ çetelerinin ilerleyişinin gelip Kobanê, Şengal ve Maxmur'a dayanması uzak bir ihtimal değildi. Ortadoğu gibi her gün kaynayan bir coğrafyada siyaset yapan ve bütün darbelere rağmen ayakta kalmayı başaran bir hareketin üyelerinin bunu görmemesi imkansızdı. 

Kongre'nin ortasına düşen acı haber

PAJK Kongresi'nin ikinci günüdür. Kara haber duyulur. Herkes televizyonun önünde toplanır. Haberlerde spiker DAİŞ çetelerinin Şengal’e saldırdığını, büyük bir katliam yaşandığını, insanların dağlara sığındığını bildirmekteydi. Kongre salonu alt-üst olmuştur. Bu atmosfer üzerine Kongre divanı herkesi sakin olmaya, soğuk kanlı davranmaya çağırır. Hemen bir heyet oluşturularak Kandil alanına gönderilir. Hem yaşananlar daha kapsamlı takip edilecek, hem de Şengal'e güç takviyesi yapılacaktır. Ekip içinde daha önce Şengal'de kalmış olan Serhildan Serkeftin de vardır. 

1992'de PKK'ye katılmış ve birçok alanda savaşmış olan Mardinli Serhildan, Şengal coğrafyasını iyi tanıyordu. Orada uzun yıllar halkı örgütleme faaliyetleri yürütmüştü. Birçok ailenin telefon numarasını biliyordu, hızlıca ulaşabilir ve bilgi akışını sağlayabilirdi. Kandil'e geçen ekibe Mam Zeki de dahil olmuştu. Uygun bir yerde konumlandılar, gelişmeler anı anına takip ediliyordu. Sozdar Avesta'nın koordineliğiyle bağlantılar oluşturulmaya çalışılıyordu. 

Koço köyü ve daha birçok köy DAİŞ tarafından çembere alınmıştı. Direnen birçok köyün de haberi geliyordu. Bu direniş kısmen teselli oluyordu. 

 

Herkes biliyordu, Koço köyü muhtarı hariç

Şengal'de bulunan Dilşêr ve yanındaki savaşçıların halkı korumak için ellerinden gelen her şeyi yapacaklarına herkes inanıyordu. Bu inanca rağmen "şimdi nasıl olacak" kaygısı büyüktü ve hiç kimse yüzüne, gözlerine yerleşen bu kaygıyı saklayamıyordu. Bir yandan "Ezîdî toplumu kökümüz, yok edecekler", "Önderlik bizi uyarmıştı", "Keşke KDP ile savaşsaydık", "Şengal'de daha güçlü konumlanmalıydık" serzenişleri, diğer yandan ise  Mam Zeki'nin Koço köyü muhtarı ile konuşması duyuluyordu. Mam Zeki "Sakın teslim olmayın, sizi katledecekler" diye uyarıyordu. Muhtarın cevabı "Biz konuştuk, bize bir hafta zaman tanıdılar" olmuştu. Kandırıldıklarını Mam Zeki de, konuşmayı duyan Serhildan da ve oradaki her gerilla da biliyordu. Koço köyünün genç kadınları hariç, herkesi 15 Ağustos günü katletmişlerdi. Genç kadınları ise köle pazarlarında satmak üzere DAİŞ'in hakimiyet kurduğu bölgelere götürmüşlerdi. 

Çizim: Rebar

'Koruruz' diyen KDP'nin kaçışı

74. Ferman en korkunç en karanlık anlarını yaşamıştı. Arkasında artçı sarsıntılar geliyordu. Geride kalan yaralar soğudukça acıları daha fazla hissediliyordu. On binlerce insan yoktu. Binlerce kadın, çocuk, erkek yoktu. Köyler harabeye dönmüştü. Kutsal mekanlar yerle bir edilmişti. Fermandan geriye virane bir Şengal kalmıştı. "Biz sizi koruruz" diyen KDP kaçmış, Ezîdîleri katliam ile yüz yüze bırakmıştı. 

DAİŞ dağın etrafını sarmıştı. PKK'liler büyük bedeller vererek bir insanlık koridoru açmış, geride kalan insanlar öyle kurtarılmıştı.

