Ağırlaştırılmış müebbet rejimini bitirin

Bakırköy cezaevi açıklama

Bakırköy cezaevi açıklama

  • ÖHD Kadın Komisyonu, Türkiye’nin hem Anayasa’dan hem de taraf olduğu uluslararası sözleşmelerden doğan yükümlülüklerini hatırlatarak, ağırlaştırılmış müebbet rejiminin acilen gözden geçirilmesi çağrısında bulundu.

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Kadın Komisyonu, Umut Hakkı Bağlamında Ağırlaştırılmış Müebbet Hükümlüsü ve Şartlı Tahliyesi Engellenen Kadın Mahpuslar Raporunu yayımladı. Rapor, Türkiye’deki infaz rejiminin kadınlar açısından yarattığı hak ihlallerini ortaya koyuyor.

Adalet Bakanlığı 2024 verilerine göre; Alanya, Bakırköy, Silivri, Sincan, Diyarbakır, Elazığ, Gebze, İnegöl, İzmir, Tarsus ve Bünyan Kadın Kapalı Hapishaneleri olmak üzere toplam 11 kapalı kadın hapishanesi ve 8 açık kadın hapishanesi bulunuyor. Söz konusu hapishanelerde Kasım 2025 itibarıyla toplam 19 bin 290 kadın tutsak bulunuyor. Ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü tutsaklara ilişkin veriler açısından ise 2014'e kadar kesinleşmiş müebbet ağır hapis cezası verilen bin 453 kişi var. Türkiye'de ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü kadınların sayısı ve hangi hapishanelerde bulunduklarına ilişkin resmi veriler paylaşılmıyor. ÖHD'nin Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğüne yaptığı bilgi edinme başvurularına olumlu bir cevap verilmedi. ÖHD'ye kendileri veya aileleri tarafından başvurulan ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü siyasi kadın tutsak sayısı 31'dir.

İHD'nin 2024 yılı açıklamasına göre; 2021'in başından bu yana en az 501 tutsağın tahliyesi, birden fazla kez birer yıl, 9'ar ay, 6'şar ay ve üçer aylık periyotlarla engellendi ve bazılarının tahliyelerinin engellenmesine devam ediliyor. Tahliyesi engellenen tutsakların 54'ü, 30 yılını tamamlayıp koşullu salıverilmeye hak kazananlardır. Tahliyesi engellenenlerin 73'ü kadın tutsaktır. Kasım 2025 itibarıyla Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi'nde tutulan 10 kadın tutsağın tahliyeleri engellendi. Aynı şekilde Sincan Kadın Kapalı Cezaevi'ndeki 12 kadın tutsak da şartlı tahliye olma hakları engellendi.

Sistematik 'iyi halsiz' sayılma

ÖHD, bu uygulamaların mahpusların düşüncelerini değiştirmeye zorlayan, pişmanlık dayatan politik bir baskı mekanizmasına dönüştüğüne dikkat çekiyor; kadınların cezaevinde sürdürdükleri siyasi kimlikleri, kültürel kimlikleri ve hak arama faaliyetleri nedeniyle “iyi hâlsiz” sayıldığını belirtiyor.

İnsanlık dışı muamele

Rapor, ağırlaştırılmış müebbet infaz rejimini, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 'umut hakkı' içtihadı çerçevesinde değerlendiriyor. AİHM’in Öcalan, Kaytan ve benzeri kararlarına atıf yapılarak, herhangi bir makul süre sonunda yeniden değerlendirme imkânı tanımayan ve şartlı tahliye umudu bırakmayan cezaların, insanlık dışı muamele yasağını ihlal ettiği hatırlatılıyor.

ÖHD’ye göre; Türkiye’de ağırlaştırılmış müebbet cezası verilenler için infaz rejimi, “ölünceye dek cezaevinde kalma” anlamı taşıyor; bu da hukuken ve fiilen 'umut hakkı'nın yok sayılması anlamına geliyor. Raporda, tek kişilik hücrelerde uzun yıllar tutulmanın, görüş ve sosyal faaliyet kısıtlamalarının, disiplin cezaları tehdidinin kadınlar üzerinde ağır psikolojik ve fiziksel sonuçlar yarattığı kaydediliyor.

