Uluslararası komploya karşı sorumluluklarımız

Forum Haberleri —

.

.

  • Uluslararası Komplonun 23. yılında yapılması gereken işlerin başında halk ve hareket olarak herkesin sorumluluklarını gözden geçirerek vicdani muhasebe yapmasıdır.

Şükrü GEDİK

Kürt halkı için kara bir gün olan 15 Şubat Uluslararası Komplosunun gerçekleştiği 1999 yılının üzerinden 23 yıl geçti. Komplocu güçlerin amaç ve hedefleri o günün siyasi konjonktürü içinde değerlendirilse de, komplonun günümüzdeki varlığı ve devam ettirilmesi arasında ciddi bir farkı yoktur. Komplonun halen yürürlükte olduğunu, daha kapsamlı ve daha tehlikeli yürütüldüğünü bilmemiz gerekir.

Komplonun geldiği aşamayı, Başkan Apo’nun üzerindeki ağır tecrit ve izolasyon koşullarından anlamak mümkündür. Mutlak tecrit, ölüme terk etme durumu, aynı zamanda Kürt sorunun çözümsüzlüğüdür, Kürt halkının yok sayılmasıdır, yürürlükteki imha ve inkâr politikalarının devamıdır. Siyasi, askeri, kültürel alanda soykırıma tabi tutulmasıdır.

Uluslararası Komplo ile Başkan Apo şahsında Kürt Özgürlük Mücadelesine ve Kürt halkına karşı bir saldırı başlatıldı. Öncelikli olarak Başkan Apo’yu tutuklayarak etkisiz hale getirmekti. Ardından Ortadoğu’ya müdahale ederek, kapitalist sistemin çıkarlarına uygun yeniden biçim vermekti.

Irak’a yapılan müdahale ve sonrasında yaşanan bölgesel gelişmeler, Suriye’nin içinde bulunduğu durum komplonun sonuçları olarak okunması gerekir. Çok ağır bedeller verilerek Uluslararası Komplo boşa çıkarılmıştır fakat tümüyle sona erdirilememiştir.

Başkan Apo’nun tutuklanmasını komplonun başlangıcı olarak ele alırsak, sonraki 23 yıllık süreç komplonun tamamlanması ve sonuçlandırılmasıdır. Kapitalist sistemin önündeki ulus devlet engellerinin ortadan kaldırılması ve bölge hakimiyetini gerçekleştirmesidir.

Başta İmralı işkence sistemi olmak üzere, Kürt Özgürlük Hareketine topyekûn saldırılar, Kürt halkının kazanımlarını bertaraf ederek, öncüsüz ve önderliksiz bırakarak tasfiye etme hedeflenmesine rağmen bu gerçekleşmemiştir. Önder Apo’nun İmralı işkence sistemini çözerek boşa çıkarması komployu da boşa düşürmüştür. Başkan Apo’nun yeni paradigmasal çıkışı, direnişi, gerillanın fedai duruşu ve mücadelesi, halkımızın kararlılığı ve direngenliğiyle birleşince Uluslararası Komplo amacına ulaşamamıştır.

Düşmanın her zamankinden daha fazla saldırıp sonuç almak istediği bir dönemden geçmekteyiz. Saldırı yelpazesini genişleterek her alanda saldırıyor. Avrupa’da dahil bütün coğrafyalarda saldırılar gerçekleştirip katliamlar yapmıştır. Şengal’de Êzîdî halkının önderlerini katletmiştir. Mexmur mülteci kampında ha keza katliamlar gerçekleştirmiştir.

Bu işgal ve soykırım saldırılarının en fazla gerçekleştiği alan Rojava’dır. Efrîn, Serêkaniyê, Girê Spî alanları işgal edildi ve bölgenin halkı mülteci haline geldi. Demografik yapı değiştirildi.

Günümüzde bu saldırılar aralıksız devam etmektedir. Faşist Türk devleti, DAİŞ çete artıkları, KDP ve ENKS çeteleriyle birlikte bu saldırılarını genişleterek sonuç almaya çalışıyor. Bütün saldırılara karşı dillere destan, muazzam bir direniş verilmiştir. Gelinen aşama da düşman saldırılarına karşı sadece savunmada kalarak direniş içinde olmak yetersiz kalacaktır.

Saldırıları boşa çıkaracak, komployu tümüyle etkisiz kılacak, Başkan Apo’nun fiziki özgürlüğüne odaklanacak eylemler içinde olmak kaçınılmazdır.

Uluslararası Komplonun 23. yılında yapılması gereken işlerin başında halk ve hareket olarak herkesin sorumluluklarını gözden geçirerek vicdani muhasebe yapmasıdır. Mücadeleyi daha aktif kılacak yol ve yöntemlerin aranmasıdır. Her cephede, her coğrafyada, her kesimden insanın aktif bir mücadele içinde olması gerekir. Çünkü düşmanın yönelimleri bu kapsamda ve bu derinlikte gelişmiştir.

Yaşanılanlar sıradan süreçler değildir. Kazançların da kayıpların da büyük olacağı bir süreçten geçildiği unutulmamalıdır. Sorumluklarımız büyüktür çünkü tehlike büyümüştür. Başkan Apo üzerindeki mutlak tecrit fiziki imhayı amaçlamaktadır. Benzer imha süreci özgürlük hareketi ve halkımız için de işlemektedir. Buna denk bir örgütlenme, pratik mücadele geliştirmek zorunlu hale gelmiştir.

Direnişle elde edilen kazanımları kalıcı hale getirmek için bütün çalışma alanlarında seferberlik ruhuyla çalışmak gerekir. Özelikle de toplumsal inşa çalışmalarında hamlesel bir çıkışa ihtiyaç vardır. Devrimci halk savaşının ihtiyaçlarına cevap olacak halk örgütlenmesi öncelikli görevdir. Askeri, siyasi, diplomasi çalışmalarında olduğu kadar kültürel-sanatsal çalışmalara da ağırlık verilmesi gerekir.

Uluslararası Komplonun 23 yılı özgürlük mücadelesinden yana olan herkese çok ciddi sorumluluklar yüklemektedir. Toplumun en dinamik kesimi olan gençlere ve kadınlara her zamankinden daha fazla rol düşmektedir. Başkan Apo’nun özgürlüğü artık geciktirilemez ve ertelenemez bir aşamaya gelmiş dayanmıştır. 70 yaşın üzerinde olan Başkan Apo’nun ağır tecrit koşullarında tutulmasına seyirci kalınamaz bir noktadayız. Tek alternatifimiz, bu sorumluluk bilinciyle mücadele etmek ve komployu tümüyle başarısız kılmak zorundayız...

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.