Yüzyıllık Cumhuriyetin ‘ötekisi’ olan Aleviler-2

Dosya Haberleri —

FOTO: ADEM ALTAN/AFP

FOTO: ADEM ALTAN/AFP

  • Aleviler, Türkçü-İslami anlayışın sahte ilerici, laik, çağdaş söylemleri ile İslami-Türkçü anlayışın dışında, kendi hakikatlerini esas almalılar. Alevilerin son yüzyılda yaşadıkları cumhuriyet rejiminin çağdaş, laik, demokrat, ilerici şeklinde kendisini tanımlayan tekçi zihniyetten kaynaklandığını bilmeleri gerekiyor. 

ZEYNEL KETE

Cumhuriyetin yeni toplumsal modeli etnik ve inanç bakımından istisnalarla karşı karşıya idi. Bu bakımdan Koçgiri ve Dersim önemli bir noktaydı. Reya Heq Kürt Alevi inancının toplumsal hafızası, hakikat ve özgürlük arayışı bu mekanlarda devriye halindeydi. Bölge adeta açık hava akademisi durumundaydı. Dersim merkezli Reya Heq Kürt Alevi inancının etnik yapısı, inancı, dili, tekçi anlayışa dayalı ulus yaratma projesine uyumuyordu. Terbiye edilmeliydi! Bu vahşi insanlar temdin (medenileştirme) politikalarına tabi tutulmalıydı. Ne pahasına olursa olsun bir ulus yaratılmalıydı cumhuriyetin demokrasi ile bütünleşmesini isteyen bütün ötekiler hizaya getirilmeliydi. Eğer ulus yoksa, yaratılmalıydı, devlet eliyle ulus yaratılmalıydı. Yeni bir ulus yaratma politikaları aslında İttihat Terakki'den beri yürürlükteydi. Farklılıklar katliama uğratılmadan, tekleştirilmeden demokratik yöntemlerle de pekala bir ulus inşa edilebilinirdi. İttihat Terakki ile cumhuriyetin faklı inanç ve azınlıklara yönelik anlayışı ortaktı. Etno-dinsel arındırma, toplumsal mühendislik projeleri oluşturulmuş, raporlar yazılmış, üniversitelerde tezler hazırlanmıştı. Binlerce yıllık bir etnik yapının, inancın nasıl yok edileceğine yönelik akademik çalışmaların yapılması sosyal bilimler açısından bir utançtır. Bu tezleri birçok araştırmacı (7 T) şeklinde formüle etmiştir. 

1-Te'dip (Edeplendirme - hizaya getirme) 

2-Tenkil (Cezalandırma 

3-Taktil (Katletme) 

4-Tehcir (Göçertme) 

5-Temsil (Asimile etme) 

6-Temdin (Medenileştirme) 

7-Tasfiye (ortadan kaldırma) 

Hazırlanan etno-kültürel raporlarla toplum kırımın her türlüsü denendi. 

 

Reya Heq inancında ocak sistemi

Rıza toplumu sürekleri binlerce yıldır ocak sistemi ile varlığını devam ettirmiştir. Birey, toplum ve doğanın yaşamı ile ilgili kararlar ocak sisteminde, cemlerde tartışılır, planlanır, kararlaşılır, uygulanır. Cem erkanı bir nevi "tartışmada sınırsız özgürlük, uygulamada birlik" ilkesinin uygulandığı erkandır. En demokratik yöntemdir. Devlete, iktidara, egemen akla ihtiyaç duyulmayan ahlaki ve politik bir yöntemdir. Edep - erkan yöntemidir, komünün sorun giderme yöntemidir. Ocak sistemine değinmemizdeki amaç, tekçi anlayışın Dersim’e ve Reya Heq Alevi süreklerini neden hedef aldığını bilince çıkarmaktır. Güneşin altındaki cümle can hiç kimsenin malı değildir, Hakkın görünür olduğu mekanıdır. Demokrasi yoksunu bir cumhuriyet rejimine karşı ocak sistemi demokratik yollarla sorun çözme yöntemidir. Bu toplumsal beyin, hafıza merkezi, stargah, zanîngah dağıtılırsa toplum, kolaylıkla baskı altına alınır, sevk ve idare edilir, kültürel soykırıma uğratılırdı. 

Bir inanç sistemini diğer inançlardan ayıran temel bazı, özellikler vardır. Yaratılış mitolojisi, evren algılayışı, tarihi kaynakları, ritüelleri sembol ve simgeleri. Reya Heq Kürt Alevi inancında yaratılış değil varoluş esastır. Daha yer ile gök yaratılmadan kandilde yanan Nur kadını temsil eder. Kadın kubbe-i rahmandır ve kainatla özdeştir, bütün kainatın oluşum şifresi kadında mevcuttur. Kadın, mürşid-i kamilullah'tır varoluş kapısıdır, xweza'dır. Kendini doğuran var edendir dişil karakterdir doğurandır. Her can ana karnında bu varoluş deryasında kendisinden önce canlılığın yaşadığı bütün evreleri yaşar. Bu yönüyle erkek egemen anlayışı temsil eden inançlardan farklıdır kadın özgürlükçüdür yaratılmaya çalışılan ulus-devlet anlayışının düşüncesine, inancına karşıdır, örtüşmemektedir. Ulus-devlet denetimindeki İslam anlayışı aynı zamanda eril bir anlayıştır, tahakküm aracıdır. Bu çerçevede Dersim inanç bakımından bir çıban başıdır. 