Hem kadın hem de tutsak

Komisyon, kadın tutsakların sadece ağırlaştırılmış müebbet rejiminin değil, aynı zamanda toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılığın da hedefi olduğuna işaret ediyor. Kadınların cezaevinde hijyen, sağlık, üreme sağlığı, çocuklarıyla iletişim ve bakım yükü gibi konularda erkek tutsaklardan çok daha fazla zorluk yaşadığı; siyasi kadın tutsakların “devlet düşmanı” ya da “tehlikeli” yaftasıyla daha ağır hak kısıtlamalarına maruz bırakıldığı ifade ediliyor. Raporda, çocuklarıyla birlikte cezaevinde kalan kadınların durumuna, hamile mahpusların ihtiyaçlarının yeterince karşılanmamasına ve cezaevi personelinin toplumsal cinsiyet duyarlı yaklaşımının yetersizliğine de dikkat çekiliyor.

Kadınlar görünmez bırakılıyor

Raporda, 'umut hakkı'nın sadece hukuki bir terim değil, aynı zamanda cezaevinde hayatta kalmanın en temel dayanağı olduğu vurgulanıyor. Kadın tutsakların hem siyasi kimlikleri hem de cinsiyetleri nedeniyle “çifte görünmezlik” yaşadıkları ifade edilerek, kamuoyuna ve kadın hareketine dayanışma çağrısı yapıldı: “Ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü kadınlar, infaz rejimindeki ayrımcı uygulamalar nedeniyle fiilen ömür boyu hapis tehdidi altında tutulmaktadır. Bu durum, insanlık dışı muamele yasağını, özgürlük ve güvenlik hakkını, eşitlik ilkesini ve umut hakkını ağır biçimde ihlal etmektedir.”

AİHM standartlarına uyarlanmalı

ÖHD Kadın Komisyonu, Türkiye’nin hem Anayasa’dan hem de taraf olduğu uluslararası sözleşmelerden doğan yükümlülüklerini hatırlatarak, ağırlaştırılmış müebbet rejiminin acilen gözden geçirilmesi çağrısında bulundu. Raporda öne çıkan taleplerden bazıları şöyle sıralanıyor:

* Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının kaldırılması veya belirli bir süre sonunda gerçek bir şartlı tahliye olanağı tanıyacak şekilde yeniden düzenlenmesi,

* Terörle Mücadele Kanunu kapsamındaki suçlara yönelik ayrımcı infaz hükümlerinin ve fiili koşullu salıverme engellerinin kaldırılması,

* İdare ve Gözlem Kurulları ile infaz hakimliklerinin kararlarının AİHM içtihadı ve 'umut hakkı' ilkesi gözetilerek denetlenmesi,

* Cezaevlerinde siyasi kadın mahpuslara yönelik keyfi disiplin cezaları ve tecrit uygulamalarına son verilmesi,

* Kadın mahpusların sağlık, hijyen, eğitim, iletişim ve çocuklarla bağ hakkı konusunda cinsiyet eşitliğine dayalı standartların hayata geçirilmesi,

* Bağımsız izleme mekanizmalarının cezaevlerine erişiminin sağlanması, kadın mahpusların başvurularının etkin biçimde soruşturulması. AMED

 

 

* * *

Tutsak Kortak'ın eşi endişeli

Ağır hasta tutsak Ramazan Kortak'ın eşi Gülperi Kortak, "Orada kalırsa yaşamını yitirecek" dedi. 

30 yılık tutsak Ramazan Korta, ölümle yüz yüze cezaevinde yaşam mücadelesini sürdüren tutsaklardan biri. Gülperi Kortak, İzmir Buca Cezaevi'de tutulan eşinin cezaevinde maruz kaldığı ağır hak ihlallerini anlatarak, üç kez yemeklerden dolayı zehirlendiğini ifade etti. Gülperi Kortak, "İlaçlarını da vermiyorlar" dedi.  

Tek kişilik hücrede

Tek kişilik hücrede tutulan Kortak'ın bayıldığı anlarda dahi müdahale edilmediğini belirten Gülperi Kortak, "Düştüğünde bakıp geçiyorlar. Ölse kimse fark etmeyecek. Orada kalırsa yaşamını yitirecek. Çocuklarının içinde olsun, biz ona bakarız" diye konuştu. 

ATK'ye sevk edilmedi

MA'nın ilettiği sorulara yanıt gönderen Ramazan Kortak ise ATK'ye başvuru yaptığını, ancak sevkinin yapılmadığını ifade etti. Kortak, "İzmir Şehir Hastanesi'ne sevk edildim. ATK'ye tahliye beklentim olmamasına rağmen gönderilmedim. Durumum görmezden geliniyor" dedi.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.