Wagenknecht'in partisi ve solun yükselişi

Dosya Haberleri —

Sahra Wagenknecht / foto:AFP

Sahra Wagenknecht / foto:AFP

  • Almanya'nın eski Die Linke parlamento lideri Sahra Wagenknecht yeni bir parti kurdu. Wagenknecht bu partinin görmezden gelinen orta ve işçi sınıfların sesi olduğunu iddia ediyor ancak parti esas olarak aşırı sağa yönelen Almanları kazanmaya odaklanmış durumda.
  • Kapitalizm ve egemen siyasi sistem altında kendilerini güçsüz hisseden pek çok insan, medya ve siyaset kurumunun 2000'li yılların sonunda radikal sol Die Linke'den korktuğu kadar korktuğu bir partiye oy verdiklerinde bir güçlenme duygusu hissediyor.
  • Sosyal Demokrat Parti'nin sol kanadı Die Linke ve bir bütün olarak sosyalist sol, BSW parti projesi etrafında esasen sınıfsal-politik bir hareketin gelişmesi halinde bundan fayda sağlayabilir. Anketler, Die Linke'nin BSW'ye neredeyse hiç oy kaybetmeyeceğini gösteriyor.

Sebastian Friedrich, Ingar Solty* / Çeviri: Serap Güneş

Yeni yıla girerken, Almanya'nın siyasi manzarasının on iki ay sonra nasıl görüneceğini tahmin etmek neredeyse imkansız. 2024 yılında sadece Haziran ayındaki Avrupa seçimleri değil, aynı zamanda bu sonbaharda doğudaki Thüringen, Saksonya ve Brandenburg eyaletlerinde de belirleyici seçimler yaşanacak. Belirsizliğin büyük bir kısmı eski Die Linke (Sol) siyasetçisi Sahra Wagenknecht ve onun dört seçime de katılmayı hedefleyen yeni bir parti kurma girişiminden kaynaklanıyor.

Anketlere göre, kendi adını taşıyan Sahra Wagenknecht İttifakı (BSW) oyların yüzde 10'undan fazlasını, hatta eski Doğu'da yüzde 20'sinden fazlasını alabilir. Araştırmalar Sahra Wagenknecht'in her partiden seçmene hitap ettiğini ve muhtemelen şu anda oy vermeyenleri de harekete geçirebileceğini gösteriyor. Ancak her şeyden önce, yakın zamanda aşırı sağın göçmen karşıtı partisi Alternative für Deutschland'ı (AfD) tercih edenlere hitap ediyor.

Üç ana gelişme...

Elbette anketler gerçek seçim sonuçlarının yerini tutamaz ve anket sonuçları kendi başlarına bir açıklama değil. Wagenknecht'in yeni partisinin neden özellikle sağa zarar verebileceğini anlamak için siyasi durumun daha derin bir analizini yapmak gerekiyor. Almanya'da popülist dönem olarak adlandırılan ve diğer bazı Avrupa ülkelerine kıyasla daha geç ortaya çıkan mevcut dönem, üç ana gelişmenin örtüşmesiyle karakterize oluyor: ekonomik kriz, siyasi kriz ve nüfusun önemli kesimlerine yayılmış olan, yerleşik partilere karşı artan güvensizlik. Örneğin on beş yıl önce, Avro Bölgesi krizinin ardından bazı Güney Avrupa ülkelerinde tam da bu tür bir siyasi çalkantı yaşanmıştı.

Halk arasında güvensizlik

Almanya'nın siyasi krizi ve son on yılda halk arasında artan güvensizlik, sıklıkla "hayal kırıklığı" ve "post-demokrasi" gibi terimlerle teşhis edildi. Son zamanlarda, Olaf Scholz'un Sosyal Demokrat Partisi'nin kırmızısını, über-neoliberal Hür Demokratlar'ın sarısını ve Yeşiller'in adını taşıyan trafik ışığı koalisyon hükümetinin destek oranları tarihi düşük seviyelere geriledi. Yine de anketler, hala en büyük muhalefet partisi olan Hıristiyan Demokratların daha iyi alternatifler sunabileceğine dair inancın az olduğunu gösteriyor. Parti sistemindeki kriz derinleşirken, düzen karşıtı tutumlar da artıyor.