Reya Heq inancında evren anlayışı ikrarlı ilişkidir. Evren, sonsuz çeşitlik içerisinde birliği yaşamaktadır. Evrendeki her zerre diğer parça ile simbiyotik ve holistik ilişki içindedir. Yani karşılıklı olarak birbirlerini yok etmeden birbirlerini var eden, birbirleriyle varoluş ilişkisi içerisindedirler, biri olmadan öteki olmaz. Hava, su, ateş ve toprak birbirlerine ikrar vererek evrende uyumlu bir şekilde birbirlerini var ederek hareket halindedirler. Bu yönüyle ekolojik bir modeldir ve doğal toplum özelliklerini kendi içinde barındırmaktadır. Bu bakımdan ulus-devlet anlayışının hukuk anlayışına da uymaz.

Toplumsal yapılanma ve ocak, Reya Heq Alevi inancında bir toplumsal örgütleme formudur. Her yerleşim birimi, her aşiret bir ocağa bağlı olup onun etrafında şekillenir. Ocak sistemi devlete rağmen varlığını, birliğini, dirliğini devam ettiren klan örgütlenme formunun zihnidir, hafızadır. Genelde Alevi halklar, özelde Reya Heq Kürt Alevi inancındaki her can doğal toplum özelliklerini yaşar ve yaşatır. Dersim'de insanlar ya yaşadıkları mekan, ya aşiretleri ya da ocaklarının ismiyle tanınırlar. Ocak adeta topluluğun soy ismi gibidir. Neolitik kültürün birçok özelliği ana kadın üzerinden ocak kültüründe canlılığını bu günlere kadar taşımıştır. Bunca baskı, zulüm, sürgün, soykırıma rağmen toplum ocak kültürü ile bir arada yaşamış, muxannete muhtaç olmamıştır. Bu hakikat bilindiğinden dolayı Alevi süreklerinin dergahları, ocakları, zanîngehleri kapatılmış, yolun hafızası olan, canlı kaynak durumunda olan Pirler her türlü zulme uğramıştır. Ocak merkezli bir sevk, idare ve yaşam devam ettirilir. Ocak örgütleme modelinde ezen-ezilen, alt-üst, yöneten-yönetilen ilişkisini kabul etmez; "El Ele El Hakka" ilkesi kabul edilir. Ocak sistemi aynı zamanda beslenme, barınma, üreme ve savunma merkezlidir. Ocak sisteminde günlük ihtiyaçlar demokratik şekilde karşılanırdı. Demokrasi fikrinin klanlardan başlayarak primitif şeklidir, ocak sistemi toplumsal beyindir. Ocak sisteminde temsili demokrasi değil doğrudan demokrasi vardır. Çoluk çocuk, yaşlı genç, kadın erkek, eşit haklara sahiptir. Pir, Mürşit, Rayber de yaptıklarından sorumludur. Toplumun yaşamı ile ilgili kararlar ocak sisteminde, cemlerde tartışılır, planlanır, kararlaşılır, uygulanır en devrimci yöntemdir. Devlete, iktidara, egemenliğe ihtiyaç duymayan bir yöntemdir. Komünün sorun giderme yöntemidir. Ulus-devlet anlayışının bu inancı neden hedef aldığı daha iyi anlaşılmaktadır. Güneşin altındaki her şey hiç kimsenin malı değildir, herkesindir. Felsefi derinliğe sahip bir inanç elbetteki tekçi ziyneti zorlayacaktı. Demokrasiden yoksun bir cumhuriyete karşı ocak sistemi, komünün sorun çözme yöntemidir. Bu yönüyle Reya Heq inancının mensupları ahlaki ve politiktirler. Bu yaşam tarzı İç Batı Toroslar’da, Dersim’in çevresindeki illerde mensupları tarafından içselleştirilmiştir, bu inancın sertleşmesi Dersim'dir. Dersimli bir ana kadın katliamı anlatırken "Taş olsaydım çatlardım, toprak oldum, içime attım" demektedir. Dersim’de ateş su ile söndürülmez suyun da bir canı olduğuna ve ateşe dökülünce canının yanacağı düşünülür. İşte suyun bile canını, hakkını, hatırını gözeten bu kadim coğrafya baştan sona kurduyla kuşuyla ateşe verildi. 

