Tekerlekli sandalyesi verilmiyor

Sıddık Güler
- Ağır hasta tutsak Sıddık Güler’in kızı Ayşe Güler, İskenderun Cezaevi'ne götürüldüğünden beri tekerlekli sandalyesinin verilmediğini söyledi.
Kişisel ihtayaçlarını bile karşılayamayan, tek başına sandaleyede bile duramayan babasının cezaevinde kalacak durumda olmadığını söyleyen Ayşe Güler, “Babam 84 yaşında ve 36 yıl ceza aldı. Bu cezanın bitimine üç yıl kalmış. Babamın hastalıkları ilerlemiş ve tek başına kendine bakacak durumda değil” dedi.
Cezaevlerinde tutsaklara yönelik hak ihlaller sürerken, birçok hasta tutsak tahliye olmayı bekliyor. Bu tutsaklardan biri de Sıddık Güler. İnsan Hakları Derneği'nin (İHD) ağır hasta tutsak listesinde yer alan Güler, siyasi gerekçelerle verilen müebbet hapis cezası nedeniyle 1994'ten beri tutuklu. Güler'in hipertansiyon, kalp ve iltihaplı eklem romatizması gibi hastalıkları bulunuyor. Güler, bir süredir isteği dışında Menemen R Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuluyordu. Tekerlekli sandalyeye bağlı yaşayan Güler, 12 Ekim 2024'te "tedaviyi kabul etmediği" gerekçesiyle yeniden İskenderun T Tipi Kapalı Cezaevi’ne sevk edildi.
MA'ya konuşan Ayşe Güler, babasını 7 Aralık’ta bulunduğu cezaevinde ziyaret etti. Ayşe Güler, babasının durumunun gün geçtikçe kötüye gittiğini belirterek, geç olmadan tahliye edilmesini istedi.
İhtiyaçlarını gideremiyor
Babasının bakıma muhtaç oluğunu ve cezaevinde kalacak durumda olmadığını söyleyen Ayşe Güler, “Babam 84 yaşında ve 36 yıl ceza aldı. Bu cezanın bitimine üç yıl kalmış. Babamın hastalıkları ilerlemiş ve tek başına kendine bakacak durumda değil. Yaşadığı sağlık sorunları dışında unutkanlık yaşıyor. Tek başına yürüyemiyor, kişisel ihtiyaçlarını gideremiyor. Görüşe bile tek başına çıkamıyor. Görüşe geldiği zaman arkadaşları kolundan tutup yardım ederek getiriyorlar. En son gittiğimde tek başına sandalyede bile duramıyordu” dedi.
Oğlunu başka cezaevine
Kardeşinin de daha önce babasıyla aynı cezaevinde oluğunu, ancak yetkililerin onları ayırdıklarını söyleyen Ayşe Güler, “Kardeşim ve babam cezaevindeler. Kardeşimle babam 1,5 yıl aynı cezaevinde kaldılar ama kısa bir süre sonra onları ayırdılar. Kardeşimin bu süreçte babamın yanında olması gerekiyordu. İçeride diğer arkadaşlar babamın ihtiyaçlarını karşılıyor ama kardeşim yanında olsaydı onun için daha iyi olacaktı. Babamın bir refakatçiye ve bakıma ihtiyacı var. Son süreçte telefon hakkını kullanırken bile arkadaşları yardımcı oluyor. Telefon hakkını kullanması gerektiğini bile onlar hatırlatıyor. Onların yardımı olmadan bizi arayamıyor” diye konuştu.
Tedavi adına bir şey yapılmadı
Babasının tedavi için iki aydır İskenderun T Tipi Cezaevi'ne götürüldüğünü hatırlatan Ayşe Güler, şöyle devam etti: “Babam, Menemen R Tipi Cezaevi'ndeydi. Tedavi olması için götürülmüş ama tedavi adına hiçbir şey yapılmadı. Babam normalde tekerlekli sandalyedeydi, önceki cezaevine elektrikli (Akülü) tekerlekli sandalye talebimiz olmuştu. Onlar da kabul etmişti ama İskenderun’a götürüldüğünden beri kendisine tekerlekli sandalyesi verilmiyor. Babama tekerlekli sandalye verilmesi için avukatlar başvuruda bulundu. Savcılığın talebi kabul ettiğini, ancak cezaevi yönetimini beklediklerini söyledi. Babama yapılan bu haksızlığın hesabını kim ödeyecek? Babam gözlerimin önünde eriyor. Devletin kendi yasalarını yerine getirmesini istiyoruz. Kendi yükümlülüklerini yerine getirmiyor. Her şey askıda bu yüzden hangi kapıyı çalacağımızı da bilmiyoruz. Onların kapıları bizlere kapalıdır.” AMED
* * *
Kürtçe yasağı bitmiyor
ÖHD'nin İç Anadolu Bölgesi'nde bulunan cezaevlerine dair raporunda, Kürtçe yasağının, fiilli olarak devam ettiği belirtildi.
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Ankara Şubesi, İç Anadolu Bölgesi'nde bulunan cezaevlerinde 2024'te yaşanan hak ihlallerine dair raporunu açıkladı. Dernek binasında yapılan açıklamada konuşan ÖHD'li avukat Sidal Bayrak, raporun Ankara, Kırşehir, Yozgat, Çorum, Eskişehir, Kırıkkale, Afyon ve Karabük şehirlerinde bulunan 16 cezaevine yapılan ziyaretler ile tutsaklar ve ailelerinden gelen bilgileri kapsadığını aktardı. Bayrak, cezaevlerindeki ihlallerin, yerleşik ve sistematik bir hale geldiğini söyledi. Bayrak, "Başta tecrit uygulamaları olmak üzere, işkence ve kötü muamele, sürgün edilme, keyfi disiplin cezaları, ağır hasta tutsakların infaz erteleme taleplerinin reddedilmesi, sağlık hakkına erişimin kısıtlanması ve keyfi kurul kararlarıyla yakılan infazlar gibi uygulamalar devam ediyor” dedi.
Tutsaklara Kürtçe kitaplar verilmediğini ya da 5-6 ay gibi sürelerle ‘inceleme’ adı altında tutsakların bu kitaplara erişiminin kısıtlandığını belirten Bayrak, "Yine Kürtçe yazılan mektuplar sakıncalı bulunarak iletilmemekte, tutsakların ana dilleri ile haberleşmesi, okuması yazması ve süreli-süresiz yayınlardan yaralanması hakları, yasalara aykırı bir şekilde engellenmektedir" diye konuştu.
Avukat Ali Şan Şahin de yaşanan ihlallerin devlet kanadından yapılan "barış" çağrılarının inandırıcılığına gölge düşürdüğünü söyledi.