Yeni Ülke gazetesinin öyküsü

Toplum/Yaşam Haberleri —

Serhat Bucak

Serhat Bucak

  • Yeni Ülke gazetesi, gerilla ordusunun büyüdüğü, Kürdistan’ın şehir şehir, kasaba kasaba serhildanlara sahne olduğu bir dönemde yayın hayatına başladı. İlk sayıdan itibaren Kürdistan halkı, Yeni Ülke Gazetesi’ne büyük bir ilgi gösterdi.  Manşetleri, haberleri ve köşe yazıları ile gündemi belirliyordu.

FİRAZ BARAN/BREMEN

20 Ekim 1990, Kürt basını açısından önemli bir gün. O gün haftalık Yeni Ülke gazetesi yayın hayatına başladı. Toplam 2,5 yıl yayın yapan, 20 Nisan 1993'te yayınına son veren Yeni Ülke, günlük Kürt gazetesine geçişin de koşullarını yarattı. Gazetenin İmtiyaz Sahibi Serhat Bucak ile o yılları konuştuk. 

Yeni Ülke'nin merkezinin İstanbul Cağaloğlu'nda olduğunu ve kısa süre içinde Kürdistan'da örgütlendiğini belirten Bucak, “Amed, Cizîr, Wan, Bedlîs, Riha, Êlih, Colemêrg, Gercüş, Tatwan ve Muş'ta bürolarımızı kurduk” diyor.

Mimarı basın şehitleri

Peki, gazetenin muhabir, editör ve yazarları kimlerdi? Serhat Bucak, "Yeni Ülke'nin toplam 150 muhabir, editör ve yazarı vardı. Apê Musa, Cengiz Altun, Hafız Akdemir, Hüseyin Deniz, Kemal Kılıç, Burhan Karadeniz, Mehmet Şenol gibi basın şehitleri Yeni Ülke'nin yazarı ve muhabirleriydi” diye belirtiyor. Yeni Ülke'nin ilk Genel Yayın Yönetmeni Günay Aslan'dır. Gazetenin 16. sayısından sonra ise bu görevi Hüseyin Aykol devralır. 

Trajı 52 bindi

Yeni Ülke’nin Kürdistan’da büyük bir ilgiyle karşılandığını ifade eden Bucak, “İlk sayıdan itibaren Kürdistan halkı gazeteye büyük bir ilgi gösterdi. Yeni Ülke, 1991'de Avrupa'da da yayınlanmaya başlandı ve o yılın sonunda gazetenin tirajı Avrupa baskısıya birlikte 52 bine yükseldi. Baskı, sansür, tehdit ve dağıtımdaki engellemeler olmasa Kürdistan'da çok daha yüksek bir tirajımız olurdu” diyor. 

Serhat Bucak/1996-Avukatlık yaptığı yıllar

Serhildanlarını yazdı

"Yeni Ülke gazetesi ilk sayıdan itibaren gündeme bomba gibi düştü” diyen Bucak ilginin nedenini de şöyle özetliyor: “Gazete, Türk devletinin Kürdistan halkına yaptığı baskıları, işkenceleri yazdı. Köy boşaltmaları, faili belli cinayetleri sütunlarından dünyaya duyurdu. Kürdistan gerillasının yürüttüğü kurtuluş mücadelesini, gelişen halk serhildanlarını yazdı."

70 sayıya toplatma

Türk devletinin Yeni Ülke'yi sürekli hedef haline getirdiğini, hukuki olarak da baskı altına aldığını belirten Bucak şöyle devam ediyor: "Yeni Ülke'nin her manşeti, haberi, köşe yazısı Türk devletini deşifre ediyor, halka bilgi ve moral veriyordu. Bu nedenle her sayı hakkında devletin savcıları dava açtı. Mesela 70 sayımız hakkında toplatma kararı verdiler. Ancak gazete kendisini iyi örgütlemişti. Toplatma kararı verilmeden bir şekilde gazete matbaadan kurtarılıp okurlara ulaştırıldı. Bir gönüllüler ordusuyla hazırlanan ve çıkan gazetede çok önemli haberler yayınlandı. Önemli bir hizmet verildi."

Davalar durmadı

Gazeteye çok sayıda dava açıldığını kendisinin de yargılandığını söyleyen Serhat Bucak, “Yeni Ülke gazetesinin Yazı İşleri Müdürleri Özkan Kılıç, Yusuf Cacım (eşi Münevver Hanım da bizim muhabirimizdi) ve Bülent Aydınoğlu gazetenin yazı işleri müdürlüğünü yaptılar. Üç yazı işleri müdürümüz ve Münevver hanım hakkında da davalar açıldı. Ben de onlarla birlikte yargılandım” diye belirtiyor. 

