Siber taciz küresel bir sorun

• Plan International tarafından görüşülen 15-25 yaş arasındaki 14 bin kişinin yarısından fazlası, siber tacize uğradıklarını, açık mesajlar ve resimler gönderdiklerini veya çevrimiçi tacize uğradıklarını ifade etti.

Yeni küresel bir anket, sosyal medyayı kullanan kadının kendilerini travmatize eden tacizler nedeniyle bu platformları terkettiğini ortaya koydu. Genellikle ırkları veya kimlikleri nedeniyle hedef alınan kadınların çevrimiçi platformlardan çıkarılması, giderek artan dijital dünyada güçlerinin büyük ölçüde etkisiz hale getirilmesi; görülme, duyma ve lider olma yeteneklerine zarar verilmesi olarak değerlendiriliyor. Hükümetlere, kadınları çevrimiçi alanlarda koruyan ifade hakları, mahremiyet ve şiddete karşı özgürlük temelinde yeni yasalar oluşturma çağrısı yapılıyor.
The Guardian’da geçen haberde, yeni bir küresel anketin sonuçları aktarıldı. Ankete göre, sosyal medyayı kullanan çoğu genç kadın, kendilerini travmatize eden tacize maruz kaldı.
Plan International tarafından görüşülen 15-25 yaş arasındaki 14 bin kişinin yarısından fazlası, siber tacize uğradıklarını, açık mesajlar ve resimler gönderdiklerini veya çevrimiçi tacize uğradıklarını ifade etti.
Plan, bunun küresel bir sorun olduğunu ve sosyal medya şirketlerinin, kadınları çevrimiçi şiddetle kendi başlarına başa çıkmaya terk ettiğini söyledi.
22 ülkeden görüşmeciler, tacizi bildirdiklerinde hiçbir işlem yapılmadığını aktardı.

Kadınların liderlik yeteneklerine zarar veriyor

Plan International’ın CEO’su Anne-Birgitte Albrectsen, “Bu saldırılar fiziksel olmayabilir, ancak genellikle tehdit edici ve kadınların ifade özgürlüğünü sınırlıyor,” dedi ekledi: “Kadınları çevrimiçi alanlardan çıkarmak, giderek artan dijital dünyada güçlerini büyük ölçüde etkisiz hale getiriyor ve görülme, duyma ve lider olma yeteneklerine zarar veriyor.”

Yüzde 20’si sosyal medyadan çıktı

Araştırma, kızların yaklaşık yüzde 20’sinin sosyal medyadan çıkarıldığını ve diğer yüzde 12’sinin de çevrimiçi şiddet gördükten sonra nasıl kullandığını değiştirdiğini ortaya koydu.
Neredeyse yüzde 40’ı Facebook’ta saldırıya uğradığını söyledi, ancak görüşmeciler Instagram, WhatsApp, Snapchat, Twitter ve TikTok dahil diğer tüm platformlarda da benzer sorunlar hakkında konuştu.

Irkları veya kimlikleri nedeniyle hedefleniyorlar

Anket, kızların çoğunun ırkları veya kimlikleri nedeniyle hedef alındığını gösterdi. İstismara uğrayan görüşmecilerin üçte birinden fazlası etnik bir azınlığa mensuptu ve yüzde 56’sı LGBTQ+ olarak tanımlandı.
Saldırılar, küfürlü dil, cinsel şiddet tehditleri ve bedeni utandırmaktan oluşuyordu. Sonuç olarak dörtte biri fiziksel olarak güvensiz hissetti.
Nikaragua’dan 19 yaşındaki feminist aktivist Nadiuska, Plan’a, “Sakin olmak için ilaç almak zorunda kaldım ve sakinleşebilmek için çoğu kez sakinleştirilmem gerekti” ve hakarete uğradığını ve çoğu zaman anonim hesaplardan ölüm tehditleri aldığını söyledi.
Plan’ın raporunda, istismarcıların genellikle yeni hesaplar oluşturarak cezaların üstesinden geldiği ifade ediliyor.

Hükümetlere yeni yasa çağrısı

2018 yılında, BM’nin kadınlara yönelik şiddet özel raportörü, hükümetleri, kadınları çevrimiçi alanlarda koruyan ifade hakları, mahremiyet ve şiddete karşı özgürlük temelinde yeni yasalar oluşturmaya çağırdı.
Kadınların haklarını destekleyen Plan, çağrıyı yineledi ve hükümetleri sosyal medya şirketlerini platformlarındaki ihlalleri hesaba katmaya ve kendi taciz yasalarının çevrimiçi şiddete karşı uygulanmasını sağlamaya çağıran yasalar oluşturmaya çağırdı.
Albrectsen, “Covid-19’un hayatımızın çoğunu çevrimiçi yürütmesi ve dünya genelinde internet erişiminin gelişmesiyle birlikte, dijital platformların kullanıcılarını artırma ve koruma zamanı geldi” dedi.

HABER MERKEZİ