Ulusal diyalog süreci başlasın

Dünya Haberleri —

Süveyda katliam protesto/ foto:AFP

Süveyda katliam protesto/ foto:AFP

  • Demokratik Suriye Meclisi (MSD), Süveyda ve Suriye’deki krizin çözümü için çağrı yaptı: Bağımsız bir soruşturma başlatılmalı ve faillerden hesap sorulmalı. Derhal kapsayıcı bir ulusal diyalog süreci başlatılmalı. Bu süreç, tüm demokratik ulusal güçlerin katılımıyla geniş tabanlı bir ‘ulusal konferansa’ dönüştürülmeli.
  • İç barışı ve ortak yaşamı tehdit eden çatışmaları körükleyen söylemler ve siyasi provokasyonlar durdurulmalı. Bölgesel ve uluslararası taraflar, mevcut duruma ilişkin yasal, siyasi ve ahlaki sorumluluklarını yerine getirmeli. Uluslararası hukuk normlarına riayet edilmeli; çatışmaları körükleyen her türlü müdahale reddedilmeli.

Demokratik Suriye Meclisi (MSD), Süveyda’da son günlerde yaşanan çatışmaların ve çetelerin Dürzilere saldırmasının “yerel bir gerginlik” değil, Suriye’de uzun süredir devam eden dışlayıcı ve baskıcı politikaların doğrudan sonucu olduğunu ifade etti.

Yaşananların Suriye’yi derin bir krize sürüklediğine işaret eden MSD, şunları ekledi: “Süveyda’daki çatışmalar münferit değil, ülkenin siyasi ve kurumsal yapısındaki genel çöküşün doğrudan bir yansımasıdır. Bu çöküş, onlarca yıldır süren ötekileştirme, baskı politikaları ve ulusal bileşenlerin göz ardı edilmesinin bir sonucudur. Ayrıca, merkezi yönetimin sorumluluklarını yerine getirmemesi ve iç barışı tesis etmeye çaba göstermemesiyle doğrudan ilişkilidir.

Bu tehlikeli gelişmeler, Suriye’nin birliğini ve toprak bütünlüğünü doğrudan tehdit ediyor. Aynı zamanda, uluslararası insan hakları hukuku, temel özgürlükler ve Suriyelilerin onurlu yaşam hakkı da açıkça ihlal ediyor. Bu durum, mevcut sistemin ne kadar kırılgan olduğunu da gözler önüne seriyor.

Ülke genelinde benzer güvenlik olaylarının tekrar yaşanmasını önlemek ve çatışmaların kaynağını ortadan kaldırmak için acil siyasi çözümlere ihtiyaç vardır. Bu çerçevede ve ulusal-ahlaki sorumluluğumuz gereği aşağıdaki hususların altını çiziyoruz;

