Siverek’te 600 köy elektriksiz

Siverek (Sêwereg)

Siverek (Sêwereg)

  • Siverek’e bağlı 600 köy 11 gündür elektriksiz. Özellikle hasat zamanı elektrik ve suların kesildiğini belirten yurttaşlar, göçe zorlandıklarını söyledi.

Urfa’nın Siverek (Sêwereg) ilçesine bağlı 600 köy 11 gündür elektriksiz. Su başta olmak üzere temel ihtiyaçlarını dahi gideremeyen yurttaşlar, göçe zorlandıklarını söyledi.

Siverek’te kesintilerin ana trafodan çıkan yangın nedeniyle yaşandığı iddia edilse de, yurttaşlar sorunun yıllardır devam ettiğini ve kesintilerin sistematik bir hal aldığını belirtti. 

Elektriklerin tamamen kesilmesiyle yurttaşlar, Amed-Sêwereg yolunu trafiğe kapatarak tepki gösterdi. Bunun üzerine belediye tankerle su dağıtmaya başladı ancak binlerce nüfusluk mahallere 8 tankerle dağıtılan su, tarım ve hayvancılıkla uğraşan yurttaşların ihtiyaçlarını karşılamıyor. 

 

 

Elektriksiz, susuz kaldık

Siverek’in Şexuli (İleri) Mahallesi'nde domates kurutma işçiliği yapan Güneş Mamak, elektriklerinin 2 aydır olmadığını söyledi. Düzenledikleri eylemler ile seslerin duyurmaya çalıştığını söyleyen Güneş Mamak, “Dolaplarımız, makinelerimiz çalışmıyor. Dolaptaki tüm yiyecekler bozuldu, çöpe atmak zorunda kaldık. Biz de insanız” diye konuştu. Elektrik kesintisinin nedeniyle yetkililere ulaşamadıklarını kaydeden Mamak, “Eskiden aradığımızda bazen cevap alabiliyorduk. Şu an tamamen operatörleri bağlayıp hiçbir şekilde cevap vermiyorlar. Hepimiz elektriksiz, susuz kaldık. Yaklaşık 1 aydır soğuk su bile içemiyoruz. Bu sıcakta hayvanlar da susuz kaldı” diye belirtti. 

 

Ziraat Mühendisi Seyhan Aluç ise üniversiteyi bitirdikten sonra köyüne dönerek tarım yapmaya başladığını belirtti. Mevsimlik işçi göçüne karşı köyünde 200 dekarlık alanda domates üretimi yaparak köyde hem geçim kaynağı hem de iş imkanı yarattığını söyledi. Aluç, susuzluktan kaynaklı domateslerin çürüdüğüne dikkat çekerek, “9 kilometre uzaklıktan su getiriyoruz. Bitkiler gözümüzün önünde kuruyor. 600 köy 11 gündür susuzlukla mücadele ediyor” dedi.

 

 

Eşeklerle su çekiyoruz

Devletin “Köye Dönüş Projesi”ne de değinen Aluç, “Ben burada 200 dönüm tarla ektiğimde, köylülerimizin başka şehirlere mevsimlik işçi olarak gitmesine gerek kalmıyor. Günlerdir elektrik tamamen yok. Geldiğinde de tek fazda çalıştığı için su kuyularını çalıştıramıyoruz. 1980 sisteminde yaşıyoruz. Eşeklerle su çekiyoruz. Çiftçi, hayvancı çok zor durumda kaldı” dedi. Aluç, “İklim değişikliği, kuraklıktan kaynaklı doğal kaynaklarımız da kurudu. Kalanlara da devlet el koydu. İşçiler de bizler de mağduruz. Soğuk su olmadığı için çalışmaya gelemiyor, göçe zorlanıyorlar. Biz burada tarım yapabilirsek işçiler Ordu’ya fındık toplamaya gitmek zorunda kalmayacak. Geçen gün Urfa’dan giden işçiler kaza yaptı, dört kişi öldü. Elektriğimiz, suyumuz olursa hemşehrilerimiz bu zorbalığı yaşamak durumunda kalmaz. Geçen sene 360 dönüm ekim yapıyordum bu sene 160 200’e düştü. Elektriğimiz olsaydı 600 dönüm ekebilirdik. Dışarıya çalışmaya giden köylüler burada çalışabilirdi. Köye dönüş projesi, ‘Köyden Kaçış Projesi’ oldu” ifadelerini kullandı. 

 

 

Devlet bizden ne istiyor? 

Çobanlık yapan Ahmet Akgeyik de elektrik kesintisi nedeniyle hayvanlarının susuz kaldığını söyledi. “Köyde 500 ev var tek bir hanede su bulunmuyor. Tanklarla dışarıdan su taşıyoruz. Sularımızı, çeşmelerimizi de kuruttular zaten. Bu devlet bizden ne istiyor? Bizi yok etmek mi istiyorlar? Bu hayvanlara yazık değil mi? Bu sıcakta sabahtan akşama kadar hayvanlara verecek bir damla su arıyorum” dedi. 

Günde 1 saat elektrik

Köyde tarım ve hayvancılık ile uğraşıldığını belirten Akgeyik, özellikle hasat zamanı elektrik ve sularının kesildiğini söyledi. Akgeyik, “Kimse burada bir iş yapsın istemiyorlar. Düşmanca bir yaklaşım var. Aradığımızda trafonun patladığını söylüyorlar. Bu trafo her gün mü patlıyor? Her yıl bu şekilde. Özellikle bu sene tamamen kestiler elektriğimizi. Hayvanlarımız susuzluktan hastalandı. Günde bir saat elektrik veriyorlar o da tek fazda çalışıyoruz. Hayvanlarımıza su verebilmek için saatlerce elektriğin gelmesini bekliyoruz” diye konuştu. 

 

 

Eziyet çekiyoruz

Hediye Atila, elektrik kesintisi nedeniyle buzdolabında sakladıkları et ve peynirlerinin bozulduğunu göstererek kesinti karşısında çaresiz kaldığını söyledi. Hediye Atila, “Dolapta bozulan yiyeceklerimizi sürekli atmak zorunda kalıyoruz. İçme suyumuzu dereden getirmek zorunda kalıyoruz. Suyumuz elektriğe bağlı olduğu için ektiğimiz bostanlar da kuruyor.  Kimse köyün sorunları ile ilgilenmiyor. Muhtar yüzü görmedik, sorunlarımızla ilgilenmiyor. DEDAŞ’a gidiyoruz, muhtara gidiyoruz ilgilenen yok. Köyde hasta olan da var ama kimse kulak vermiyor. Eziyet çekiyoruz burada. Şartlarımız gittikçe kötüleşiyor” dedi. SEMA BİNGÖL/MA

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.