Üç ay bitti, yasak sürüyor

•  Bursa İnfaz Hakimliği, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a verilen ve süresi dolan üç aylık aile görüş yasağına karşı yapılan başvuruyu, “disiplin cezası sürüyor” gerekçesiyle reddetti.  

Keyfi, gerekçesiz, hukuki dayanaktan yoksun bir şekilde uygulanmakta olan tecridin, esasında işkence ve kötü muamele yasağının ihlali olduğunu vurgulayan Av. Mehdi Özdemir, yasaların ve uluslararası sözleşmelerin hilafına politik bir tutum olduğunu söyledi. 

Asrın Hukuk Bürosu avukatları, İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde ağır tecrit koşulları altında tutulan Öcalan ile Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş’a 3 Şubat 2022’de disiplin cezası iddiasıyla verilen üç aylık görüş yasağına itiraz etmişti. Avukatlar, görüş yasağının bitmesinin ardından Bursa İnfaz Hakimliğine yaptıkları başvuruda, aile görüşleri için koyulan tüm engellerin kaldırılmasını ve varsa yeni disiplin cezalarının taraflarına iletilmesini talep etmişti. Hakimlik, avukatların yaptığı başvuruyu reddetti. Hakimlik, ret kararına “disiplin cezalarının halen sürdüğü” gerekçe gösterdi. Avukatlar, bunun üzerine 15 Haziran’da Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne itirazda bulundu.

Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan, vasisi Mazlum Dinç ile Ömer Hayri Konar’ın kardeşi Ali Konar, Hamili Yıldırım’ın kardeşi Polat Yıldırım ve Veysi Aktaş’ın kardeşi Melihe Çetin, görüşme talebiyle dün bir kez daha Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına başvuruda bulundu. Aileler, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığıyla İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğüne de başvurdu. 

Öcalan, sosyal medyada yer alan kimi iddiaların ardından kamuoyunda kaygıların büyümesi üzerine 25 Mart 2021’de kardeşi Mehmet Öcalan ile telefonla görüşmüştü, ancak Mehmet Öcalan, bu görüşmenin 4-5 dakika sonra kesildiğini duyurmuştu. İmralı'dan 15 aydır hiçbir haber alınamıyor. 

Gerekçeler keyfidir

İmralı'dan haber alınmamasına karşı 29 barodan 755 avukat, "Avukat görüş yasağının kaldırılması talebiyle” Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına görüşme başvurusu yaptı. Başvuruda bulunan avukatlardan Amed Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Mehdi Özdemir, OHAL döneminde çıkarılan KHK'lerle avukat görüşmelerine ilişkin kimi sınırlandırmalar getirildiğini, hatırlatarak, "Bu KHK’lerin İmralı için çıkartılan keyfi uygulamalar olduğu, aradan geçen süre içerisinde alınan kararlarla görülüyor" dedi. 

Avukat görüş sınırlandırılması için alınan kararların gerekçeli olması gerektiğini kaydeden Özdemir, "Kanuna göre mahpusun cezaevinde almış olduğu disiplin cezasının avukatla görüşün engellenmesine sebebiyet vermemesi gerekir. Uzun süredir disiplin kararları gerekçesiyle görüşün engellenmesi, tamamen keyfidir" diye konuştu. 

Keyfi, gerekçesiz, hukuki dayanaktan yoksun bir şekilde uygulanmakta olan tecridin, esasında işkence ve kötü muamele yasağının ihlali olduğunu vurgulayan Özdemir, yasaların ve uluslararası sözleşmelerin hilafına politik bir tutum olduğunu söyledi. 

Baro'nun başvurusuna ret

Amed Barosu olarak 26 Kasım 2021'de Adalet Bakanlığına bavşuruda bulunarak yasal hakların iadesini istediklerini; İmralı Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'ndaki ihlalleri yerinde tespitini yapabilmek amacıyla Adalet Bakanlığından izin istediklerinin belirten Özdemir, hepsinin reddedildiğini aktardı. 

İmralı sistemi hukuk dışıdır

Türkiye'de her cezaevi açısından uygulanmakta olan temel yasanın 5275 sayılı İnfaz Kanunu olduğunu fakat İmralı Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda buna uyulmadığını anımsatan Özdemir, "İmralı'daki süreç kendi içinde hukuk dışıdır. Temel hakları ihlal edici mahiyettedir" dedi.