15 Temmuz, Erdoğan ve Diyarbakır…

Forum Haberleri —

.

.

  • HDP kimseyi öldürmüyor. HDP’nin binlerce yöneticisi ve çalışanı hapislerde. HDP’liler her gün basında, meydanlarda linç ediliyor, düşmanlaştırılıyor.

ZEKİ AKIL

Erdoğan, Diyarbakır’a gelerek Kürtlere düşmanlığını tazeledi. Cumhurbaşkanlığını çok önemsiyor ve bunu herkesin gözüne sokmaya çalışıyor. İtibardan tasarruf olmaz diye saraylara milyarlar döküyor. Ama bir cumhurbaşkanı olarak çok rahatlıkla yalan ve iftiralarını sıralıyor. Ayrıca Müslümanlıktan da dem vurmaktan geri durmuyor. Halbuki İslam’da yalan haramdır ve suç kapsamına girer. Erdoğan’ın dini ve imanı iktidardır, paradır, güçtür. Bunu çok iyi biliyoruz. Deşifre olsa da kendisini halka farklı yansıtmaya devam ediyor.

Erdoğan’ın milyarları bulan bir serveti var. Havuz medyası kuruyor. ABD kara para akladığı için onu kara listeye almış. İran’ın milyar dolarlarını akladı. Suriye’nin petrollerini DAİŞ’ten alarak Türkiye’ye kaçak soktu. Mafya ve suç örgütleriyle iç içe geçti. Boğazına kadar suça ve harama batmış durumda. Erdoğan bu serveti nereden getirdi? Ailesinin mal varlığı yoktu. Belediye başkanı oldu. Sonra milletvekili ve başbakanlık yaptı. Buralardan aldığı maaşlarla milyar dolarları biriktirmesi mümkün değil. O zaman bu serveti nereden peydahladı? Bu servetin kaynağının araştırılması veya açıklanması gerekmiyor mu? Erdoğan’ın oğlu Bilal’ın ne yeteneği ve işi vardı ki gemiler satın alsın? Kısacası basın ve halk artık bunları tartışıyor ve az çok bilgi sahibidir. Ama Erdoğan’ın suç dosyası çok daha kabarıktır. Hesap veremeyeceğini bildiği için iktidar koltuğuna ölümüne yapışmış. Bu uğruda bütün uğursuzlukları imza atacak durumdadır.

Erdoğan ve şürekası şimdi 15 Temmuz darbe girişiminin yıl dönümü nedeniyle bol bol propaganda yapıyorlar. Ancak bu darbeyi Allah’ın bir lütfu olarak ele aldı ve ülkeyi tam bir karanlığa sürüklediler. Diyarbakır halkının gözünün içine baka baka ‘HDP’nin gizli ajandası vardı, onun için çözüm süreci başarısız oldu’, diyor. HDP’nin ne gizli ajandası olacak ki. Ayrıca HDP ateşkesin ve görüşmelerin tarafı değil. Kürt sorununun çözümünü ve barışı isteyen, demokrasi mücadelesi veren bir parti. Orduya, silahlı güçlere kumanda eden Erdoğan’dır. Karşısında da İmralı vardı. HDP sadece kolaylaştırıcı bir rol oynamak ve kamuoyunu hazırlamak için uğraştı. Süreci bozmak için ne bir nedeni ne de gücü vardı. Erdoğan’ın kendisi basın önünde Dolmabahçe mutabakatını kabul etmediğini ve süreci buzdolabına kaldırdığını söylemişti. 

Erdoğan’ın gizli ajandası vardı. Verin 400 milletvekilini rahat edin diyordu. 7 Haziran seçimlerini kaybetti. Gitti Bahçeli’nin kucağına oturdu. Katliamlar ve yalanlarla iktidarda kaldı. 15 Temmuz darbe girişimini de bu ajandasını uygulamak için kullandı. Sonunda Türk işi cumhurbaşkanlığı sistemine geçti ve Türkiye’yi otoriter, faşist bir rejime sürükledi. Halbuki darbe girişimini demokrasinin gelişmesi için kullanabilirdi. Bütün partiler, sivil toplum örgütleri, Kürtler, Aleviler darbeye karşı tutum aldı. Erdoğan bu rüzgarı arkasına alarak radikal biçimde darbelerin temelini ortadan kaldırabilir ve özgürlük alanlarını genişletebilirdi. Ama tersini yaptı. OHAL ilan etti. Yüzbinlerce çalışanı işten attı. Ergenekon ve MHP eksenli ırkçı ve faşist güruhu esas aldı. Savaşı tırmandırdı. Rojava’yı işgal etti, Başûr’a saldırdı. Belediyelere el koydu. Hapishaneleri Kürtler ve muhaliflerle doldurdu. Şimdi de tam bir utanmazlıkla ve Nazi taktikleriyle darbe karşıtıymış gibi tantanalı söylemlerle kutlamalar düzenliyor. Erdoğan demokrasinin düşmanlığını yaptı. Demokrasi adına var olan kırıntıları da ortadan kaldırmak için aralıksız çalışıyor.

Erdoğan gelmiş geçmiş hükümetlerden daha fazla savaşı tırmandırma ve fazla insan öldürmekle övünüyor. Basının karşısına çıkıp Efrîn’de kaç bin Kürt’ü öldürdüğünü iftiharla açıklıyordu. Daha birkaç gün önce 2015’ten bu yana 18 binin üzerinde Kürt’ü öldürdüklerini, etkisiz hale getirdiklerini açıkladılar. Başarılarını ve iftiharlarını ne kadar Kürt’ü öldürdükleriyle ölçüyorlar. Durum bu kadar açıkken nasıl oluyor da HDP’nin gizli ajandası var, diyebiliyor? HDP kimseyi öldürmüyor. HDP’nin binlerce yöneticisi ve çalışanı hapislerde. HDP’liler her gün basında, meydanlarda linç ediliyor, düşmanlaştırılıyor. Ayrıca Bahçeli’nin talimatı ve Erdoğan’ın katılımıyla kapatılması için anayasa mahkemesi harekete geçirilmiş durumda. HDP’nin kapatılmasını halka onaylatmak için barış sürecinin bozucusu olarak lanse edilecek! 

Erdoğan, 15 Temmuz’u ajandasına, hırsına ve iktidarına kurban etti. Süreci çok kötü kullandı. Çözüm sürecini de aynı şekilde suistimal etti. Sonuçta Türkiye büyük ekonomik kayıplara uğradı. On binlerce insan yaşamını yitirdi. Türkiye içerde ve dışarıda ağır sorunlarla karşı karşıya kaldı. Buna rağmen Erdoğan hala ıslah olmamış ve faşist saldırılarını tırmandırıyor. 

Erdoğan’ın teşhir olduğu, halkın desteğini yitirdiği biliniyor. Ancak bu onu durdurmaya yetmez. Doğruları söylemekle de iş bitmez. Faşizmi yenmenin ve durdurmanın yolu örgütlenmeden ve mücadeleden geçer. Erdoğan’ın bir geleceği yok, bu çok açık. Ancak zarar vermeye devam ediyor. Bunu durdurmak ve ülkenin başından defetmek için bütün demokrasi güçlerinin mücadelelerini ortaklaştırmaları ve halkı harekete geçirmeleri gerekiyor.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.