10 Ocak’a tutuklamayla girildi

  • Basın Özgürlüğü sıralamasında 180 ülke arasında 154. sırada olan Türkiye, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ne gazeteci Mehmet Aslan’ı da tutuklayarak girdi.

Medyanın büyük oranda satın/teslim alındığı Türkiye’de biat etmeyenler ise tehdit, saldırı, hapis, gasp ve ekonomik kuşatmayla karşı karşıya. 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ne de Mezopotamya Ajansı muhabiri Mehmet Aslan’ı rehin alarak giren Türkiye’de, AKP iktidarı döneminde en az 808 gazeteci tutuklandı, sadece geçen yıl en az 87 gazeteci cezaevine atıldı.

Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında 5 Ocak’ta İstanbul’da bulunan evine yapılan baskınla gözaltına alınarak, aynı gün Antalya’ya getirilen MA muhabiri Mehmet Aslan, dört gün sonra savcılığa çıkarıldı. Savcılıkta ifadesi alınan Aslan, üzerine atılı suçlamaları reddetti. Suçlama konusu yapılan görüşmelerin haber kaynaklarıyla gazetecilik faaliyetleri kapsamında olduğunu belirten Aslan, "Gazetecilik mesleğini icra etmek için 20 yıldır eğitim alıyorum. Yaklaşık iki yıldır bu mesleği icra ediyorum. Mezopotamya Ajansı’nda çalışıyorum. Hiçbir yasa dışı oluşuma katılmış değilim. Herhangi bir bağım bulunmamaktadır. Hakkımdaki tespitler tamamen gazetecilik kimliğimle yaptığım faaliyetlere ilişkindir. Örgütün talimatıyla bunları yapmadım. Bu hususta herhangi delil de bulunmamaktadır. Suçlamaları kabul etmiyorum” dedi. 

Aslan'ın avukatı İslam Aslan, müvekkilinin gazeteci olduğunu, haber değeri taşıyan olaylarla ilgili bilgi toplayıp çalıştığı ajansa ve yayın kuruluşlarına ilettiğini ifade ederek, serbest bırakılmasını istedi.

Aslan, alınan ifadesinin ardından "örgüt üyesi olmak" iddiasıyla tutuklama talebiyle Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edildi. Mahkeme, “kuvvetli suç varlığını gösteren somut delillerin bulunduğu, şüphelinin kaçma ve delilleri karartma girişiminde bulunacağı” gerekçesiyle Aslan’ın, “örgüt üyeliğinden” tutuklanmasına karar verdi.  

Aslan, adliye çıkışında gazetecilik faaliyetlerinden dolayı tutuklandığını belirterek, “Hakikatin peşinden koşmaya devam edeceğiz” dedi. Aslan, Antalya L Tipi Kapalı Cezaevi'ne götürüldü.

92 gazeteci cezaevinde

Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ne Aslan’ın tutuklanmasıyla girildiğini belirttiği yazılı açıklamasında, “Aslında bu açıklamamızla Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutlamamız gerekirken, bizler gazeteci arkadaşımızın tutuklanmasını kınamak zorunda kalıyoruz” dedi.

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nde 92 gazetecinin cezaevlerinde olduğu belirtilen açıklamada, “İktidarın antidemokratik uygulamalarının bir yansıması olarak gazetecilere yönelik baskı her geçen gün katmerleşerek büyüyor. Devlet yetkilileri ve görevlilerinin faili olduğu hak ihlallerini, iktidara yönelik eleştirel haberleri yaptıkları için gazeteciler gözaltına alınıyor, haklarında davalar açılıyor ve tutuklanıyorlar. 2016’da ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) ile birlikte yüzlerce basın kurumu kapatıldı. Bugün ise iktidar tarafından alternatif yayın yapan tüm mecraların çalışmaları Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ile Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından engellenmeye çalışılıyor. Kanalların ekranları karartılıyor, internet sitelerine ve haberlere erişim engelleri getiriliyor. Bu saldırılarla hem gazetecilerin önüne set çekilmek isteniyor, hem de halkın gerçek bilgilere ulaşması engellenmek isteniyor” denildi.

Basın özgürlüğü ayaklar altında 

Basın özgürlüğünün ayaklar altına alındığı bu dönemin şartlarına rağmen hala gerçekleri yazan basın emekçilerinin olduğuna vurgu yapılan açıklamada, şunlar kaydedildi: “Tarih boyunca Türkiye’de basın hiç özgür olamadı belki ama bu son süreçte basın özgürlüğü resmen ayaklar altına alındı. Tüm bu yaşananları bir arada değerlendirdiğimiz zaman aslında nasıl korkunç bir tabloyla karşı karşıya olduğumuzu daha net görebilmekteyiz. Ancak bedeli ne olursa olsun hakikati gün yüzüne çıkarmak için mücadele eden gazeteciler bu haksızlıklar karşısında dimdik ayakta duruyor. Zora ve baskılara karşı kalemini kullanan gazeteciler ve tüm bu baskılara rağmen halen gerçekleri yazma cesareti gösteren basın emekçilerinin bulunması umudu büyütüyor.”

Baskı, tehdit ve soruşturma

İnsan Hakları Derneği (İHD) de10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’ne ilişkin yazılı açıklama yayınladı. Yapılan açıklamada basın özgürlüğüne, ifade özgürlüğüne ve çalışan ya da işsiz bırakılmış tüm gazetecilere yönelik baskılara son verilmesi çağrısında bulunuldu. Halkın gerçekleri öğrenmesinin teminatı olan basın özgürlüğünün demokrasinin olmazsa olmazı olarak tanımlandığı anımsatılan açıklamada, “Türkiye'de gazeteciler, güvencesiz çalışma koşulları nedeniyle işsizlik, ekonomik zorluklar ve bunun yanında yazıları ve yaptıkları haberler nedeniyle sansür, baskı, tehdit, soruşturma, ceza ve tutuklama kıskacında yaşamaya zorlanıyorlar ve işlerini yapmaları engelleniyor” denildi.

