33 yıllık irade beyanı

• Avrupa’da yaşayan on binlerce kişi, 33’üncü Uluslararası Kürt Kültür ve Sanat Festivali’nde buluştu. Önder Apo’nun “sürgündeki halkın köklerini diri tutan bir irade beyanı” olarak tanımladığı festivalde onbinler, dili, kimliği, ulusal kıyafetleri ve stranlarıyla mücadeleyi büyütme sözü verdi.

M. ZAHİT EKİNCİ / DORTMUND

Almanya’nın Dortmund kentinde, 13 Eylül’de “Özgür Önderlik ve Demokratik Toplum” şiarıyla düzenlenen 33’üncü Uluslararası Kürt Kültür ve Sanat Festivali, büyük coşkuyla kutlandı. Festival, Kürdistan Özgürlük Mücadelesi’nin şehit düşen komutanlarından Nûreddîn Sofî, Emine Erciyes, Koçer Urfa ve Baxtiyar Gabar’a adandı. 

Remydamm/Victor-Toyka Parkı’nda on binlerin buluştuğu festival alanında Kürt kültürünü yansıtan stantlar ve çocuk çadırları kuruldu, kitap sergileri açıldı. Kadınlar rengârenk fistanlarıyla, erkekler ise ulusal kıyafetleriyle göz doldurdu. Bu yılki festivalin en dikkat çekici yanı ise her etkinlikte alarma geçen Alman polisinin olmamasıydı. 

Açılış konuşmasını yapan KCKD-E Eşbaşkanları Engin Sever ve Zübeyde Zümrüt, Kürt halkının özgürlüğünün Önder Apo’nun fiziki özgürlüğüne bağlı olduğunu ve sonuna kadar tüm alanlarda mücadele edecekleri mesajını verdi. Alman Sol Parti Dış İlişkiler Sorumlusu Cansu Özdemir, Almanya’nın PKK’yi ‘terör listesi’nden çıkarması için çalışmalarına devam edeceklerini ve Kürt halkının Rojava’da statüsüz bırakılmaması için diplomasi mücadelesini tüm alanlarda yürüteceklerini belirtti. Rojavalı dini lider Şêx Murşîd Xeznewî de festivalde konuştu.

 

 

Davayı büyütün

Xeznewî, Kürt gençlere şu çağrıyı yaptı: “Davayı büyütün. Amed’den Duhok’a, Şengal’den Kobanê’ye, Efrîn’e kadar her karış toprağımız direnişimizin şahididir. Doğamız, dağlarımız ve şehitlerimizin kanı bize şunu söylüyor: Asla teslim olmayacağız!” 

Kuşkusuz festivalde on binlerin en çok duygulandığı anlar, Önder Apo ve HPG Komutanlarından Murat Karayılan’ın mesajlarının okunmasıydı. Önder Apo, Avrupa’da düzenlenen kültür festivallerini yalnızca bir kültürel etkinlik değil, aynı zamanda “sürgündeki halkın köklerini diri tutan bir irade beyanı” olarak değerlendirdi. Mesaj Kürtçe ve Türkçe okunduğu sırada alanda “Bijî Serok Apo” sesleri yükseldi. 

 

 

‘İnşa süreci, sürgündekilerin katılımıyla güçlenecek’

Önder Apo’nun mesajından şunlar öne çıktı: “Sevgili dostlar, Avrupa’da yaşayan sizler, zorunlulukların ve baskıların sonucu olarak oraya gittiniz. Ama başlattığımız sürecin ileriye taşınmasıyla ülkeye dönüşünüz yeni bir başlangıcın kapısı olacaktır. Bütün zorluklara rağmen kültürünüzle, dilinizle, emeğinizle, sanatınızla köklerinizi korudunuz; mücadeleyi her zeminde sürdürdünüz. 

Bugün ülkemizde de Demokratik Toplumun gelişimi için sizlerin Avrupa’da yürüttüğü mücadelenin yarattığı deneyim ve dayanışmaya büyük ihtiyaç vardır. Çünkü buranın özgürlüğe, demokrasiye ve yeni bir toplumsal inşaya ihtiyacı var. Bu inşa süreci, sürgünde olanların da katılımıyla güçlenecektir. 

Avrupa’daki kültür festivalinde bir araya gelmeniz, kültürel bir etkinlik olduğu kadar, aynı zamanda sürgündeki halkımızın köklerini diri tutan bir irade beyanıdır. Bilinçli politikaların sonucu olarak ülkenin gençlik dinamizmi ülke dışına yönlendiriliyor. Bunun önüne geçecek çok boyutlu bir programı mutlaka geliştirmek gerekir. Bu koşullar altında da mücadeleyi kendi topraklarımızda yürütmek temel hedefimiz ve amacımız olmalıdır.” 

 

 

Karayılan: Birer diplomat gibi çalışın

Murat Karayılan, videolu mesajında, “Halkımıza yönelik mevcut soykırım ve asimilasyon sürecinde Avrupa şehirlerinde 33 yıldır devam ettirilen festival çok kıymetlidir. Var olun!” sözleriyle Avrupa’daki Kürt halkının direnişini selamladı. 

Kürt sorununun ortaya çıkmasında Avrupa’nın da rolü olduğuna işaret eden Karayılan, şu çağrıyı yaptı: “Bildiğiniz gibi ülkemiz Kürdistan cennet gibidir ama düşmanlar cehenneme dönüştürmüştür. Bu yüzden ülkemizde göç politikasını örgütlediler. Bu nedenle sizler tüm dünyaya dağılmışsınız. Bunu bizi zayıflatmak için yaptılar. Gördünüz; Besta’da, Cûdî’de, Gabar’da hiçbir yerde kimse yok. Fakat biz bunu tersine çevirebiliriz. Avrupa’da şu anda 2 milyondan fazla bir nüfusunuz var. Kürt sorunu, global bir sorundur; bir dünya sorunudur. 

Ve sizler Kürt ve Kürdistan mücadelesini daha fazla yürütebilirsiniz. Bunun için örgütlenmelisiniz. Başta kadınlar, gençler harekete geçmeli. Komünlerinizi oluşturun, meclisler inşa edin, herkes kendisini örgütlesin. Her yurtsever gerektiğinde birer diplomat gibi çalışmalı, birer çalışan, birer örgütleyen olmalı. Bu şekilde güçlenme sağlanmalı. Böylelikle devrim destekçiliğini bu dönemde daha fazla güçlendirmeli. Kampanyaya daha çok katılım olmalı.”