Yalnız değilsiniz!

• Ortadoğu’nun farklı ülkelerinden kadınlar, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yazdıkları mektuplarla özgürlük mücadelesine desteklerini ifade etti ve tüm dünya kadınlarına dayanışma çağrısı yaptı.
• Ermeni Toplum Konseyi’nden Anahid Kasabian: “Kendimizi anlamsal müttefikler, değer ortakları, katliamların anılarından kadınlar ve erkekler olarak görüyoruz. Size şunu söylüyoruz: Yalnız değilsiniz!”

Yemen, Mısır ve Kuzey ve Doğu Suriye’den kadınlar, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fikirlerini ve mücadelesini destekleyen mektuplar kaleme aldı. Öcalan’a ulaşan bu mektuplarda, kadınlar onun özgürlüğünü talep ederken, düşüncelerinin evrensel bir kurtuluş projesi sunduğunu vurguladı. Mektuplarda, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın tecrit koşullarına rağmen düşüncelerinin duvarları aştığı vurgulanırken, kadınlar dayanışma çağrısında bulundu. 

Kadınların sesi tecrit ediliyor

Yemenli gazeteci Majida Hamoud Talib, mektubunda jineolojiyi, kadınların tarihsel baskıdan kurtuluşunun anahtarı olarak tanımladı. Yemen’de kadınların varlığının görünmediğine, seslerinin dahi tecrit edildiğine dikkat çeken Talib, şunları ifade etti: “Kadın, savaşlarla yutulan, yozlaşmayla bozulan, iktidar mücadelesinde erkekliğin kuşatması altında kalan Yemen'in ardından, varoluş için, sevgi için, barış için, yeni bir Yemen'in doğuşu için direnmeye devam ediyor.“ Kadınların karar alma süreçlerinden dışlandığını, seslerinin tecrit edildiğini belirten Talib, “kadının kurtuluşunun toplumsal kurtuluşun başlangıcı olduğuna ve çıkar çatışmasının bir yan meselesi olmadığına inandığınız için yürekten teşekkür ederim” dedi. 

Adalet arayan herkes için

Mısırlı avukat Majda Fethy Reşvan, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın tecrit koşullarında bile ilham verici bir düşünce okulu yarattığını ifade etti. “Düşünsel ve politik projenizde – cezaevi ve tecrit koşullarına rağmen – egemen olandan farklı bir ses ve kadın meselelerine toplumda marjinal veya ikincil bir mesele olarak değil, iktidarı, tarihi ve özgürlüğü anlamanın özü olarak dürüst bir duruş buldum” diyen Reşvan, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın mücadelesinin adalet arayan herkes için bir umut olduğunu belirtti. Reşvan, tecridin kalkması ve diyalog yolunun açılması temennisinde bulundu.

Yeni bir nabız

Mısırlı doktor ve araştırmacı Azza Mahmud Ali Hasan, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın kadınları “tarihin ilk sömürgesi” olarak tanımlamasının kendisini derinden etkilediğini belirtti. Mektubunda, “Aşk, güzellik ve devrim hakkında yazdınız ve kadını yalnızca bir sembol olarak değil, eylem ve kaderi paylaşan eksiksiz varlıklar olarak ilgi odağı haline getirdiniz. Ötekileştirilmişlerden önderlere dönüşen kadın yoldaşlarınızla yaşadığınız deneyim, bize devrimin yalnızca bir silah olmayıp, aynı zamanda bir bilinç, bir düşünce ve yeniden yaratıcılık olduğunu bize öğretti. Arap kadınları, "Abdullah Öcalan'ın" düşüncesinde yeni bir nabız ve üzerinde düşünülmeye ve benimsenmeye değer bir yaklaşım buldular” dedi. 

Düşünceler duvarları aştı

Kahire Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Farnaz Attia, mektubunda Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a hitaben, “Mücadele eden, savunan, fedakârlık yapan ve asla pes etmeyen, haklı davanın sahibi” ifadeleriyle seslendi. Kürt Halk Önderi Öcalan’ın düşüncelerinin tecrit duvarlarını aştığını belirten Attia, “Sizden öğrendim ki gerçek savaşçı, Batı sömürgeciliği tarafından ezilenleri desteklemekten çekinmez” dedi. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Kürt meselesine ve demokratik ulus anlayışına dair tezlerinin, Ortadoğu ve dünya halklarının sorunlarına çözüm ürettiğini vurgulayan Attia, özellikle kadın özgürlüğüne dair fikirlerinin kendisini derinden etkilediğini ifade etti.

Karanlıkta bir ışık

Gazze’den Nevin Nimer Adel Abdel Aal, mektubunda  Filistin toprağından selam gönderdi. Ailesini savaşta kaybeden ve yalnız yaşayan Abdel Aal, “Kadının kurban değil, aktif, lider ve geleceğin yaratıcısı olduğuna inanıyoruz” diyerek Kürt Halk Önderi Öcalan’ın kadın mücadelesine dair fikirlerinden ilham aldığını yazdı. Gazze kadınlarının hayatta kalma, annelik ve onur cephelerinde mücadele ettiğini belirten Abdel Aal, Kürt Halk Önderi Öcalan’ın sözlerinin “sessiz dünyanın karanlığında bir ışık” olduğunu ifade etti ve dayanışma mesajıyla mektubunu sonlandırdı.

Özgürlük ve barış çağrısı

Mısırlı akademisyen Dr. Sahar Hasan Ahmed, Kürt Halk Önderi Öcalan’ın kadınlara “hayatın anahtarı” dediğini hatırlatarak, onun düşüncelerinin Ortadoğu toplumlarında bir itici güç haline geldiğini yazdı. “Jineoloji” kavramına vurgu yapan Ahmed, Kürt Halk Önderi Öcalan’ın özgürlük, eşitlik ve barış içinde bir arada yaşama vizyonunun, Kürt meselesini Ortadoğu’nun en önemli meselelerinden biri haline getirdiğini belirtti. 26 yıllık tecride dikkat çeken Ahmed, bu tecridin onun davasının dürüstlüğünün kanıtı olduğunu ifade etti ve düşüncelerinin dünya çapında özgürlük ve barış çağrısı olarak yankılandığını ekledi.

Kuzey ve Doğu Suriye Ermeni Toplum Konseyi’nden Anahid Kasabian, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın felsefesinin çoğulculuk ve adalet temelinde toplumları yeniden tanımladığını vurguladı. Ermeni halkının sessizlik ve inkarla dolu tarihine atıfta bulunan Kasabian, “Bize gerçek gücün silahlardan değil de kavramları değiştirme yeteneğinden geldiğini ve direnişin özeleştiriyle başlamadığı sürece başarılı olamayacağını ve adaletin, insan özgürlüğü olarak anlaşıldığında, kırılmaz bir devrimci eyleme dönüştüğünü öğrettiniz. Kuzey ve Doğu Suriye’de demokratik bir Ermeni toplumu inşa ediyoruz” dedi. Barış çağrısına da değinen Kasabian, mektubunda şu sözlere yer verdi: “Son barış bildiriniz bir geri çekilme değil, mücadelenin nefret anlamına gelmediğini ve dürüstçe düşünüldüğünde ölümden yaşamaya giden bir yol açtığını belirten ahlaki bir bildiridir. Bu nedenle kendimizi anlamsal müttefikler, değer ortakları, katliamların anılarından kadınlar ve erkekler olarak görüyoruz. Size şunu söylüyoruz: Yalnız değilsiniz.” HABER MERKEZİ