Sri Lanka’nın halinden ibret alın

HDP Sözcüsü Ebru Günay

HDP Sözcüsü Ebru Günay

  •  Kürt legal siyasetinin, başından beri tüm terörize etme, tutuklama ve cinayetlere rağmen büyümeye devam ettiğini hatırlatan HDP Sözcüsü Ebru Günay, polisin saldırgan pervasızlığına karşı kendini savunan Salih Aydeniz’in vekilliğinin gasp edilmesi girişimine tepki gösterdi. 
  •  Kürt sorunu hakikati ile yüzleşmeyen herkesin kaybedeceğini vurgulayan Günay, “Bu gerçeği anlamak için politikalarını örnek aldığınız Sri Lanka’nın haline bakın. Çökertme Planı uygulamaya çalışırken, ekonomik, sosyal ve siyasal olarak çöküş yaşıyor. Tamil halkına zulüm eden devlet bakanı ülkeden kaçmak zorunda kaldı” diye seslendi.  

DBP Eşbaşkanı Saliha Aydeniz’in dokunulmazlığının kaldırılması girişimine tepki gösteren HDP Sözcüsü Ebru Günay, “Çözüm; baskı, tutuklama, savaş ve saldırı değil. Bu siyasetle, baskı, tutuklama ve savaşla sonuç alamayacaksınız” dedi. 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay, parti Genel Merkezi’nde haftalık basın toplantısını düzenlendi. Günay, ekonomik kriz, ek bütçe, kongre hazırlıklarına dair değerlendirmelerde bulundu.

Savaş uçağı çok yangın için yok

Muğla’nın Marmaris ilçesinde çıkan orman yangınlarına dikkat çeken Günay, “Yeterli yangın söndürme uçağı yok ve aciz kalındı. Şunu biliyoruz bu bir savaş iktidarı, savaşa ayırdığı bütçeyla ülkedeki birçok soruna çözüm olabilecekken onun yerine savaşmayı ve kendi iktidarının bekasını düşünüyor. Orman yangınları ve bu konudaki çözümsüzlük de bunun göstergesidir” dedi. 

Dokunulmazlık dosyalarıyla çözüm beklemeyin

Türkiye’de çözüm bekleyen çok çeşitli sorunlar olduğunu ve bunun başında da Kürt sorununun geldiğini dile getiren Günay, “Kürt sorunu yüzyılı aşan bir sorundur. Kürt sorunu siyaset kurumunun önünde çözülmeyi bekliyor. Bu sorunu Kürt halkının seçilmiş iradelerini gasp edip kayyumla veya Meclis’te geçirilen dokunulmazlık dosyalarıyla çözemediniz, çözemeyeceksiniz. Bu sorunun çözümü, bütün dünyada olduğu gibi demokratik siyaset ve müzakeredir. Bunun için zihniyet değişikliği gereklidir. Tekçi yönetim anlayışı, Kürt sorununu asla çözemeyecektir” diye konuştu.

Türkiye enkaza dönüştü

 “Bugün gelinen nokta itibariyle bu sorununu çözememiş bir Türkiye bütün kurumlarıyla bir enkaz haline dönüşmüş durumdadır” diyen Günay, şunları söyledi: “Açlık ve yoksulluğa mahkum edilen Türkiye, AKP-MHP ittifakının ile yolsuzluk, rant, kayırma politikaları ve savaş çığırtkanlığıyla bastırılıyor. Kürt sorunu, Kürtlerin siyaset sahnesi dışına atılmasıyla çözülemez, nitekim çözülemedi de.”