İşçilerin kaygısı

Yıllar süren göreceli istikrarın ardından şimdi patlak veren ekonomik kriz, büyüyen siyasi krize katkıda bulunan bir başka faktör. Savaş, yaptırımlar ve karşı yaptırımların yanı sıra pandeminin artçı etkilerinin bir sonucu olarak, nüfusun geniş kesimlerinde bir yoksullaşma söz konusu. 2022 yılında enflasyona göre ayarlanmış reel ücretler yüzde 4,1 oranında düşmüş. İyi ücret alan işçiler arasında bile sanayisizleşme, iş kaybı ve sosyal gerileme korkusu yaygın.

Düzen karşıtı mı?

Bu hoşnutsuzluk şimdiye kadar öncelikle, 2022 yazından bu yana desteği iki kattan fazla artan aşırı sağcı AfD'ye yaradı. AfD'nin mevcut başarısı, son krizlerde sık sık tek ya da en tutarlı muhalefet olarak ortaya çıkmasına da borçlu: "mülteci krizinde" göçmenleri hedef alarak toplumsal çöküş korkularına oynadı; koronavirüs pandemisi sırasında, evlere kapanma karşıtı hoşnutsuzluğa oynadı ve zorunlu aşılamaya karşı tepkileri sömürdü; ve bugün Ukrayna'daki savaşa karşı, kendisini Kiev'e silah teslimatına karşı ve müzakerelerden yana konuşan bir "barış partisi" olarak sundu. Refah karşıtı ve kemer sıkmacı ekonomik ve mali politikaları öncelikle sermayenin işine yarayacak olsa da, AfD, kendisini düzen karşıtı bir güç gibi göstermek için kültür savaşı söylemini tekrar tekrar kullanıyor.

Sahra Wagenknecht/wikipedia

Kapitalizm

Dolayısıyla AfD ile bu kriz anına açık bir sağcı dönüş verilmişti. Gerçekten de AfD, diğer tüm partilerin "popülizm"e karşı uyarılarının hedefi haline geldikçe, bu rolü kendi lehine daha etkili bir şekilde kullanmakta. Eğer müesses nizam ve özellikle de iktidardaki "trafik ışığı" koalisyonu AfD'ye karşıysa, o zaman hakim siyasetin kendilerine karşı olduğunu düşünen pek çok vatandaş için AfD kendi taraflarında gibi görünüyor. Kapitalizm ve egemen siyasi sistem altında kendilerini güçsüz hisseden pek çok insan, medya ve siyaset kurumunun 2000'li yılların sonunda radikal sol Die Linke'den korktuğu kadar korktuğu bir partiye oy verdiklerinde bir güçlenme duygusu hissediyor.

Krizler

Die Linke için sorun, 2007'deki resmi kuruluşundan bu yana geçen on altı yılda Almanya'nın çeşitli ekonomik ve siyasi krizlerinden etkili bir şekilde yararlanamamış olması. Programı açık ara sistemi en çok eleştiren program olmasına ve seçim stratejisi sınıf siyasetine dayanmasına rağmen, genellikle Yeşiller ve Sosyal Demokratların sadece biraz daha solcu bir versiyonu olarak algılanıyor. Pek çok seçmen artık Die Linke'yi müesses nizamın bir parçası olarak görüyor, zira daha önceki krizlerde çok çekingen davranmış ve aşırı hükümet yanlısı bir çizgi izlemişti.

Wagenknecht ekranda!

Wagenknecht hakkında ne düşünülürse düşünülsün, bu çekingenliğin, kendisini sürekli olarak düzen karşıtı bir popülist olarak ortaya koyan ateşli siyasetçi için geçerli olmadığını kabul etmek gerek. Yine de paradoksal bir şekilde, başka hiçbir Die Linke politikacısı (eski ya da mevcut) onun kadar sıkı bir şekilde medya elitinin bir parçası olmadı - hiçbiri televizyona bu kadar sık davet edilmiyor. Bu ilk bakışta göründüğü kadar temel bir çelişki değil. Küçük ekranda iyi bir konuk olmasının tek nedeni kıvrak zekası ve yüksek kamuoyu profili değil. Aynı zamanda yoğunluğu ve abartıya olan eğilimi talk show'ları daha eğlenceli hale getiriyor ve reytingleri artırmaya yardımcı oluyor.

