Utanmazlıkta sınır yok

  •  Türkiye, 10 Aralık 1999’dan beri AB adayı, 2005’ten itibaren katılım müzakereleri yürütüyor; AKP de 2002’den bugüne kesintisiz hükümet, 22 yıldır Kopenhag Kriterleri’ni yerine getirmedi ama AKP’li Cumhurbaşkanı, önceki gün utanmadan ‘İnsan Hakları Eylem Planı’ diye 80 yıllık evrensel haklardan dem vurdu.
  •  AKP’nin 20 yıldır iktidar olmasına karşın sanki iktidara gelmiş yeni bir parti gibi sorunları sıralamasını ”inanılmaz” diye yorumlayan İHD İstanbul Şube Eşbaşkanı Gülseren Yoleri, ”Bir iktidar bunları söylerken utanmalı. Bu belge, demokrasinin, insan haklarının, insan onurunun hiçe sayıldığına dair bir itirafnamedir” dedi.

Cezaevlerinde 4. ayında süren açlık grevi ve tecridin kaldırılması konusundaki talebe yanıt vermeyen, askeri ve siyasi soykırım operasyonları eşliğinde Meclis’in 3’üncü partisi HDP’yi tasfiyeye çalışan Türk hükümeti, diğer yandan da ‘İnsan Hakları Eylem Planı’nı açıklayabiliyor. AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, önceki gün planı açıkladı. 28 sayfadan oluşan 9 amaç ve 11 ilke olarak duyurulan eylem planda, “ifade özgürlüğü”, “yargı”, “cezaevleri”, “üst arama” başlıklarının da yer aldığı çok sayıda vaat yer aldı. Planın açıklandığı gün Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı AKP ve MHP’nin söylemleri üzerine Halkların Demokratik Partisi (HDP) hakkında inceleme başlatırken, Halkların Demokratik Kongresi’nin (HDK) Kadıköy’de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne ilişkin yapacağı açıklama yasaklandı. Yine aynı gün Mezopotamya Ajansı’nın sitesi 28. kez erişime engellenirken, HDP’li Karaçoban İlçe Belediyesi’ne baskın düzenleyen polisler Belediye Eşbaşkanı Halit Uğun’u gözaltına aldı. 

İktidar bunlara uzak

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, eylem planının Türkiye’de demokrasinin, insan haklarının ve insan onurunun hiçe sayıldığının itiraf belgesi olduğunu kaydetti. Hükümetin sıkıştıkça sürekli eylem planları açıkladığını ifade eden Yoleri, genellikle de açıklanan plan ya da paketlerde “insan hakları, demokrasi, katılım, özgürlük” gibi kavramlara sıkça vurgu yapılmasına tepki gösterdi. Eylem planında uluslararası sözleşmelerde tarif edildiği haliyle insan hakları tarifleri yapıldığını ifade eden İHD Şube Başkanı Yoleri, şunları söyledi: “Eylem planını okuduğumda iktidarın insan haklarından, demokrasiden ne kadar uzak olduğunu bir kez daha hissettim. Sanki o insan hakları tanımını ilk defa kendisi yapıyormuş gibi, sanki demokrasinin ya da insan haklarının gerekliliğine ilk defa kendisi işaret ediyormuş gibi tanımlamalar yapılmış. İşte ‘insan hakları doğuştan gelen saygı duyulması gereken haklardır’. ‘Devletin insan onuruna yaraşır gibi davranması gerekir’ gibi ifadeler kullanılmış. Bunlar 1948’de ilk İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde ve hatta çok öncesine dayanır. İnsan hakları belgeleri ta 1200’lü yıllara kadar geri gider. Şimdi bunca yıl önce tarif edilmiş şeyleri sanki yeni keşfediliyormuş gibi tarif etmek, aslında bu iktidarın insan haklarına, demokrasiye, özgürlüklere ne kadar uzak olduğunu gösteriyor.” dedi. 