 

Telefon üzerinden BKC eğitimi

Kandil'de oluşturulan kriz masası Şengal'de yaşananları yakından takip etmeye devam ediyordu. Sozdar Avesta, telefon üzerinden bir gence nasıl BKC kullanacağını anlatıyordu. KDP peşmergeleri panikle kaçarken, geride BKC silahını bırakmışlardı. Şengalli gençler de gidip almıştı. Gençler o zamana kadar silah kullanmamıştı. Sozdar Avesta kelime kelime neyi nasıl yapacaklarını büyük bir sabırla telefondan anlatır. En son gürleyen BKC sesi telefondan duyulur. Herkes büyük bir sevinç yaşar. Çilmêra yakınlarında peşmerge konvoyunun önünü kapatıp onlardan doçka almışlardı. Dilşêr'in grubunda yer alan Ronî o doçkanın başına geçer, fakat tam olarak nasıl kullanacağını bilemez. Yine telefon üzerinden aldığı yardım ve yanında bir dönem pêşmergelik yapan Ezîdî gençlerin desteği ile dağa doğru gelen DAİŞ çetelerini rastgele taramaya başlar. DAİŞ çeteleri bu hamle karşısında geri çekilmek zorunda kalır. 

Mexmûr kampında da benzer bir durum yaşanır. Neyse ki Mexmûrlular savaş konusunda tecrübeliydiler. Ayrıca orada bazı tedbirler de alınmıştı. 

 

Serhildan: Bunun ötesi olamaz

Şengal ve Mexmûr'da bu gelişmeler yaşanırken, neredeyse her gerilla Mexmûr ve Şengal'e gitme önerisi yapar. En fazla da Şengal'e. Özellikle Ezîdî kadınlara yapılanlar intikam ateşini harlamıştı. Gerilla Serhildan da gitmek isteyenlerin başında geliyordu. Daha önce orada kalmış olmak, halkı tanımış olmak çok başka duygular uyandırıyordu onda. Hiçbir yere sığmaz olmuştu, hemen oturup öneri raporunu yazar. Şengal’den Qeladize ve Ranya taraflarına göç etmiş Ezîdîlerin yaraları sarılmalıdır, önce oraya gider, bir ay sonra ise Rojava'da Şengal'den gelenler için kurulan Newroz kampına geçer.  Newroz kampında kalanların hemen hemen hepsini tanıyordu. Onları ilk gördüğünde çok duygusal anlar yaşar. "Bana başka çağların barbarlığını, soykırımdan geçmiş halk gerçekliklerini anlatsalar ve sen bu çağın kucağında tarihi tekrar yaşayacaksın deselerdi, asla inanmazdım" diyor o günler için. Ve sonra ekliyor: "Olmaz dememek gerek, bu barbarlık çağında her şey mümkün. Gözlerimizin önünce büyük bir trajedi, soykırım yaşandı. Bunun ötesi olamaz." 

Özgürleşmiş Şengal'e dönmek

Gerilla Serhildan, daha sonra Kandil'e geçer, 2015 yılının Kasım ayında ise yönünü tekrar Şengal'e verir. Yoldaşları Şengal'de muhteşem savaşmış ve Şengal merkezini DAİŞ’ten almışlardı. 13 Kasım günü ise Şengal merkezi büyük komutan Agit Ciwyan öncülüğünde ilerleyen savaşçılar tarafından tamamen özgürleştirilmişti. 

O gün yaşananları şöyle anlatıyor Serhildan: "Ferman öncesi Şengal artık yoktu. İnsanlarla dolup taşan pazarı, sokak aralarında oynayan çocukların sesleri, kapı aralıklarından bakan utangaç kadın bakışları, hayatı canlandıran insan sesleri artık yoktu. Her yer viraneydi, yıkılmıştı, geride büyük acılar kalmıştı. İlk olarak sokaklarına inemedim. Yaşadıklarımız tek tek gözlerimin önünden geçiyordu. Bir mahalleye YBŞ ismi verilmişti. Biz annelerle o mahallede bir ay kaldık. Şengal'de direniş, savaş, acılar ve ihanet iç içe geçmişti." 