Wagenknecht otantik biri olarak karşımıza çıkıyor: göç politikası, koronavirüs pandemisi ve Ukrayna'daki savaşla ilgili tartışmalarda boyun eğmeyen bir ses. Bu aynı zamanda, şu anda "küçük işletmelere" olan bağlılığına ve ordoliberal ekonomiyi desteklemesine rağmen, Die Linke'nin solundaki bazıları tarafından büyük saygı görmeye devam etmesinin nedenlerinden biri olabilir. Wagenknecht'in hayranları sadece sol partinin hoşnutsuz destekçileriyle sınırlı değil, çünkü halk sadece parti sözcüsü olan politikacılardan bıkmış durumda ve kendi partilerinin hakim akımına karşı çıkarak isim yapmış başına buyruk kişileri her zaman sevmiştir - kapitalizmin Hıristiyan-Demokrat eleştirmeni Heiner Geißler'den, kendisini Hür Demokrat saflarında bir asi olarak sunmayı seven Wolfgang Kubicki'ye kadar.

Kültür Savaşı ya da Sınıf Politikası

Almanya, görünüşte "ilerici" bir hükümet kurumu ile radikal sağcı bir alternatif arasında zehirli bir kutuplaşmaya sıkışmış durumda ve mıknatıs gibi sağ kutba çekilen Hıristiyan-Demokratlar bu ikisi arasında gidip geliyor. Wagenknecht'ın partisi bu dinamikten kaçma potansiyeline sahip. Partinin kuruluşu başarılı olursa, Wagenknecht'in etrafında, parti-politik yelpazesinin soluna veya sağına ait olarak açıkça kategorize edilemeyen yaygın bir popülist proje oluşabilir. Hatta yapısal olarak sol bir yaklaşıma sahip bir parti projesi de olabilir ve dağıtım politikalarına odaklanan bir siyasi güç için parti sistemindeki boşlukta kendine yer bulabilir.

Ancak Wagenknecht'in milliyetçi, göç karşıtı ve kültür savaşı retoriğine dayanarak sağın azımsanmayacak sayıdaki seçmenini kazanmaya odaklanması gibi ciddi bir tehlike söz konusu. BSW'nin bunun yerine sol bir proje haline gelip gelemeyeceği, yeni partide sendikal seslerin ne kadar duyulacağına bağlı olacak. Bunu başarmak için Wagenknecht'in daha yüksek ücretler, toplu pazarlık ve emeklilikten yana olması ile küçük ve orta ölçekli işletmeler için daha iyi koşullara vurgu yapması arasındaki bariz çelişkiyi çözmesi gerekecek. Asıl soru, küçük kapitalistler için kötü haber anlamına gelse bile, sonunda açıkça çalışan insanlardan yana olmaya istekli olup olmadığı. Ya da BSW'ye solcu aktivistlerin akın etmesinin onu bunu yapmaya zorlayıp zorlamayacağı - kendi iradesine rağmen, ancak siyasi olarak deneyimli bir üye tabanına sahip olmanın bedeli olarak.

Anketler Die Linke'yi gösteriyor

Sosyal Demokrat Parti'nin sol kanadı Die Linke ve bir bütün olarak sosyalist sol, BSW parti projesi etrafında esasen sınıfsal-politik bir hareketin gelişmesi halinde bundan fayda sağlayabilir. İdeal senaryo, gerekli yenilenme için kampanya yürüten ve tarihçi ve siyaset bilimci Hans-Jürgen Puhle'nin bir zamanlar uygun bir şekilde tanımladığı gibi "müesses nizamın hayal gücünden yoksunluğuna" karşı çıkan bir parti olacaktır. Ancak Wagenknecht sosyal politika açısından muhafazakar göründüğü ve açıkça solcu olarak algılanmaktan kaçınmaya çalıştığı için, Sol'dan ziyade Sağ için daha büyük bir seçim tehdidini temsil ediyor. Anketler, seçmen çevreleri çok farklı olduğu için Die Linke'nin BSW'ye neredeyse hiç oy kaybetmeyeceğini gösteriyor.

Wagenknecht'in açıklamalarının çoğunu (AfD'nin oyun kitabından notlar alan ve göçmenlere karşı kızgınlığı besleyen)  sindirmek zor. Yine de onun başında olduğu yeni bir parti, içinde bulunduğumuz popülist dönem üzerinde önemli bir etki yaratabilir. AfD'nin yükselişi yavaşlatılabilir ve hatta belki de durdurulabilir. Tartışma kültürel ayrım çizgilerinden, Sol'un en güçlü olduğu ve müesses nizamın harekete geçmemesinin faşizme zemin hazırladığı yapısal sosyoekonomik meselelere dönebilir. Bu tür bir anti-faşist işlev görmek, Wagenknecht'in çelişkili projesindeki tek paradoks olmayacaktır.

Kaynak: https://jacobin.com/2024/01/sahra-wagenknecht-die-linke-afd

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.