Plan değil itirafname

 AKP’nin 20 yıldır iktidar olmasına karşın sanki iktidara gelmiş yeni bir parti gibi sorunları sıralamasını ”inanılmaz” diye yorumlayan Gülseren Yoleri, şöyle devam etti: “‘İnsanın devredilmez haklarını koruyacağız’, ‘İnsan onuruna yaraşır koşulları sağlayacağız’ gibi söylemleri okuyunca çok şaşırdım. Bir iktidar bunları söylerken utanmalı. Bunları söylemek şu anlama geliyor; bende bunlar yok. Ben insan onuruna saygı göstermiyorum. Ben insan haklarına saygı göstermiyorum. Bunu itiraf ediyor. Bu bir itirafname aynı zamanda. Bu belgenin en önemli özelliği bence bir itirafname olması. Bu ülkede demokrasinin, insan haklarının, insan onurunun hiçe sayıldığına dair bir itirafname. ” 

Kaygı verici

Planda insan onuruna yaraşır davranmak, insanın doğuştan var olan haklarına saygı göstermek gibi çok temel noktalara işaret edilmesinin kendisini çok kaygılandırdığını ifade eden Yoleri, “Bu iktidarın insan haklarına saygı göstermediğini, demokrasiye aykırı davrandığını biliyoruz ama bir insan hakları eylem planı yaparken normalde var olan sorunlara nasıl çözüm üretebileceğini görmek istiyoruz. Zaten bu sorunları biliyoruz. Yani adalete erişim olmadığını biliyoruz, eşitlik ve özgürlüğün olmadığını biliyoruz, demokrasinin olmadığını biliyoruz. Zaten onlar da bütün bunları eylem planında gereklilik olarak ifade ettiklerine göre onlar da bunları olmadığını biliyor. Şimdi esas olarak bütün bu eksikliklerini duyduğumuz noktalarda bu eksiklik nasıl giderilebilir, hak ve özgürlüklerimize nasıl erişebiliriz, nasıl demokrasi ve barış içerisinde bir yaşam sürdürebiliriz, esas olarak hükümetten duymak istediğimiz bunlar” diye konuştu.

Laf kalabalığı

 İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, eylem planında kulağa hoş gelen söylemlerin hayata geçirilmesi için işlevsel mekanizmalardan söz edilmediğine dikkat çekerek, şöyle devam etti: “Kırılgan gruplar olarak tarif ettikleri kadın ve çocukların sosyal yardımlara erişimleri kolaylaştırılacak deniyor ama nasıl olacağı belirtilmiyor. Yani işleyen bir mekanizma önerilmemiş. Ayrımcılığı önleyici tedbirler alınacağı ifade ediliyor ama nasıl yapılacağı belli değil. Adalete erişim ve insanların adli mekanizmalara erişimlerinin hızlandırılmasından söz ediyor ama belli değil. Medeni kanunda değişiklikler yapılacağı söyleniyor ama nasıl olacağı belli değil. Ben şöyle düşünüyorum. Bu eylem planında 7145 sayılı yasa kaldırılacak, KHK’lerle OHAL döneminde getirilen kalıcı düzenlemeler geri çekilecek ya da MİT yasasında değişiklikler yapılacak, yetkileri daraltılacak, yargı denetimine açılacak denilseydi ve bunlara ilişkin maddeler değiştirilseydi inandırıcı olurdu. Çocukları ve kadınları korumaktan bahsediyor ama şimdiye kadar uygulanmayan İstanbul Sözleşmesi nasıl uygulanacağı izah edilseydi inandırıcı olurdu. Yani çözüm için önerilen herhangi bir şey yok.” 

İktidarın sıkıştıkça insan hakları, demokrasi ve barış dediğini ancak bugüne kadar hep tersini yaşadıklarını dile getiren Yoleri, ”Bu eylem planı da bundan önceki pek çok benzeri çalışma gibi uygulamada bize olumlu bir dönüşü olmayacak. Dolayısıyla bunu iyi bir belge olarak değerlendiremiyoruz” şeklinde konuştu. 

