'Bomba çuvalı'ndan 'rapor' çıktı

Mehmet Serhat Polatsoy
- "Bomba çuvalı" gerekçesiyle tutuklanan Mehmet Serhat Polatsoy'a verilen 7 yıl 6 ay hapis cezasına, tutuklu olduğu dönemde dışarıda bir kişi üzerinde yakalanan dijital "rapor" gerekçe gösterildi.
Riha'nın Pirsûs (Suruç) ilçesine bağlı Şevran Mahallesi yolunda 30 Nisan 2013'te bulunduğu iddia edilen “bomba çuvalı" gerekçe gösterilerek Mehmet Serhat Polatsoy, Doğan Sayin, Mehmet Ekrem Polatsoy, Şahin Tanrıkulu, Ahmet Geçgel, Müslüm Halhallı ve Ayhan Oruç hakkında dava açılmıştı. 7 kişiye "Devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak", “Örgüt üyesi olmak”, “Tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurmak” ve “Örgüt propagandası yapmak” suçlamaları yöneltilirken, Mayıs 2022’de dava karara bağlandı. Urfa 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Mehmet Serhat Polatsoy’a “Örgüt üyeliği" iddiasından 7 yıl 6 ay, “Tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma" iddiasında 5 yıl 6 ay 20 gün hapis ve 25 bin TL para cezası verdi. Polatsoy, diğer iki maddeden beraat etti.
Mahkeme, Mustafa Ekrem Polatsoy, Doğan Sayin, Şahin Tanrıkulu ve Müslüm Halhallı hakkında “Örgüte silah sağlama” iddiasıyla 15'er yıl hapis cezası verdi. Aynı suçlamayla yargılanan Ahmet Geçgel ve Ayhan Oruç beraat etti. Antep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi, yargılanan isimlerin avukatlarının yaptığı başvuruyu 12 Aralık 2022’de reddetti. Dosya avukatları, bunun üzerine kararı Yargıtay'a taşıdı. Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Mehmet Serhat Polatsoy'a “Tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma” iddiasından verilen cezayı bozdu. Yargıtay, diğer maddelerden verilen kararları ise onadı.
Polatsoy'a verilen cezaya, tutuklu olduğu dönemde dışarıda bir kişi üzerinde çıkan USB bellek içindeki dijital belge gerekçe gösterildi. Dijital belgedeki yazı, Polatsoy'un "özeleştiri raporu" olarak kabul edilerek, cezaya gerekçe yapıldı.
Gizli ve açık tanık
Yargıtay kararını MA'dan Emrullah Acar'a değerlendiren Polatsoy, hakkında ifade veren 3 kişinin bulunduğunu hatırlatarak, şunları söyledi: "Biri Midya Necip adlı kişiydi. Diğeri Ayhan Oruç adında düşürülmüş birisiydi. Ayhan benim mahalleden arkadaşımdı. Ayhan, hem kendi açık ismi ile hem de gizli tanık 'Abuzer' kimliğiyle ifade vermişti. İlk duruşmada Ayhan, ‘İddianamede geçen Abuzer kod adlı gizli tanık benim, psikolojim bozuktu. Hem Ayhan hem de 'Abuzer' kod ismi ile verdiğim tüm ifadeler yalan ve yanlıştır. Psikolojik tedavi görüyorum' dedi. Ben Ağustos 2014'te görülen duruşmada tahliye edildim. Yargıtay, Urfa Emniyet Müdürlüğünün komplosunu boşa düşürmüş, teşhir etmişti. Patlayıcılar konusunda komployu bozan Yargıtay, 'örgüt üyeliği' cezasını onadı. Yargıtay, oldukça zorlama bir onama yapmıştı. Gerekçeli kararda 'Cezaevindeyken örgüte yazdığı öz-eleştiri raporu ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında...' deniliyor."
Somut delil yok
Polatsoy, cezaya gerekçe yapılan USB belleğindeki "özeleştiri raporuna" işaret ederek, "Ben cezaevinde bir rapor yazıyormuşum ve bu rapor bir yol kontrolünde Emniyet güçlerinin eline geçiyormuş. Benim yazdığım böyle bir öz eleştiri yok hiç olmadı. Bir defa delil diye sunulan benim el yazım değil. Bırakalım bunu, delil diye sunulan bir dijital veri. Dijital bir veriden nasıl 'örgüt üyeliği' cezası onaylanıyor? Akıl sır ermiyor. Ben hiçbir örgüte üye değilim. Demokratik konfederalizmin mimarı olan Sayın Abdullah Öcalan'ın kendisi ve düşüncelerine bağlı bir Kürt yurtseveri sosyologum." şeklinde konuştu. RIHA