 

Alevilerin sorumluluklarına dair birkaç söz 

Paradigma kavramı "evreni algılama yöntemimizden her davranışımızın - farkında olalım olmayalım - hangi ideolojiye hizmet ettiğine kadar yaşamı bir bütün belirleyen bakış açısıdır" Alevi toplumsal hafızasında ki "Rıza toplumu paradigması" bu manada önemlidir. Rıza toplumu devlete rağmen varlığını devam ettiren toplumları tanımlar. Devlet dışı kalmış ya da devlete rağmen varlığını devam ettiren toplumların zihinsel yapılanmasını ifade eder. Ayrıca “Kırklar Meclisi" tanımlaması Alevi süreklerinin birey, toplum ve doğa ile kuracağı ilişkinin yöntemini belirlemektir. “Kırklar Meclisi" komünal kültürün ifadesidir. Ruhsal, zihinsel ve bedensel olarak örgütlenmek, ikrarlaşmak, eşit ve özgür bir temelde varlık göstermektir. İktidara bulaşmayanların veya hakikat ve özgürlük arayışında olanların komün gücüdür “Kırklar Meclisi". Bu meclisin temelinde "arsıza, hırsıza, nursuza, pirsize düş olmamaktır. Arsız, hırsız, nursuz anlayış nahak zihniyet eksenli anlayıştır. Halkın irade gücü olduğu, bütün farklılıkların Hakkın varlığının delili olduğu komünün irade gücüdür. Doğrudan katılım ve doğrudan demokrasi bu meclisin temelini oluşturmaktadır. Bu mecliste biat etme, tahakküm kurma, cins ayrımı yapma yerine çokluğun ikrarlı birliğin, uzlaşının, birbirini tamamlamanın, ortak iradeyi esas alan demokratik siyasetin birçok özelliği mevcuttur. Rıza toplumu paradigması binlerce yıllık baskılara rağmen hala hakikat ve özgürlük arayışını devriye ediyorsa bunu Dar-Didar kültürüne bağlıdır. Dar-Didar (Eleştiri - özeleştiri)’nin temeli sorunların sonuçları üzerinden değil nedenleri üzerinden durur. Dar-Didar aynı zamanda politik tutum belirlemektir. "Hakikat nerede kaybolduysa orada aranmalıdır" kelamı Dar-Didar için birebir uyuşmaktadır. Dar-Didar da ezel ve ebet anda birleşir. Geçmiş bilinmeden, bilince çıkarılmadan, hesaplaşılmadan yeni inşa sürecine girilmez. 

Alevi sürekleri cumhuriyetin ilk yüzyılında yaşadıkları ile Dar-Didar olmaları, kendilerine özgür bir yaşamın yolunu da açacaktır. Kabul ve red ölçülerini sistemin "iyisi-kötüsü" dualizminden kurtarmalılar. "Aslolan yoldur, her can yola taliptir" kelamı aynı zamanda özgürlük arayışını ifade eder. Rıza yolu, özgürlük yoludur. Aleviler, Türkçü-İslami anlayışın sahte ilerici, laik, çağdaş söylemleri ile İslami-Türkçü anlayışın dışında, kendi hakikatlerini esas almalılar. Alevilerin son yüzyılda yaşadıkları cumhuriyet rejiminin çağdaş, laik, demokrat, ilerici şeklinde kendisini tanımlayan tekçi zihniyetten kaynaklandığını bilmeleri gerekiyor. An geleceğin yükünü taşıyor. Eğer geçmiş radikal bir eleştiriye tabi tutulmazsa geleceğin yükü daha da ağır olur. 

Cumhuriyetin ikinci yüzyılına girerken Alevilere yönelik asimilasyon politikalarını derinlikli bir şekilde bilince çıkarmak gerekiyor. Geçmişte yapılan ve günümüze kadar devam eden bu zulüm partiler üstü politikalar olup hikmet-i hükümetin aklıdır. Günümüzde Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı, ocak sistemine muhalif, kültürel direniş damarını yok etmeye yönelik, Aleviliği devletleştirmeyi, hakikatinden uzaklaştırmayı hedefleyen bir asimilasyon projesidir. Aleviliği, Türk Müslümanlığının alt kültürü olarak tanımlayan bir anlayıştır. Zamanında Hacı Bektaş Veli Tekkesi’ne Balım Sultan'ın kayyum olarak atanması siyasetinin günümüze devriye edilmiş halidir. Yöntemler, araçlar, aktörler, farklı olabilir ama amaç aynıdır, muhalif kültürel direniş damarını etkisiz hale getirmektir. Dersim'in filozoflarında, Reya Heq kültürü ile en üst düzeyde ikrarlaşan, zulme uğrayan Sey Qajî bu hakikati açık, net, anlaşılır bir şekilde özetlenmiştir:

 

Dewrê Tanjîmatî

Dewrê Huratî

Dewrê Cumratî

Pêro kî mi dî

Bara ma rê bî tertele û afatî!

 

Sey Qajî (1860-1936)

 

Türkçesi: 

Tanzimat devri

Hürriyet devri

Cumhuriyet devri

Hepsini de gördüm: 

Payımıza düşen katliam ve felaketti!

 

Kendini tekçilik üzerinde inşa eden hiçbir ideoloji hakikat olamaz. 

En zor şartlarda bile ikrarında dönmeyen, hakikat ve özgürlük arayışında Hakka yürüyen canların anılarının önünde darda olduğumu belirtirim. 

Gerçeğe Hû!

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.