Cengiz’in kalemi yerde kalmadı

Sürekli muhabirlerin gözaltına alındığını, tehdit edildiğini, yazıların ve hatta bazen sayfaların dahi sansüre uğradığını anlatan Serhat Bucak, devlet şiddetinin 1992 yılı başında daha da yükseldiğini ifade ediyor. Batman muhabiri Cengiz Altun'u 24 Şubat günü şehit verdiklerini hatırlatarak şöyle devam ediyor:

"Cengiz Altun arkadaşımız, Hizbi Kontra'nın Amed'de, Çevik Kuvvet'te eğitildiğini yazdı. Bu haber üzerine Cengiz'i şehit ettiler. Halkımız bizi yalnız bırakmadı. Cengiz'in cenaze törenine 40 bin insan katıldı. O zaman Hafız Akdemir bir yazı yazdı. 'Cengiz'in kalemi yerde kalmayacak' dedi. Bu, Kürt gazetecilerinin ölümden korkmadığının, şehitlerine ve Kürdistan halkına bağlı olduğunun, gerçekleri yazmaya devam edeceklerinin mesajıydı. Tüm arkadaşlarımız gerçekleri yazmaya devam ettiler ve Cengiz'in kalemini yerde bırakmadılar."

Haftalık gazete yetersiz kaldı

O dönem Türkiye ve Bakûrê Kurdistan'da basın ikiye ayrılmıştı. Bir tarafta devletin yaptıklarını savunan yüzlerce günlük ve haftalık Türk gazetesi, diğer tarafta Kürtlerin milli ve kültürel haklarını savunan, devletin işlediği suçları deşifre eden Yeni Ülke gazetesi vardı. O dönem ulusal kurtuluş mücadelesi de yükselişteydi. Gerilla ordusu büyüyor, Kürdistan şehir şehir, kasaba kasaba serhildanlara sahne oluyordu.

Aynı kadro Özgür Gündem’i çıkardı

Artık günlük bir gazeteye ihtiyaç vardı ve 30 Mayıs 1992 günü günlük Özgür Gündem gazetesi yayın hayatına başladı. Serhat Bucak, o süreci de şöyle anlatıyor: "Yeni Ülke gazetesi, 1992 ortalarına geldiğimizde Türkiye ve Bakûrê Kurdistan'da özgür Kürt basınını yaratmıştı. Gerçekleri yazan ve  korkmayan basını... Ayrıca gazete kendini iyi örgütlemişti. Günlük Özgür Gündem gazetesini Yeni Ülke'nin kadroları çıkardı. Özgür Gündem yayın hayatına başladığı zaman 150 muhabirimiz, bürolarımız ve tüm teknik ekipmanlarımız günlük için de çalışmaya başladı. Aynı kadro hem haftalık Yeni Ülke'yi hem de Özgür Gündem'i çıkarmaya devam etti. 20 Nisan 1993'te Yeni Ülke yayın hayatına son verdi. Yola günlük gazeteyle devam edildi."

Özgür basının mihenk taşları

Serhat Bucak, Özgür Gündem yayın hayatına başladıktan bir hafta sonra devletin  gazetenin en önemli muhabirlerinden Hafız Akdemir'i (8 Haziran 1992) katlettiğini belirtiyor. Bucak, "Hafız'dan sonra Burhan Karadeniz'i 5 Ağustos 1992'de vurdular. Burhan ağır yaralandı ve tekerlekli sandalyeye mahkum oldu. Hüseyin Deniz 9 Ağustos 1992'de, Apê Musa 20 Eylül 1992'de vuruldu ve şehit edildiler.  Onlar hem Yeni Ülke'de hem de Özgür Gündem'de yazıyordu. Şehitlerimiz bugünkü özgür basının mihenk taşlarıdır. Onlar halkımızın kalbinde yaşıyor” diyor.

“Yeni Ülke sürecinde emek verenler özgür basının yaratılmasında rol oynadılar” diyen Bucak, “Şehitlerimizi saygıyla anıyorum. Ceza alan, emek veren tüm arkadaşlarımızı sevgiyle selamlıyorum. Kürdistan halkı onları ve verdikleri mücadeleyi unutmayacak. O mücadele gelecekte de özgür Kürt basınının bayrağı olacaktır” diyerek konuşmasını sonlandırıyor.

paylaş

İlginizi çekebilir

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.