Kapıdan çıkmayan kadınlar silah tutuyor

"İlk işimiz KDP’nin koyduğu düğün salonlarına Laleş ismi vererek halk meclisleri kurmak oldu" diyor Serhildan. İlk halk meclisi Serdeşt'te oluşturulur. İlk kadın meclisinin adresi de aynıdır. Fakat kadınlar, kadın meclisi için el birliğiyle bir yer yaparlar. Serhildan, o yerin Serdeşt'te hala durduğunu söylüyor.

Şengalli kadınlar için en önemli gelişme ise YPJ-Şengal ismi ile öz savunma birliklerini kurmak olur. Ezîdî kadınların ellerinde silah cesaretle savaştığına tanık olduğunda çok duygulandığını belirten Serhildan nedenini ise şu sözlerle açıklıyor: "Eski günler gelmişti aklıma, gençlik konferansına getirmek için sarfettiğimiz enerjiyi hatırlıyorum. Hele 8 Mart’a katılmaları için neler neler yapmıştık. Şimdi oradan buraya gelmek öyle anlamlı ki. Ezîdî kadınlar özgürlüğe giden yolu bulmuşlardı ve artık kimse onları durduramazdı. Tabii YJA-Star gerillalarının bunda katkısı çok büyüktü." 

PKK'yi tanıdılar,sevdiler, güvendiler

Kadınların kendini örgütlemesi ve Şengal’i yeni baştan yaratmak ve inşa çalışmalarına katılımı çok aktif olur. YPJ-Şengal’in kendini "YJŞ" olarak isimlendirdiği konferansta Serhildan da yer alır. Herkes çok heyecanlıdır. Çünkü Ezîdî kadınları artık resmi olarak bir savunma gücü olarak kendini örgütlemiştir. Bu görülmemiş bir durumdur. Tüm Şengal buna hayran kalır. Bu durum karşısında çıldıran tek bir güç vardır, o da KDP'dir. Alttan alta "Bunlar kadınlarınızı inançlarından uzaklaştırıyor" propagandası yürütür. "Onların yaptığı ihanetten sonra kim onları dinlerdi ki. Boşa kürek sallamaktı" diye açıklıyor KDP'nin amacını Serhildan ve devam ediyor: "PKK Şengal’in her yerinde etkili ve halkın yanında duran bir pozisyondaydı. Ezîdî toplumunun iradesini güçlendirerek yaralarını sarmaya çalışıyordu. Bizim duruşumuz ve halka yaklaşımımız Ezîdî toplumunun daha fazla PKK’yi tanımalarını sağlamıştı. Diyorlardı ki bizi kök hücresi olarak gören Kürtler de var ve biz bunu PKK ve Önder Apo şahsında gördük. Onlar bizim yanımızda oldukça başka ferman uğramaz bu topraklara. Yine Rojava halkının Şengal için yaptıklarından sonra Ezîdî toplumu Rojava'yı kendisinden bir parça olarak görüyordu. Rojava denilince akan sular dururdu. Şimdi bile hemen hemen hepsinin evinde Ronahi Tv vardır ve sürekli izlerler. Rojava’yı kendileri için bir çıkış yolu olarak görüyorlar. Rojava Şengal için ekonomik, toplumsal, savunma ve daha bir çok noktada bir bağdı." 

Berxwedan Tolhildan

Şehit Berxwedan'ın vasiyeti

Şengal için çalışan, Şengal için savaşan gerilla Serhildan, Ezîdî toplumunun PKK ile bağının nasıl güçlendiğini ise şu tanıklıkla aktarıyor:

