2022 yılına damgasını vuran kadının direnişidir

Tekoşin OZAN Haberleri —

  • Jin Jîyan Azadî kadına özgürlüğünün sloganı olduğu kadar Kürt halkının soykırıma karşı kadın öncülüklü varlık direnişinin de sloganı oldu. ‘Önderliğimizin özgürlüğü kadın özgürlüğüdür.’ diyen kadınların sloganı oldu.
  • Avrupa’nın sahte kadın politikalarına karşı da özgürlük isteyen kadın ve erkekler Jin Jîyan Azadî diye bağırıyor. Jin Jîyan Azadî kadın özgürlük yüzyılının sloganıdır. 

2022 yılının sonuna geldik. Siyasi-askeri, toplumsal olarak çok yoğun bir yıl oldu. Tarihi dönemeçlerde yaşanan hareketlilikler yaşandı, yaşanıyor. Böyle dönemler köklü değişimlere doğru gidildiğine işaret ediyor. Köklü çünkü kadınların belirleyici olduğu gelişmeler toplumsal, siyasal açıdan devrimsel gelişmeler yaratır. En dipten gelen isyan olmadığı kadar savaş, siyaset, direniş, yaşam, eylem alanlarında oldular. Yükselen bir ivmeyle bu durum devam ediyor ve önümüzdeki yılı ve yılları belirleyeceği anlaşılıyor. Kadın özgürlüğünün sistemi temellerinden sarsma gücüne sahip olduğu İran örneğinde olduğu gibi net olarak anlaşılıyor. Bu gerçeği gören ve kadın özgürlüğünden korkan iktidar güçleri kadın katliamında sınır tanımıyorlar. Hegemonyanın bütün karşıt kutupları kadın katliamında buluşuyor. Sakine Cansızlardan sonra Evîn Goyî’yi katleden Türk-Avrupa devlet terörü ile Jîna Amînî’yi katleden İran devlet terörü iki karşıt güç gibi dursalar da kadın düşmanlığında aynı çizgide olduklarını gösterdiler.

İçinden geçtiğimiz kaos sürecinde her ne kadar devletlerarası büyük kriz ve savaşlar yaşanıyor olsa da asıl çelişkinin kadın eksenli toplum ile iktidar güçleri arasında yaşandığı ortaya çıkıyor. Bütün savaşların kazanımları iktidar güçlerine, mağduriyetleri ve kayıpları da halklara ve kadınlara mal oluyor. Ortadoğu merkezli yürüyen Rusya ile Ukrayna savaşı ve pasifikteki gelişmelerle birlikte yayılmaya başlayan 3. Dünya savaşı yeni bir aşamaya girerken sistemsel sürdürülemezlik kadın gerçeğinde deşifre oluyor. ABD-İngiltere ile Rusya-İran arasındaki çelişkinin Ukrayna üzerinde sürdürülmesiyle devam eden savaşın halkların çıkarına olmayan hegemonya savaşları olduğu evrensel kadın direnişiyle açığa çıkıyor. Savaşın bedelini Suriyeli, Kurdistanlı, Ukraynalı kadınlar ve halklar ödüyorsa bu savaşlar kadınlara ve halklara karşı savaşlardır. Tabi bu küresel savaşın merkezi Ortadoğu’dur. Bölge temel çelişkilerin odağı, Kurdistan ise soykırım kıskacında siyasi- askeri çatışmaların meydanıdır.

1998’de uluslararası komplonun yapıldığı dönemle önderliğimiz bu komployla Ortadoğu merkezli bir savaşın başlatılmak istendiğini ve Kürt sorununun temel bir fay hattı olarak kullanılmak istendiğini, kadın öncülüğündeki devrimci halk savaşıyla öz savunmanın geliştirilebileceğini ve böylelikle 21. yy. kadın özgürlük yy. olacağını belirtmişti. Son 20 küsür yıldır yaşadıklarımız bu öngörüyü tüm ayrıntılarıyla doğruladı. Saldırılar kadın ve halk soykırımı düzeyinde yaşanırken, kadın öncülüğünde direniş ise evrensel devrim niteliğinde yükseliyor. Bu gerçeklik 2022 yılında daha görünür oldu.

Önderliğin özgürlüğü ile kadın özgürlüğü arasındaki sıkı bağ da daha iyi anlaşıldı. Önderlik üzerindeki tecrit ağırlaştırıldıkça Kurdistan’dan Latin Amerika’ya, Afganistan’dan Polonya’ya, Ermenistan’dan Ukrayna’ya, Paris’ten İran’a, Türkiye’den Suriye’ye kadın katliamları, tutuklamaları, şiddeti, fiziki ve psikolojik baskıları devlet ve egemen erkek politikası olarak derinleştirildi. Kadın özgürlük paradigmasına karşı erkek egemenlikli paradigmanın saldırıları olarak gelişti. Buna karşılık İmralı’da çıkan Jin Jîyan Azadî paradigması, dört parça Kurdistan’daki kadınların eylemlerinde yükselip, İran’da serhildana, bütün dünyada kadın başkaldırısının evrensel sloganına dönüştü.

