Şiirleri demir parmaklıkları aştı

Toplum/Yaşam Haberleri —

  • Danimarka Milletvekili Lars Aslan Rasmussen ev sahipliğinde ve Danimarka PEN işbirliği ile kanser hastası tutsak şair ve ressam Cengiz Sinan Çelik ile tüm politik tutsaklar için Kopenhag’da resepsiyon yapıldı.

Türk zindanlarında 25 yıldır tutsak olan Dersimli şair Cengiz Sinan Çelik için Christiansborg Sarayı’nda yapılan resepsiyonda yeni kitabı Serdestan'dan şiirleri İngilizce ve Danca okundu,  politik tutukluların durumuna ilişkin görüşler paylaşıldı ve Kürtçe müzik dinletisi gerçekleştirildi. Etkinlikte ayrıca Çelik’e kartpostallar yazıldı.   

Parlamento’daki ilk etkinlik

Milletvekili Lars Aslan Rasmussen yaptığı açılış konuşmasında, ilk kez bir şair ile ilgili Danimarka Parlamentosu çatısı altında böyle bir etkinlik düzenlediklerini söyledi. Çelik'i ziyaret etmek için girişimde bulunduğunu ancak olumlu sonuç alamadığını belirten Rasmussen, böyle bir etkinliğe ev sahipliği yapmış olmaktan onur duyduğunu dile getirdi. Rasmussen, “Şair Çelik'in özgürlüğü ve tedavisinin yapılabilmesi için her türlü girişimde bulunacağımı bir kez daha tekrar ediyorum'' dedi. 

Ardından Çelik’in kızkardeşi Nesrin Çelik yaptığı konuşmada abisinin çocukluğundan tutukluluk dönemine, şiir, resim ve müzik ile iç içe olan sanatsal dünyasını dinleyiciler ile paylaştı. Çelik'in sesinin, edebiyatının duyulması açısından herkesin çabasının çok anlamlı olduğunu ifade eden Nesrin Çelik, hasta tutsaklara sahip çıkılması çağrısında bulundu. Abla Gülsüm Çelik ise Sinan Çelik'in resepsiyon için kaleme aldığı mektubu okudu. 

Duvarları, demir parmakları aşarak

Bürokratik engeller nedeniyle etkinliğe katılamayan, Çelik'in Serdestan isimli kitabını yayınlayan Ayrıntı Yayınevi'nin editörü Levent Turhan Gümüş'ün mesajı Danca okundu. Mesajında Gümüş şunları belirtti: ''Bizi birbirimizden ayıran nehirler şöyle dursun. Büyürken unutmadıklarımız bir diğerine köprü olsun. Oradan sınırları kaldırılmış bir dünya ütopyasına varalım. Cengiz kardeşimiz de duvarları, demir parmaklıkları aşarak katılsın aramıza. Ki şairler bir toplumun aynı zamanda şamanlarıdır. İmkânsız sözcüğüne içerilmiş kuşatmayı yine sözün büyüsüyle dağıtıp, insanlığın özgür ve eşit geleceğini şiirlerine çağırırlar. Ve kuşkusuz ki onlar, Cengiz’in de şiirin de belirttiği gibi, insanlığın tarih boyunca işlediği günahları “pepuk! pepuk!” diyerek kıyamete kadar yüksünmeden taşıyacak olanlardır. ‘Onlar’ dedim çünkü çoklar! Her dönem çok oldular ve her dönem, kar altında büyüyen kardelenler gibi baharla birlikte ‘Merhaba! Roj baş!’ diyerek selama durdular.’’   

Öykü Tekten

Cengiz burada, aramızda

Serdestan kitabından şiirlerinin çevirisini yapan şair, tercüman ve editör Öykü Tekten ise konuşmasında, "Şiir kelimesi, ‘yapmak’ anlamına gelen eski Yunanca (poieîn) kelimesinden türetilmiştir. Bu, gıyaben, şairi bir 'yapan, üreten'e dönüştürür. Cengiz'i aramızdaki en iyi ‘yapan’lardan biri olarak görüyorum. Ancak Cengiz'in şu anda ‘yapamadığı’ şeyler olduğunu biliyoruz. Örneğin, müebbet hapis cezasını bozamaz, ömrünün son yirmi beş yılını geri alamaz, yürüdüğümüz sokaklarda yürüyemez, ısındığı elleri tutamaz, ailesiyle yemek masasına oturup az önce yazmayı tamamladığı şiire dair sohbet edemez. Yine de Cengiz'in aramızda olduğunu biliyorum çünkü uzun zamandır şiir ve sanatla, engin hayal gücü ve eşsiz sesiyle, hayata ve yaşama olan sarsılmaz bağlılığıyla kendini özgürleştirdi. Cengiz burada çünkü kelimelerin dönüştürme, her türlü sınıra meydan okuma ve her şeye rağmen bizi derinden bağlama gücüne sahip olduğunu belki de çoğumuzdan daha iyi biliyor" dedi. 

Konuşması ardından Öykü Tekten İngilizce çevrilerini yaptığı Ben Geldim (I'm Here) ve Onlar Masaldılar (Fairy Tales) isimli şiirleri okudu. 

