3 milyar kuş yok oldu
Toplum/Yaşam Haberleri —

Kuşlar
- İklim değişikliği hızlandıkça kuş popülasyonları keskin şekilde azalıyor. 1970’ten bu yana yaklaşık 3 milyar kuş yok oldu. Pasifik kıyılarında on yılı aşkın süredir sessiz ama büyük bir felaket yaşanıyor. Milyarlarca deniz yıldızı da eriyerek yok oldu.
Doğayla bağımız zayıflarken, iklim krizi yüzünden doğanın kendisi de hızla değişiyor. Bu değişimin en çarpıcı örneklerinden biri de kuş popülasyonlarında yaşanıyor. Orta ve Güney Amerika’nın yağmur ormanlarından, kuzey Avustralya’nın savanlarına kadar, dünyanın ekvator bölgeleri makavlardan tukalara, sinekkuşlarından daha nicelerine uzanan, sıcak ve nemli ortamlarda yaşamaya uyum sağlamış binlerce benzersiz kuş türüne ev sahipliği yapıyor.
Fakat iklim değişikliği hızlandıkça, tropikal bölgeler 40 yıl öncesine kıyasla on kat daha fazla tehlikeli derecede sıcak gün yaşıyor ve bu durum, dünyanın en renkli kuşlarının hayatta kalmasını tehdit ediyor. Kuş popülasyonlarının keskin şekilde azalmakta olduğu düşüncesi yeni değil. 2019’da yapılan bir araştırma, ABD ve Kanada’daki kuş popülasyonlarının 1970’ten bu yana yüzde 30 azaldığını, yani yaklaşık 3 milyar kuşun yok olduğunu ortaya koymuştu. Ancak bu kaybın büyük kısmı, tarım, ormansızlaşma ve madencilik gibi faaliyetlerden kaynaklanan yaşam alanı kaybı ya da binalara çarpma gibi daha doğrudan insan etkilerine bağlanıyordu.
Söz konusu çalışma, aşırı sıcakların tropikal bölgelerdeki kuşlar için oluşturduğu tehdidi vurguluyor ve genellikle biyoçeşitlilik açısından sığınak olarak görülen, uzak ve koruma altındaki alanlarda bile kuşların neden öldüğünü açıklamaya yardımcı oluyor.
Deniz yıldızlarının kitlesel ölümü
Kuşlar bu şekilde tehdit altındayken, okyanuslarda da sessiz ama büyük bir kayıp yaşanıyor. Pasifik kıyılarında on yılı aşkın süredir sessiz ama büyük bir felaket yaşanıyor. Milyarlarca deniz yıldızı, sebebi uzun süre anlaşılamayan bir hastalık yüzünden adeta eriyerek yok oluyor. 2013’te başlayan bu kitlesel ölümler, bazı türleri çöküşün eşiğine getirdi.
Açık Radyo’dan Atlas Sarrafoğlu’nun haberine göre bilim insanları bu trajediye “Deniz Yıldızı Erimesi Hastalığı” diyor. Bugüne kadar 26 türden 6 milyardan fazla deniz yıldızı bu hastalık yüzünden öldü. Özellikle Güneş Çiçeği Deniz Yıldızı, yani Sunflower Sea Star, gibi türlerde, nüfusun yüzde 90’ı ilk beş yıl içinde yok oldu.
Ve nihayet geçtiğimiz hafta, hastalığın nedeni ortaya çıktı: Vibrio pectenicida bakterisinin FHCF-3 suşu. Bu bakteri yalnızca deniz yıldızlarını öldürmekle kalmıyor, aynı zamanda insan sağlığı için de tehdit oluşturuyor. Üstelik iklim kriziyle birlikte okyanus suları ısındıkça, bu bakterinin yayılımının hızlanması bekleniyor.
Güneş çiçeği deniz yıldızlarının azalmasıyla deniz kestaneleri kontrolsüzce çoğalıyor. Kestaneler ise yosun ormanlarını yok ediyor. Oysa yosun ormanları, karasal ormanlardan 20 kat daha fazla karbondioksit tutabilen dev karbon yutaklarıdır. Onların yok olması, iklim değişikliğini daha da hızlandırabilir. Yani zincir, deniz yıldızından başlıyor ama etkisi tüm gezegene yayılıyor.
Araştırmalar, ısınma kontrol altına alınmazsa 2090’a kadar ABD’de Vibrio kaynaklı hastalıkların yüzde 100’den fazla artabileceğini gösteriyor. Hatta ılımlı emisyon azaltımı senaryosunda bile yüzde 51’lik bir artış bekleniyor. Bu hastalıkların yıllık ekonomik maliyeti, 2022 verilerine göre 8,6 milyar dolara kadar çıkabilir.
İstilacı türler
Okyanus ekosistemini tehdit eden bir başka sorun ise istilacı türler. Güneydoğu Asya’nın tropik sularından tanıdığımız renkli ama tehlikeli bir misafir… On yılı aşkın bir süre önce sessizce Akdeniz’e girdi. Bugün Yunanistan, Kıbrıs ve Lübnan kıyılarında hızla çoğalıyor. Bilim insanlarına göre bu istilanın önü alınmazsa, çok değil, bir gün İspanya kıyılarına kadar ulaşabilir.
Bahsettiğimiz tür, aslan balığı. Tam bir hayatta kalma ustası… Bir ay boyunca hiç beslenmeden yaşayabiliyor. Zehirli dikenleri sayesinde neredeyse hiç doğal düşmanı yok. Karides, yengeç ve küçük balıkları büyük bir iştahla avlıyor; öyle ki bir av döneminde midesi normal boyutunun 30 katına kadar şişebiliyor. Üstelik tek bir dişi yılda tam 2 milyon yumurta bırakabiliyor. Nedeni ise, Akdeniz’in son 40 yılda 1,5 derece ısınmış olmasında yatıyor. Bu değişim, aslan balığının anavatanı olan Hint-Pasifik’e benzer koşullar yaratıyor. Eskiden onlar için fazla soğuk olan bölgeler, artık yaşamak ve üremek için ideal hale geliyor. Deniz biyoloğu Jason Hall-Spencer bu durumu, “Bu balıklar ekosistemi büyük ölçüde bozacak. Dünyanın en hızlı istilacı balığı” sözleriyle özetliyor.
Suyun altındaki orman yangınları
Deniz yaşamını zorlayan tek etken istilacılar değil; iklim krizinin ısınan suları da ekosistemleri derinden sarsıyor. Avustralya Deniz Bilimleri Enstitüsü’nün raporuna göre, bazı bölgelerde sert mercanların %70’i yok oldu. Bilim insanları bu durumu “suyun altındaki orman yangınları” olarak tanımlıyor. Mercanlar, sıcaklık normale dönerse iyileşebiliyor; ama su uzun süre ortalamanın üzerinde kaldığında ölüm kaçınılmaz oluyor. HABER MERKEZİ














