Umut hakkı, zorunluluktur

Umut Hakkı, açıklama

Umut Hakkı, açıklama

  • Sivil toplum örgütleri ve barolar, 'umut hakkı'nın tanınmasının toplumsal barış ve insan hakları açısından bir gereklilik olduğuna işaret ederek, "İvedilikle düzenleme yapılmalı" diye seslendi: "Umut hakkı, hediye değil, zorunluluktur." 

Sivil toplum örgütleri, "ölünceye dek cezaevinde kalma" şeklindeki infaz rejiminin değiştirilerek, 'umut hakkı'nın sağlanmasını istedi. 

İstanbul Beyoğlu’nda bulunan Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı (TOHAV) binasında dün 30'u aşkın sivil toplum örgütünün yanı sıra birçok baronun da imzasının yer aldığı ortak açıklama yapıldı. İHD Eşbaşkanı Eren Keskin, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın tutuklanmasının ardından Türkiye’de idam cezasının kaldırıldığını anımsatarak, "Umut hakkı tutsaklara verilen bir hediye değil, bir zorunluluktur. Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin bir imzacısı ve AİHM'in verdiği kararları uygulamak zorundadır. Bu Türkiye’nin görevidir" dedi. 

Bakanlar Komitesi'ne başvuru

Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi’nden Serkan Kılıç, Türkiye’de infaz rejiminin değişmesi gerektiğini, gerekli yasal düzenlemelerin yapılmaması halinde Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'ne başvuruda bulunacaklarını söyledi.

AİHM'in ihlak kararı duruyor

TOHAV Eşbaşkanı Destina Yıldız ise AİHM'in ömür boyu hapis cezasına mahkum edilen bireylerin cezalarının belirli bir süre sonra gözden geçirilmesi ve şartlı tahliyesinin önünün açılmasını temel bir hak olarak kabul ettiğini hatırlattı. Yıldız, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilen kişilerin koşullu salıverilme imkanından yararlanamadığına işaret ederek, AİHM'in 2014 tarihli "Öcalan (2)" kararını anımsattı; 'umut hakkı'nın tanınmamasının ölüm cezasıyla benzerlik gösterdiğini kaydetti. 

Hukuken varolma hakkını gasp

Destina Yıldız, şunları söyledi: "Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası infaz rejiminde mahpus, ömrü boyunca ağır tecrit koşullarında tutulmakta, toplumsal bağlarından koparılmakta ve onarılması imkânsız bir biçimde yalnızlığa mahkûm edilmektedir. Bu ceza, bireyin hukuken var olma hakkını elinden alarak, topluma geri dönme olasılığını tamamen ortadan kaldırmaktadır. AİHM’nin anılan kararları uyarınca Türkiye’de mevcut ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının ‘ölünceye kadar’ infazının Sözleşme’nin 3. maddesine uygun hale getirilmesi, hükümlüye, bir kısmı infaz edildikten sonra cezasının gözden geçirilme ve şartla salıverilme talebinde bulunabilme hakkı tanınmasını gerektirmektedir."

Bu rejim gözden geçirilmeli

Türkiye'nin AİHM kararına rağmen adım atmadığına dikkati çeken Destina Yıldız, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin Eylül 2025’te söz konusu durumu yeniden görüşeceğini kaydetti. 4 binden fazla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan tutsağın bulunduğunu aktaran Destina Yıldız, "Bu ciddi tablo karşısında Türkiye’nin hukuk devleti olma iddiasını sürdürebilmesi için bu rejimin gözden geçirilmesi ve umut hakkını tanıyan düzenlemeler yapması gereklidir. Bu kapsamda, mahpuslar için bağımsız ve düzenli gözden geçirme mekanizmaları oluşturulmalı ve ceza ve infaz sistemi insan onuruna uygun hale getirilmelidir. Ayrıca, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve uluslararası insan hakları normları gereği, insan onuruna saygılı ve adil bir ceza sistemi kurmak için gerekli tüm yasal ve idari adımlar ivedilikle atılmalıdır” diye konuştu.

Düzenlemeler ivedilikle yapılmalı

Türkiye'nin, demokrasi ve hukuk devleti olma yolunda 'umut hakkı'nı tanımak ve ömür boyu infaz rejiminin kaldırmak için gerekli düzenlemeleri ivedilikle yapması gerektiğini vurgulayan Yıldız, şunları ekledi: "Bu hususu denetlemek, Meclis'in yanı sıra aynı zamanda siyasal partilerden derneklere geniş bir yelpazeyi kapsayan sivil toplumun da sorumluluğudur. Toplumun her kesimini, adalet ve insanlık onuru temelinde ömür boyu infaz rejiminin kaldırılması ve umut hakkının tanınması için ortak ses olmaya davet ediyoruz.” 

İmzacı kurumlar

Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, İnsan Hakları Derneği, Özgürlük için Hukukçular Derneği, Barış Vakfı, DEMOS Araştırmalar Kolektifi, Eşitlik Hakları İçin İzleme Derneği, Göç İzleme Derneği, Hak İnsiyatifi, Hakikat, Adalet İnisiyatifi, Kadın Kültür Sanat Edebiyat Derneği, Kadın Zamanı Derneği, Komelaya Dadsaz, İnsan Hakları Gündemi Derneği, Med Tuhad Fed, Özgürlükçü Demokrat Avukatlar Grubu, Rosa Kadın Derneği, Stat Kadın Derneği, Tahir Elçi İnsan Hakları Vakfı, Özgür Kadın Hareketi (TJA Türkiye Almanayya Kültür Formu, Yaşam Bellek Özgürlük Derneği, Semsûr Barosu, Agirî Barosu, Êlih Barosu, Amed Barosu, Colemêrg Barosu, Mûş Barosu, Sêrt Barosu, Riha Barosu, Şirnex Barosu ve Wan Barosu. İSTANBUL

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.