 

Kürtlerin varlığı görmezden geliniyor

Kurd PEN Kürt Sürgün Komitesi Başkanı şair Xiyas Zaroj Stêrk, her şeyden önce ölümcül hastalığına rağmen son günlerini Türk cezaevinde geçirmek zorunda kalan Çelik için gerçekleştirilen bu anlamlı etkinlik için teşekkür etti. Kürt dili, kültürü, coğrafyası, tarihi ve doğasının sömürgeci devletler tarafından inkar edilip yağmalandığına vurgu yapan Stêrk, Çelik gibi yüzlerce Kürt yazar, şair ve sanatçının cezaevlerinde ya da sürgünde susturulmaya çalışıldığını söyledi. 

 Ardından sözü alan romancı Henrik Nordbrandt, Çelik'in kitabından Danca çevirisini yaptığı ''Ben Geldim' şiirini okudu, dayanışma dileklerini aktardı. 

Çelik’e kartpostallar yazıldı

Resepsiyonun ilk bölümü Londra’dan katılan tutuklu şair İlhan Sami Çomak’ın kuzeni sanatçı Suna Alan’ın Kürt şairi Cegerxwin’in şiirlerinden bestesi yapılan eserleri ve büyük ilgi ile karşılanan bir dengbêj eserini seslendirmesi ile tamamlandı. İlk bölüm ardından verilen arada katılımcılar tarafından şair Çelik’e kartpostallar yazıldı. 

Son umutlarımız o duvarların ardında

Etkinliğin ikinci bölümünde PEN International'ın Başkanı Burhan Sönmez’den resepsiyon için kaleme alınan mesaj milletvekili Lars Aslan Rasmussen tarafından okundu. Mesajında Sönmez, ''Beş yıl önce PEN International büyük bir heyet ile Türkiye'yi ziyaret ettiğinde bizler Silivri Cezaevi'ne de gittik. Askerler hapishaneye yaklaşmamıza izin vermediler. Uluslararası yazarlardan oluşan heyetin etrafını silahlarla sardılar, hatta fotoğraf çekmemizi bile engellediler. Cengiz Sinan Çelik gibi masum insanların o cezaevinde kaldığını biliyorduk. Onlar şairler, gazeteciler, akademisyenlerdi. Amacımız onlara yalnız olmadıklarını göstermekti. Ertesi gün basında geniş haberlerle sesimizi duyurmayı başardık. O dönem o hapishanede on bin kişi vardı. Geçen yıl tutukluları tekrar ziyarete gittiğimde sayı otuz bine çıkmıştı. Ülkem politikacıların umut yerine zulmü dağıttığı bir yer. Cengiz'in o duvarlar arasında yazdığı şiirler, otoriter siyasetin karanlık ağına karşı yükselen bir ses. Bu yüzden sesi değerlidir ve geleceğimize aittir. Türkiye'de yirminci yüzyılın ortalarından itibaren ortaya çıkan bir söz vardır: ‘Bu ülkede yazar olmak istiyorsan hapisten geçmelisin.’ Komik ve üzücü ama gerçek. Beş yıl önce uluslararası heyetle yaptığımız ziyarette cezaevinin karşısındaki boş alanda toplanmıştık. Sahanın ortasında bir kafe vardı. Adı ‘Son Umut’ idi. Buna gülmüştük. Devletin, masum insanları hapse attığı yere Son Umut adını vermişlerdi. Ama bir bakıma doğruydu. Son Umutlarımız o duvarların ardında tutuluyor. Onların sesiyle hayata daha iyi tutunuyor, yarınlar için umutlarımızı diri tutuyoruz. Cengiz Sinan Çelik'in şiirlerine teşekkürler. Şiirleri ve umutları sadece onun geleceği için değil, hepimiz için.” 

Niels Hav

Türkiye PEN bilgi almalı

Program devamında söz alan Danimarkalı şair Niels Hav ise konuşmasında ''Türkiye PEN'i Cengiz Sinan Çelik ve durumu hakkında bilgi sahibi olmaya çağırıyoruz'' dedi. Niels Hav, Çelik'in kitabından Danca çevirisini yaptığı 'Günaydın' şiirini okudu, desteklerini sürdüreceğini söyledi.

Danimarka PEN Temsilcisi Jørgen Christensen Wind Nielsen ''Biz Danimarka PEN olarak Türkiye'de politik tutukluların,  gazeteci, yazar ve şairlerin olduğunu biliyoruz. Ahmet Altan gibi yazar ve gazeteciler bizim onur üyelerimiz'' diyerek Çelik'in sesini Danimarka PEN olarak duyurma çabasında olacaklarını  sözlerine ekledi. 

 Resepsiyon Danca ve İngilizce okunan şiirlerin ardından sanatçı Cahit Ece'nin duduk dinletisi ile sona erdi. KOPENHAG

* * *

25 yıldır tutsak

Şair ve ressam Cengiz Sinan Çelik, 1974 Dersim Hozat doğumlu. Cezaevinde Türkçe ve ana dili Kürtçe (Kirmanckî) şiirler yazan Çelik’in resim çalışmaları yurt içi ve yurt dışındaki sergilerde yer aldı. Çelik, 2011, 2012, 2015 Hüseyin Çelebi Edebiyat Etkinliği’nde Türkçe ve Kürtçe şiir dallarında, İnsan Hakları Derneği Bingöl Şubesi’nin 2010 yılında düzenlediği “Resim, Şiir ve Öykü Yarışması'nda şiir dalında, 2012 yılında gerçekleşen Yılmaz Güney Kültür ve Sanat Festivali’nde şiir dalında derece ve ödüllere değer görülmüştür.  Çelik'in şiir kitabı Serdestan Ocak 2022'de Ayrıntı Yayınlarından çıktı. 

 

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.