SSW: Kürtlerin azınlık hakları tanınmalı

Dünya Haberleri —

  • Altmış yıl aradan sonra ilk kez federal parlamento seçimlerine giren Güney Schleswig Seçmen Birliği (SSW) Kürtlerin Almanya’da bir azınlık olarak tanınması ve haklarının güvence altına alınması gerektiğini söyledi.

Güney Schleswig Seçmen Birliği (SSW) Danimarka sınırında yaşayan azınlıkları temsil eden bir siyasi parti. Almanya’da azınlıklar statüsünde olan Danimarkalı ve Frizlerin hakları için mücadele eden SSW, üç milletvekiliyle Schleswig-Holstein Eyalet Meclisi’nde temsil ediliyor. Geçmişi, 1948 yılına uzanan SSW, 2012-2017 yılları arasında bir bakanlık elde ederek ilk kez eyalet hükümetinin ortağı olmuştu. Azınlık partisi olduğu için seçim barajından muaf tutulan SSW, 60 yıl sonra ilk kez federal seçimlere katılıyor.

Schleswig-Holstein Eyalet Meclisi’nde PKK yasağının kaldırılması ve PKK’nin AB 'terörist örgütler listesi’nden çıkarılması için girişimlerde bulunan SSW’nin Bölge Müdürü Martin Lorenzen ile seçimler ve Almanya’nın Kürtlere yaklaşımı üzerine konuştuk.

Kürtler bağımsız bir grup olarak tanınmalı

Kürtlerin Almanya'da bağımsız bir göçmen grubu olarak tanınması gerektiğini belirten Lorenzen, "Bu konudaki talebi yıllardır destekliyoruz" dedi. "Kürtler Almanya’da kendi başına bir azınlık grubudur ve bu şekilde tanınmaları gerekir" diyen Lorenzen şöyle devam etti: "İstatistiklerde yanlış bir şekilde, bir zamanlar kaçtıkları veya göç ettikleri devletlerle anılıyorlar. Bağımsız bir göçmen grubu olarak tanınmaları, diğer göçmen gruplarla eşit haklara sahip olmaları talepleri yerindedir. Böylece kendi kültürel kimliklerini koruma ve geliştirme olanağına da sahip olacaklar."

PKK yasağı kalkmalı

Almanya’da PKK yasağına son verilmesi için kampanya yürüttüklerini hatırlatan Lorenzen, “Schleswig-Holstein eyalet parlamentosunda Şubat 2020'de bir başvuruda bulunarak, eyalet parlamentosundan Kürt azınlıklarla dayanışma göstermesi ve PKK yasağının kaldırılmasını istedik. Ayrıca PKK’ye yönelik çifte standart ve bunun Kürtler için ne gibi sonuçları olduğunu da konuşmak istedik" dedi. PKK’nin DAİŞ’e karşı savaştığına işaret eden Lorenzen, "Ancak bugün bu savaşçılar Almanya’ya gelirse, PKK yasağından dolayı yargılanacaklar. Bu böyle devam edemez. Ne yazık ki, başvurumuzun görüşülmesine izin verilmedi, önergemiz diğer tüm gruplar tarafından reddedildi" dedi.

Öcalan muhatap alınmalı

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerinde devam eden tecride de tepki gösteren Lorenzen, “Hücre hapsini reddediyoruz. Abdullah Öcalan, avukatlarıyla yapmasına izin verilen ilk görüşmeyi, uzlaşma ve demokratik müzakere çağrısı yapmak için kullandı. Barış görüşmelerinde Öcalan, PKK ve HDP muhatap olmalı. Kürt sorununa barışçıl bir çözüm ve Türkiye'de demokrasi, insan hakları durumunun iyileştirilmesi, Almanya dış politikasının bir odak noktası haline gelmeli” ifadelerini kullandı.

Özerk Rojava tanınmalı

Kuzeydoğu Suriye Özerk Yönetimi’nin uluslararası alanda tanınması ve desteklenmesi için de çalışma yürüttüklerini kaydeden Lorenzen, “Birçokları için Rojava bir umut adası. Özerk bir bölge olarak Rojava, Ermeni, Süryani, Arap ve Kürtler için bir yaşam alanı olduğunu kanıtladı. Ancak Rojava’nın geleceği belirsiz" diyerek, özerklik haklarına saygı duyulması çağrısında bulundu.

Silah ihracatı durdurulmalı

HDP’ye yönelik kapatma davasına işaret ederek Alman devletinin Türkiye’ye yönelik dış politikasında değişikliğe gitmesinin önemine vurgu yapan Lorenzen şöyle devam etti: “Almanya'nın silah ihracatı, Türkiye’deki silahlı çatışmanın şiddetlenmesine katkıda bulundu. Silahını kendi nüfusuna ve azınlıklara karşı kullanan Türk devletine silah ihracatı durdurulmalı."

HABER MERKEZİ

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.