Jin; kadının özgür doğasıyla yaşama hakkıdır. Kadın bilincine, kadın kimliğine, kadın ruhuna sahip olma hakkıdır. Jîyan; toplumsal kültürün anacıl, ahlaki-politik gerçeğini bütün çeşitlilikleri, özgün kimlikleri, doğal akışıyla varlığını sürdürme, koruma ve geliştirme hakkıdır. Azadî; Sümerlerden bu yana yapılan her türlü baskıya işkenceye, zorbalığa, faşizme, esarete, katliam ve soykırıma karşı direnme ve özgür olma hakkıdır. Bunlar kadın olma, insan olma hakkıdır.

Jin Jîyan Azadî kadına özgürlüğünün sloganı olduğu kadar Kürt halkının soykırıma karşı kadın öncülüklü varlık direnişinin de sloganı oldu. ‘Önderliğimizin özgürlüğü kadın özgürlüğüdür.’ diyen kadınların sloganı oldu. Dünyadaki kadınların ve halkların tümünü kendini ifade edebileceği bir slogan oldu. Bu nedenle herkes kendini bu sloganla ifade edebildi. Türk faşist devletinin Zap tünellerine kimyasal bombalarla saldırılarına karşı genç kadın ve erkeklerin sloganı, Rojava’da çocukları, kadınları, yaşlıları toplarla vurulan halkımızın sloganı, Roboski’de oğulları uçaklarla vurulan anaların sloganı, cezaevlerindeki vahşete karşı tutsak ailelerinin sloganı oldu. Her iki Paris katliamına karşı bütün Kürt kadın-erkekleri ve dostlarının sloganı oldu Jin Jîyan Azadî. Aynı nedenlerle kadın katili İran devlet diktatörlüğüne karşı kadın öncülüğünde İran halkı da haykırdı. Afganistan’da kadın düşmanı politikalara karşı da Latin Amerika’daki kadın katliamlarına karşı da, Avrupa’nın sahte kadın politikalarına karşı da özgürlük isteyen kadın ve erkekler Jin Jîyan Azadî diye bağırıyor. Jin Jîyan Azadî kadın özgürlük yüzyılının sloganıdır. Jin Jîyan Azadî tarihin en kadim diliyle bütün dünya halklarını özgürlükte birleştiriyor.

Şu da açık ki Jin Jîyan Azadî mücadelesi bedelleri ağır bir mücadele. Paris’te olduğu gibi 10 yıl arayla yüreğimizi dağlayan katliamlar, kadın özgürlük mücadelesinin ne kadar zorlu, derin acılarla yüklü olduğunu gösteriyor. Bu vesileyle 2022 yılının bu son günlerinde katledilen Evîn Goyî, Mîr Perwer ve Abdurrahman Kızıl arkadaşların katliamını kınadığımı belirtmek istiyorum. Bu katliam Sakine Cansız, Ronahi ve Rojbin arkadaşların katliamında olduğu gibi özgür kadını yok etme amaçlı katliamlardır. Bütün Kürt halkı ve siyasetçilerinin de ifade ettiği gibi Türk MİT’inin başta Fransız istihbaratı olmak üzere Avrupa hegemonyasıyla iş birliği halinde gerçekleştirdiği katliamlardır. Özgürlük mücadelesinde öncü role sahip kadınlara karşı, ideolojik-politik amaçlı devlet terörü örnekleridir. Ama kadın özgürlük direnişinin öncülerinin yarattığı özgür yaşam geleneği artık geri dönülmez kazanımlar açığa çıkarmıştır. Sakine Cansız’ların, Evîn Goyî’lerin özgürlük geleneği evrenselleşmiştir.

Evîn Goyî arkadaş kadın özgürlük mücadelesinin en eski emekçilerinden biriydi. Hem de en zor yerlerde, en zor zamanlarda, en fazla yük almaktan sakınmayarak yürüyen bir kadındı. Kadın yüreği çok incelikli ve duyarlı, düşünce dünyası çok derinlikli ve özgün bir kadındı. Paylaşımları son derece samimi ve doğal, her türlü engele karşı son derece kararlı ve cesurdu. Yüzünden eksik olmayan gülüşü bütün zorluklarına rağmen hayatın güzelliklerini yaşama yaşatma inadının ifadesiydi. Kürt dağlarının esintisini taşır yanında oturan herkese hissettirirdi. Paris’te de olsa dağların kadınıydı Evîn Goyî. Yüreği dağlı yoldaşımızı dağlar da unutmayacak hayallerini inşa edecektir. Anısı önünde saygıyla eğiliyorum. 2023 yılının önderlik, kadın ve Kürtlere özgürlük ve zafer yılı olması dileğiyle Jin Jîyan Azadî.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.