Xizir’ın keçilerine dokunmayın!

Toplum/Yaşam Haberleri —

❏

  • Türk Tarım ve Orman Bakanlığı 15. Bölge Müdürlüğü’nün, Dersim’de kutsal varlık olarak kabul edilen dağkeçilerini avlatmak için ihale açtı. 

Dersim’in Aliboğazı ve Salördek bölgesinde 5, Darıkent ve Gökçek bölgesinde 5, Büyükyurt ve Çıralı bölgesinde 5 ve Derindere ile Kocatepe bölgesinde 2 olmak üzere toplamda 17 dağ keçisinin katledilmesinin planlandığı ihalenin 13 Temmuz günü yapılacağı kaydedildi.

Daha önce kentte avcılığın yasaklanması için imza kampanyası düzenlemiş, 2019 yılında da dağ keçilerinin gerek yasal gerekse yasadışı avlanmasına artan tepkiler üzerine dönemin Valisi Tuncay Sonel imzasıyla ildeki tüm avcılık faaliyetlerini yasaklayan bir karar alınmıştı.

Pezê Xizir

Dağ Keçileri Dersim Rêya Heq Alevi inancında Xizir’in hayvanları (Pezê Xizir) olarak kabul edilir. Dersim halkı tarafından dağ keçileri Düzgün Baba’nın, Ana Fatma’nın keçileri olarak kabul edilir. Xizir güneş doğarken doğayı onlara teslim eder ve gün batımına kadar özgürce dolaşır, beslenirler. O nedenle onlara dokunmaz, korur ve kollarlar.  Keçileri avlayan insanların mutlaka bir kazaya, belaya rast geldiklerine inanılır. Bırakın zarar vermeyi aksine onlara rastlamak, onları görmek hayırlı bir durum olarak kabul edilir. DERSİM


Kara Xızır Ziyaretgahı’na taş ocağı

Dersim’in Mazgirt ilçesine bağlı Dırban ve Peri Beldesi’ne bağlı Sorek, Koderiç, Lemk köyleri arasında Xırêbe (İndere) bölgesinde taş ocakları tekrar faaliyete geçirilmek isteniyor.

PİRHA’ya konuşan Bülent Buluç, Dersim’in kültürüne, doğasına soykırım yapıldığını belirterek, ”Bu soykırıma izin vermeyeceğiz. Çağrı yapıyoruz; bize destek verin, güç verin. Bizler bu dağda, taşta büyüdük. Buraların yıkılmasını istemiyoruz” dedi.

Şükrü Çelik, “Buralar bizim ziyaretlerimiz. Burayı talan ettiler ama halk direndi bırakmadı. Şimdi de sonuna kadar direneceğiz. Buraların tahrip edilmesine izin vermeyeceğiz” diye konuştu.

“Kültürel miras ve yaşam alanlarında taş ocağı yapılmasını istemediklerini belirten Özdal Aslan da, “İçme sularımızın hepsi o bölgeden geliyor. Buraları kurutacaklar. Aşağı taraf ekim alanı, yukarı taraf otlama alanı. Bizim tüm yaşamımızı bitirirler. Dinamit atıp hem üretimimizi bitirecekler hem evlerimiz zarar görecek” ifadelerini kullandı.

Mustafa Saltan, “Gerekirse bedenimizi makinaların önüne yatırırız. Biz bu taş ocağına izin veremeyiz” diyerek tepkisini dile getirdi.

Kara Xızır Ziyaretgahı’nda çılalarını yakıp lokmalarını dağıttıklarını belirten Gülten Gündüz ise taş ocağı yapılması halinde hem ziyaretgahlarının hem de yaşam alanlarının tahrip edileceğini belirtti.

DERSİM

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.