  1. Süveyda ve Suriye’nin diğer bölgelerinde iç barışı tehdit eden her türlü şiddet, silahlı çatışma ve güvenlik kaosunu kınıyoruz. Bu düşmanca eylemler kimden gelirse gelsin derhal durdurulmalı, bağımsız ve şeffaf bir soruşturma başlatılarak faillerden hesap sorulmalı.
  2. Derhal kapsayıcı bir ulusal diyalog süreci başlatılmalı. Bu süreç, tüm demokratik ulusal güçlerin katılımıyla geniş tabanlı bir ‘ulusal konferansa’ dönüştürülmeli. Konferansın amacı, geçiş adaletine dayanan, ademi merkeziyetçi ve demokratik bir sistemin kurulması, Suriye halkının tüm bileşenlerinin aktif katılımını sağlayacak yeni bir siyasi projenin oluşturulması olmalı.
  3. Suriye’nin mezhepsel ve bölgesel uçurumlara sürüklenmemesi gerektiğini önemle vurguluyoruz. Böyle bir gelişme, devletin ve toplumun çok kültürlü yapısını tehdit edecek; ortak yaşam ve toplumsal barışın geleceği üzerinde yıkıcı etkiler yaratacak.
  4. İç barışı ve ortak yaşamı tehdit eden çatışmaları ve gerginlikleri körükleyen söylemler, medya dili ve siyasi provokasyonlar derhal durdurulmalıdır. Ulusal güvenin inşası, diyalog ve toplumsal çeşitliliğe saygı ile mümkündür.
  5. Tüm iç, bölgesel ve uluslararası siyasi ve askeri taraflar, mevcut duruma ilişkin yasal, siyasi ve ahlaki sorumluluklarını yerine getirmeli. Uluslararası hukuk normlarına riayet edilmeli; çatışmaları körükleyen ya da kendi dar çıkarları için kullanan her türlü rol ve müdahale açıkça reddedilmeli.
  6. Suriye’de herhangi bir siyasi çözüm, tüm Suriyelileri kapsayıcı ve ulusal uzlaşıya dayalı olmalı. Bu süreç; diyalog, karşılıklı anlayış ve ortak yaşam ilkelerine dayanmalı, şiddet, ötekileştirme ve dış müdahaleler üzerine kurulmamalı. Ancak bu şekilde eşit yurttaşlık, hukukun üstünlüğü ve çok kültürlü, çok uluslu ve çok inançlı bir Suriye inşa edilebilir.
  7. Tüm ulusal güçleri, yeni bir ulusal bilinç ve iç barışın inşası için sorumluluk almaya çağırıyoruz. Aklın ve sağduyunun sesi ön planda tutulmalı; provokasyonlara ve parçalanmaya son verilmeli. Suriye’yi savaş ve yıkım tünelinden çıkaracak, halkına özgürlük, adalet ve istikrar getirecek ulusal demokratik projelere doğru kararlı adımlar atılmalı.”

 

* * *

HRW: Şam yardımları engelliyor

 

 

İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch-HRW), Süveyda’ya günlerce süren saldırıya ilişkin raporunu yayımladı. İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün Orta Doğu Direktör Yardımcısı Adam Coogle, “Süveyda’daki topluluklar yerinden edilme, gıda, su ve sağlık hizmetlerinden yoksunluk yaşarken, güvensizlik, siyasi engeller ve derin güvensizlik insani yardımı engelliyor” dedi.

Birleşmiş Milletler’in (BM) raporuna göre, 12 Temmuz’dan bu yana en az 93.400 kişi yerinden edildi. Suriye Arap Kızılayı (SARC) tarafından organize edilen ilk sınırlı yardım konvoyu 20 Temmuz’da Süveyda’ya ulaşırken, ikinci bir konvoy ise 22 Temmuz’da ulaştı.

‘Su yok, terimizle duş alıyoruz’

HRW’ye konuşan Süveyda’da yaşayan bir kişi, “Dokuz gündür suyumuz yok, çatışmalar başladığından beri elektrik kesik. Bozulan tüm yiyeceklerimizi atmak zorunda kaldık. Kendi terimizle duş alıyoruz. Yoğurt kabındaki küfü sıyırıp çocuklarımıza yedirdik. Şu anda en çok suya ve elektriğe ihtiyacımız var” dedi.

Bir gazeteci, Süveyda Ulusal Hastanesi’nde ve morgunda çok sayıda cenaze gördüğünü söyledi. Cenazelerin alnına isimleri bantla yapıştırılıyor, sağlık personeli olmadığından dolayı Dürzi savaşçılar ve halk cenazeleri özel araçlarla taşıyor, gönüllüler ise ölümleri belgeliyor. HRW, 16 ve 17 Temmuz’da 23’ü çocuk, katledilmiş 306 kişiyi belgeledi.

Rapora göre, Suriye Dışişleri Bakanlığı, güvenlik endişelerini gerekçe göstererek BM kuruluşları ve uluslararası insani yardım gruplarının Süveyda’ya girişini engelliyor. HRW, tüm tarafların, yardım konvoylarına güvenli geçiş sağlaması ve mühendislerin temel hizmetleri restore etmesine izin vermesi gerektiğini belirtti. Halk yıkılan evler, artan can kayıpları ve altyapının çökmesinden dolayı yaşadıkları sorunlara çözüm istiyor.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.