DEP süreci

DEP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması sürecini hatırlatan Günay, şunları paylaştı: “Dokunulmazlıkların kaldırılmasından 10 gün önce dönemin Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş, ‘Eşkıyayı Bekaa’da aramaya gerek yok. Maalesef bunların bir kısmı Yüce Meclis’in çatısı altındadır’ diyerek, DEP’lileri hedef göstermiş, dönemin Başbakanı Tansu Çiller’in isteği üzeri 2 Mart 1994’te dokunulmazlıklar konusunda Meclis tarihi bir gün yaşamıştı. Tüm bu saldırılarla Kürt siyasal hareketi ve ittifaklarının yok edilmesi beklenirken, temsil ettiği siyasal muhalefet daha da güçlenerek siyaset alanında varlığını sürdürdü. 1999 yerel seçimlerindeki başarısını 2004 yerel seçimlerinde ikiye katladı. 2007 seçimlerinde ise anti demokratik yüzde 10 barajına karşı ‘Bin Umut Adayları’ adı ile bağımsız adaylar ile seçime girme kararı alarak Meclis’te grup kuracak vekil sayısına ulaştı.

DTP süreci

 Demokratik Toplum Partisi (DTP), 9 Kasım 2005’te kuruldu ve neredeyse düzenlediği her etkinlik suç unsuru sayılarak Anayasa Mahkemesi tarafından 2009’da oybirliğiyle kapatıldı. 37 kişiye 5 yıl siyaset yasağı getirilirken, Eşbaşkan Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk’un milletvekilliğinin düşürülmesi yönünde karar verildi. Böylece Kürt siyasetinin, Kürt sorunu ve demokrasi meselesini Meclis  zeminine taşıma arayışları bir kez daha vesayet duvarına çarpmış, yargı vesayetin aracı haline geldi.

HDP dönemi

Bu darbeler de siyaset yapmamızı engelleyemedi, HDP’nin kurulmasıyla Kürt siyasal hareketi ve sol sosyalist güçler ve diğer toplumsal ittifaklar güçlenerek 7 Haziran’da seçim barajını aşmayı başardı. HDP’nin bu büyük başarısını AKP kendisi için tehdit olarak gördü ve 1 Kasım sonrası dokunulmazlıkların kaldırılmasını Demokles’in kılıcı gibi vekillerimiz üzerinde sürekli sallandı durdu. 20 Mayıs 2016’da muhalefetin de olumlu oy kullandığı ve Meclis’te kabul edilen teklif, 24 Mayıs günü Cumhurbaşkanlığına gönderildi. Cumhurbaşkanı tarafından dokunulmazlık teklifinin onaylaması sonrasında hakkında fezleke bulunan HDP milletvekilleri yargı kıskacına alındı. 

4 Kasım Darbesi  

4 Kasım günü Bingöl, Amed, Hakkâri, Şırnak ve Van illerindeki savcılıklarca milletvekili arkadaşlarımız hakkında gözaltı kararı verildi. 12 milletvekili önceden hazırlanmış uçak, helikopter ve araçlarla Bingöl, Amed, Hakkâri ve Şırnak Emniyet Müdürlüklerine götürüldü. Aynı gün çıkarıldıkları mahkemelerde önceki dönem Eşbaşkanlarımız Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş ile Grup Başkanvekilimiz İdris Baluken ile birçok vekil arkadaşımız tutuklandı. Yeni dönemde de aynı darbe anlayışı devam ederek Leyla Güven, Musa Farisoğulları, Ömer Faruk Gergerlioğlu ve Semra Güzel arkadaşımızın vekillikleri yargı kumpaslarıyla düşürüldü.

Yine de HDP büyüdü

 Partimizin kazandığı belediyeler de darbe ve kumpasların hedefindeydi; kazandığımız belediyeler kayyumlar eliyle gasp edildi, sayısız parti çalışanımız, yöneticimiz ve üyemiz tutuklandı. Ancak bütün bu darbe ve zulme rağmen HDP halk arasında büyümeye, direnmeye ve bu uzun yolculuğunu sürdürmeye devam etti.

Saliha Aydeniz’in dokunulmazlığı

Son olarak da bileşenimiz olan Demokratik Bölgeler Partisi’nin (DBP) Eşbaşkanı Saliha Aydeniz, 12 Haziran’da İstanbul’da ‘Tecrit siyasetine karşı özgürlüğü savunmak’ için Gemlik Yürüyüşü’ne katıldığı ve polisin saldırısına tepki gösterdiği için Erdoğan ve küçük ortağı Bahçeli tarafından hedef gösterildi. Ardından Erdoğan’ın talimatı üzerine hakkında fezleke hazırlandı. Meclis Başkanı’nın, Saliha Aydeniz hakkında ‘Dokunulmazlığın kaldırılması ve gereken cezanın verilmesi gerekir’ açıklamasıyla da süreç hızlandı. Fezleke Meclis Karma Komisyonu’nda görüşülmeye başlandı. 