"Benim Şengal’e ikinci kez gelişimden önce heval Agit Ciwyan'ın ısrarı ve şehit Berxwedan'ın vasiyeti üzerine dağın yamacında bir şehitlik kurulmuştu. Berxwedan 'Eğer ben şehit düşersem beni Şengal dağlarına gömün' demişti. Heval Agit de onun istemi üzerine ailesini ikna eder ve dağın en yüksek yamacına ilk olarak şehit düştüğünde Berxwedan'ı defnederler ve sonra da kuzeyli olan HPG gerillası Şehit Dilgeş'i defnederler. Şehitliğin ismi şehit Berxwedan ve şehit Dilgeş şehitliği olur. Ben geldiğimde baya büyümüştü. Oraya defnedilen şehit sayısı artmıştı. Orayı ilk gördüğümde göz yaşlarımı tutamamıştım. Ezdalık tarihinde bu bir ilkti. Bir farklı tabaka ve farklı aşiretler bir arada defnedilmez ve yine başka inançtan olan insanlarla aynı toprağa defnedilme asla kabul görülmez. Ama Şengal halkı gerilla ve şervanları kendilerinden bilmişti ve onlarla aynı şehitliği paylaşmanın onurunu yaşıyorlardı. Bizim en kutsal yerimiz demişlerdi. Hep orayı ziyaret ederler, Şengal’in yeni yüreği burada atıyor. Kök ve beden, kahramanların vasiyeti üzerine birleşmişti." 

Xanesor’da ilk kadın konferansı

2016 yılında Xanesor’da ilk olarak kadın konferansı gerçekleşir. Konferansta acı ve mutluluk, ortak umutta birleşir ve geleceğe doğru yol almanın kararlılığı salonda yankılanır. Serhildan, kendisinin de katıldığı konferansa yaşananlara ilişkin şu cümleleri kuruyor: "Ruh ve duygu dünyamız öyle yoğunlaşmıştı ki salon bize yetmiyordu dağlara, ovalara vurup tüm Ezîdî kadınların intikamını almak ve özgürlüğe akıp gitmek istiyorduk Bunun sözünü her birimiz verdik. Konferansın atmosferi biraz ağırdı. Ayağa kalkan her anne önce ağlıyor ve sonra yaşadıklarının öfkesiyle daha fazla güçlenmek ve örgütlenmek gerektiğini söylüyordu. Daye Kine, daye Xoxe, daye Neam, daye Şirin, daye Xense ve Bese ve daha birçok kadın konferansa damgasını vuran kadınlardı."

Konferans başarılı geçmişti ve kadın hareketi TAJÊ adını almıştı ve bundan sonra Ezîdî kadınları TAJÊ ile yollarına devam edeceklerdi.  

 

İşte Ezda kadınlarının oluşumu 

DAİŞ'in eline geçmiş olan kadınlar hala Serhildan'ın kalbinde bir kordur. Bazıları daha sonra kurtarılır. Kızkardeşi Xeme’yi kurtarmak için savaşa katılan ve kurtarma operasyonunda şehit düşen bir abinin hikayesi ise unutamadıklarındandır. 

Şengal'e, Şengal'de yaşananlara, savaşa, katliama, direnişe, özgürlüğe ve en çok da örgütlenerek kendini var eden bir topluma dair Serhildan son söz olarak şunları dile getiriyor: "Yaşamın bilgeliğinin saklandığı zaman ve mekan buralar, toplumun ana kucağı... Kendimizi bulmaya çıktığımız yolda parçalanmış benliklerimizi birleştirme arayışı bizi bir araya getiren esas felsefe oldu. Yaşamın anlam gücünde seni yokluğa iten etkenlerle karşılaştığında oluşum için arayışlara çıkarsın. Bu yol uzun ve girdaplı ama her yürüdüğünde hafızan, fikirlerin, bedenin, ruhun parçalarını birleştirmeyi başarır. Başarıyla alınan yol aynı zamanda bir toplumu oluşmaya, varlık bulmaya götürür.  İnsan yeni doğmuş bir çocuğun gözlerinden yaşama akan anlam gücüne dönüşür. Bir çocuk saflığında güzeli, sevginin en derin anlam gücüne ulaşırsın. Buna kendini bulmak diyorlar. Hele ki bu yolda yürüyen bir kadınsa bu oluşumun hızı ve derinliğinin yarattığı enerji  toplumun ruhuna kadar ulaşır.  Kadındaki oluşum toplumla ilişkilendirilince anlam gücüne ulaşır. İşte bu nokta da sen olursun, kadın kimliğinin oluşumu gerçekleşir.  Oluşum, toplumunun anlamına kavuşmakla gerçekleşir. İşte Ezda kadınlarının oluşumu ve anlam gücü bu.''

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.