Yine tekrar ediyor

Plan metnini inceleyen İnsan Hakları Derneği’ne (İHD) bağlı İnsan Hakları Akademisi Başkanı Hüsnü Öndül de amaç ve ilkelerin 2005’ten bu yana Avrupa Birliği (AB) ile müzakere aşamasında olan Türkiye tarafından yerine getirileceği belirtilen vaatleri içerdiğini söyledi. AB ile müzakere aşamasında olan Türkiye’nin 35 fasılı yerine getirmesi gerektiğini hatırlatan Öndül, “Bu 35 fasıl içerisinde ‘adalet’, ‘yargı bağımsızlığı’, ‘temel haklar’ yer alıyor. AKP döneminde hem 2009 hem de 2014 tarihlerinde AB’ye üyelik için gereken fasılların yerine getirilmesi için yargı reform strateji belgeleri açıklandı. Şimdi İnsan Hakları Eylem Planı ile bunlar tekrarlanıyor” dedi.

Somut adım atmıyor

 Açıklanan reformların tamamında kelimelerin, cümlelerin ve isimlerin değişmediğine değinen Öndül, şöyle devam etti: “Vaatler, strateji belgesi, eylem planı haline geliyor, tekrarlanıyor ama somut adımlar atılmıyor. Bağımsız ve tarafsız yargı kurumsallaştırılamıyor, işletilemiyor. İfade özgürlüğü, toplanma özgürlüğü tanınmıyor. Yerine getirilmiyor. İnsanlar düşünceleri nedeniyle hapsedilmeye devam ediyor. Güven ve inandırıcılık sorunu var.”

22 yıldır kriterlerden uzak

 Türkiye’nin 10 Aralık 1999’da AB adayı, 2005’ten beri de katılım müzakereleri yürüten bir devlet; AKP’nin de 2002’den itibaren hükümet olduğunu hatırlatan Öndül, Kopenhag Siyasi Kriterleri olarak bilinen “hukukun üstünlüğü ve demokrasi, azınlık haklarının korunması ve insan haklarının korunması” başlıkları altındaki kriterlerin, aradan 22 yıl geçmiş olmasına rağmen yerine getirilmediğinin altını çizdi.

Öndül, temel insan haklarının korunması ve demokrasinin kalıcı hale gelmesi için yapılması gerekenlerin yeniden keşfedilmesine gerek olmadığını ifade etti.

Bu iktidardan beklenemez

HDP Milletvekili ve Meclis İnsan Hakları Komisyonu Üyesi Gülistan Kılıç Koçyiğit ise ‘İnsan Hakları Eylem Planı’ndan bir şey beklenemeyeceğini belirterek, mevcut anayasayı bile uygulamayan bir iktidardan, demokratik yasa ya da düzenlemeler beklenmesinin hayal olacağını vurguladı. Koçyiğiyit, iktidarın karakterine dikkat çekti. Tamamen faydacı olan AKP’nin, çok hızlı ittifak değiştirme, dün söylediğini bugün inkar etme gibi tutarsız, işine geldiği gibi davranan yapısını hatırlattı. “AKP-MHP-Ergenekon iktidarının insan hakları, demokrasi, eşitlik, hukuk adına adım atacağına inanmıyorum” diyen Koçyiğit, şöyle konuştu: “Şu anda hem içeride hem dışarıda ciddi bir sıkışmışlık var. Ekonomi baş aşağı gidiyor, toplumsal muhalefetin kabarışı var. Suriye’de, Doğu Akdeniz’de, Kafkaslarda istediklerini alamadılar. Avrupa Birliği ve ABD ile ilişkilerin gittikçe gerildiği bir Türkiye gerçeği var. Bu çıkmazdan kurtulmak için kendince bazı manipülatif adımlar atmaya çalışıyor. Sanki yüzünü demokrasiye, insan haklarına dönecekmiş gibi bir algı yaratıyor. Mevcut anayasayı yok sayan, yasaları dahi uygulamayan bir hükümet var. Böyle bir iktidardan daha özgürlükçü, demokratik bir anayasa yapmasını beklememiz hayal olur.”  ANKARA

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.