HDP’ye karşı ortaklaşıyorlar

Söz konusu HDP olunca iktidar ve muhalefetin ortaklaştığının, Saliha Aydeniz’e tavırlarında da görüldüğünü kaydeden Günay, AKP, MHP ve İYİ Partili vekillerin polise dayak, küfür ve hakaretlerinden örnekler verdi. Türk polisinin onurundan söz edenler AKP’li vekilin oğlunun sıraya dizdiği polisler söz konusu olunca onuru falan unuttuğunu belirten Günay, Saliha Aydeniz’in kendisini yerlerde tartaklayan, kaskını açarak küfreden bir polise karşı kendini savunmaya çalıştığını söyledi. 

Çocuk katilleri serbest

Bütün bu hamasetin altında polise yasa dışı işlerini yaptıran iktidarın varlığına dikkat çeken Günay, şöyle devam etti: “Cezasızlık politikaları da bu kirli işlerin devamı için bir aparat, yargı da bu sistemin koruyucu bir parçasıdır. Son 10 yılda sadece çocuk cinayetlerindeki 228 çocuktan, polis ve askerler tarafından katledildiği belgeli 64 Kürt çocuğunun faillerinden ceza alan kimsenin olmaması da bunun en somut örneğidir.

Bedeli ne olursa olsun

Bugün demokratik talepleri olan ve bunun mücadelesini yürüten yurttaşlar ve muhalif siyasetçiler olarak bizlerin en basit eylem, etkinlik, gösteri ve yürüyüş hakkımız da bu nedenle terörize ediliyor. HDP, bedeli ne olursa olsun barış istemekten vazgeçmedi. Barışın gelmesinin ilk koşulu Sayın Öcalan üzerindeki mutlak tecride son verilmesi ve diyalog kanallarının oluşturulmasıdır. O gün orada savaşın sonlanması, halkın barış talebinin yerine getirilmesi ve tüm bunların sağlanması için de tecridin son bulması talepli Kadıköy’de buluştuk. Yürüyüş hakkımızı engellediler. Hiçbir ülkede halkın vekillerinin yürümesine izin verilmediğine rastlayamazsınız. Bir değil, bin oyun da kursalar bu meşru talebimizi de, yürüyüşümüzü de kriminalize edemeyecekler.

Bedelini misliyle ödeyecekler

Bugün suç işleri bakanı Süleyman Soylu’ya güvenerek seçilmiş vekillerimize ve halkımıza fütursuzca saldıran ve darp edenler şunu çok iyi bilsinler, bir gün mutlaka zulmünüzün bedelini hukuk nezdinde misliyle ödeyeceksiniz.

Tekrar tekrar ifade ediyoruz; Saliha Aydeniz; halkın oylarıyla seçilmiş Diyarbakır halkının iradesidir. Aydeniz’in dokunulmazlığının kaldırılması halkın iradesine darbedir! Kürtlerin iradesini ve HDP’yi faşizme boyun eğmeye zorlamak veya bu faşizme sessiz kalmak, Kürt sorunu hakikati ile yüzleşememenin bir sonucudur ki bununla yüzleşmeyen herkes kaybedecektir.

Sri Lanka’nın haline bakın

Bu gerçeği anlamak için politikalarını örnek aldığınız Sri Lanka’nın haline bakın. Çökertme Planı uygulamaya çalışırken, ekonomik, sosyal ve siyasal olarak çöküş yaşıyor. Saraylara halk el koydu, Tamil halkına zulüm eden devlet bakanı ülkeden kaçmak zorunda kaldı. O yüzden çözüm; baskı, tutuklama, savaş ve saldırı değil. Bu siyasetten vazgeçin. Bu siyasetle, baskı, tutuklama ve savaşla sonuç alamayacaksınız.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.