Temel sorunlar

 Açıklamanın devamında Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) ve Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın (TGS) hazırladığı gazetecilerin temel sorunları şu şekilde sıralandı: 

*   Türkiye, Basın Özgürlüğü sıralamasında 180 ülke arasında 154’üncü sırada.

*    Yaklaşık 67 gazeteci (DFG’ye göre 92 oldu) gazetecilik faaliyetleri nedeniyle hapiste.

*   Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın açıkladığı Temmuz 2020 istatistiklerine göre ‘Basın, yayın ve gazetecilik’ iş kolundaki toplam kayıtlı çalışan sayısı 86 bin 505; basın yayın ve gazetecilik iş kolundaki toplam sendikalaşma oranı ise sadece yüzde 7,87’dir.

*   Basın sektöründeki işsizlik genel işsizlik ortalamasının yaklaşık iki katı ve sendikasız ve güvencesiz çalışma oranı yüzde 90 civarında.

*    Son yıllarda dile getirilen aktif basın ve medya organlarının yüzde 96’ya yakınının iktidar tarafından kontrol altında tutulduğu tespiti, sosyal medyayı baskı altına alan yasanın çıkarılması ile basın ve ifade özgürlüğü aleyhine aşılmış oldu.

*    Küresel salgın da tüm çalışanları olduğu gibi basın emekçilerini olumsuz etkiledi ve çalışma haklarında büyük hak gasplarına neden oldu.

İHD, Musa Anter'den Ferhat Tepe'ye, Metin Göktepe'den Hrant Dink'e, katledilen/kaybedilen tüm gazetecileri anarken tüm zorluklarına rağmen otoriteye biat etmeden özgür basın faaliyeti sürdürmeye gayret eden gazetecilerin ‘Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutladı.

18 yılda 808 gazeteci tutuklandı

İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise “Suç: Gazetecilik” başlığıyla açıkladığı raporda, AKP iktidarı döneminde 12 Eylül darbesiyle başlayan “Muhalif olmasına bile gerek yok, gerçeği yazıyorsa, koşulsuz bizden değilse teröristtir” anlayışının devam ettiğini vurguladı. “AKP Hükümeti’nin gözünde, Saray’a biat etmeyen, her durumda ve koşulda pembe tablolar çizmeyen gazetecilerin ‘suçlu’ veya ‘terörist’ sayıldığı 21. yüzyılda 10 Ocak Gazeteciler Günü kutlanıyor” ifadelerine yer verilen raporda, 2020’de en az 59 yazar ve gazetecinin hapis ya da para cezasına mahkum edildiği aktarıldı. Raporda, “RTÜK, yandaş televizyon kanalları hakkındaki şikayetleri incelemeye bile almadı. Basın İlan Kurumu, Evrensel, BirGün, Cumhuriyet gazetelerine birçok kez ilan kesme cezası verdi. Gazetecilere fiili ya da sanal saldırılar artıyor.”

*   2020 Düşünceyi İfade Özgürlüğü” kapsamında yaşanan hak ihlallerine de yer verilen raporda, bu kapsamda en az 27 gazetecinin tutuklandığı belirtilirken, hakkında dava/soruşturma açılan gazeteci sayısı ise en az 74 olarak aktarıldı. Yine rapora göre, gözaltına alınan gazeteci sayısı en az 90 iken, en az 21 gazeteci saldırıya maruz kaldı. Sosyal medya paylaşımları nedeniyle hakkında dava/soruşturma açılan gazeteci sayısı 187 olarak kaydedilirken, düşünceyi ifade nedeniyle mahkum olan gazeteci sayısı 30 olarak belirtildi.

Raporda, AKP’nin iktidara geldiği 2002’den 2020 sonuna kadar en az 808 gazetecinin tutuklandığına yer verildi.

TGS’ye göre temel sorunlar

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) da yıl içinde yaptığı görüşmeler ve sahada elde ettiği veriler ışığında, iktidarın doğrudan baskı, tehdit ve rehin alma siyasetinin yanı sıra temel sorunları şu şekilde sıraladı.

*    Kısmi çalışma ödeneğine başvurulan işletmelerde çalışan gazetecilerin gelirlerinde yaşanan düşüş,

*    Kısmi çalışma kapsamında olmasına rağmen tam zamanlı çalıştırılmaya devam etme,

*    Ücretsiz izine çıkartma nedeniyle gelirde düşüş,

*   Ücretsiz izne çıkartılmasına rağmen çalıştırılmaya devam etme,

*     İşten çıkarma yasağı nedeniyle işinden memnun olmayan gazetecilerin yaşadığı sorunlar,

*    Ücret ve kıdem tazminatı alacakları konusunda işverenlerle anlaşmazlıklar,

*    Salgınla birlikte evden çalışmaya geçen işletmelerde artan iş yükü,

*   İş sağlığı ve güvenliği önlemlerindeki yetersizlikler,

*   Salgın nedeniyle daralan ekonomik faaliyetler nedeniyle gazetecilerin iş güvencesinde aşınma. Diğer bir deyişle işini kaybetme korkusunun artması,

*  Kayıt dışı çalıştırılma,

l  Farklı iş koluna kayıtlı basın kuruluşlarında istihdamdan dolayı TGS üyesi olamama. n AMED

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.