41 eve ateş düştü

  • Amasra'daki maden faciasında yaşamını yitiren iki çocuk babası Öner Yıldız'ın annesi, dinmeyen gözyaşları arasında yaşadığı tarifsiz acıyı, "Evime ateş düştü" sözleriyle dile getirdi. 

 

YÜSRA BATIHAN/MA/BARTIN

Sayılarla ifade edilen her bir can, ardında bir hikaye ve acılı bir aile bıraktı. Anneler evlatsız, kadınlar eşsiz, çocuklar babasız kaldı. Tarifi mümkün olmayan acıyı yerinde haberleştirmek için gazeteci arkadaşımla birlikte dün öğlen saatlerinde Bartın'a, ardından Amasra'ya geçtik. Yol boyunca her yer polis ve asker kaynıyordu. 41 cana mal olan patlamadan sonra alınan bu "güvenlik" önlemleri, patlamadan önce alınsaydı bu kadar can kaybı yaşanır mıydı? Cevabı az çok belli olan soru facianın yaşandığı ocağın önünde bekleyen herkesin zihnindeydi.  

Yas tüm ilçeye çöktü

Amasra girişinde gökyüzüne süzülen zehirli gazın havaya karıştığı, yaşanan faciadan kaynaklı tutulan yasın da tüm ilçeye çöktüğünü görüyoruz. Çakarlı araçlarla art arda kente gelenler ve polisin güvenlik önlemleri nedeniyle kent sakinlerinin alana gelmesi engelleniyor. Karmaşa ve acının hakim olduğu maden sahasında görüştüğümüz gazetecilerin birçoğu da ailelerin öfkeli olduğunu ve gazetecilerle görüşmek istemediğini dile getiriyor. Maden alanında kömür tozlu çamura bulaşmış siyah makam araçlarından inen ve etrafı temiz takım elbiseli korumalarla kapalı yetkililer, ölümün "kader" olarak görüldüğü işçilere dair peş peşe açıklama yapıyor, acılı olduklarını söylüyor. Ancak hiçbiri, 41 cana mal olan facianın sorumlularına dair tek kelime sarf etmiyor.

Öner Yıldız’ın ailesi

Alanda edindiğimiz gözlem ve bilgilerin ardından ailelerin yanına doğru yola koyulduk. Biri 13, diğeri 6 yaşında iki çocuk ardında bırakan 38 yaşındaki Öner Yıldız’ın ailesi, definden sonra taziyeleri kabul ediyor. Öner'in annesi, yaşadığı acı ve öfkeyi, "Benim evime ateş düştü” sözleriyle ifade ediyor. Gözlerinden yaş eksik olmayan annenin "24 Ekim’de doğum günüydü yavrumun” sözleri uzun bir sessizliğe neden oluyor. 

Tüm gece Öner'i beklemekten bitap düşen aileye, yakınlarının madende ne zaman işe başladığını soruyoruz. Aile, Öner’in 2019’da madende çalışmaya başladığını söylüyor. Sohbet sırasında Öner’in babasının da uzun süre aynı madende çalıştığını öğreniyoruz. Baba Yılmaz Öner, “Kimse patronları suçlamaz, daha önce de ölen kişiyi suçladılar” diyor. Babanın sözleri yıllardır devam eden cezasızlık politikasının toplumda nasıl yer edindiğini ve adalete olan inançsızlığı gösteriyor. 

Öner'in taziyesinden kalktığımız sıralarda da anne, taziyeye gelen komşularını sarılıp, “yavrum gitti” sözleriyle yaşadığı acıyı haykırıyor.  

Ayakta durmam lazım

 42 yaşındaki Rıdvan Acet’in evine doğru yola koyuluyoruz. Camlarından taziyeye gelenlerin görüldüğü evin girişinde oğul Emrullah Acet karşılıyor bizi. Oğul Acet, "41 kişi demek 41 aile demek. 41 kişi şu an yetim öksüz kaldı” diye başlıyor söze. Acet, sohbetin devamında nasıl hissettiğine dair sorumuzu,  "Annem ve kardeşim var. Onlar için ayakta durmamam lazım. Değişik, karmaşık duygular içerisindeyim” sözleriyle yanıtlıyor.

Sorumlular yargılanmalı

Katliam ardından Amasra’ya gelen Bağımsız Maden-İş Sendikası avukatı Yağız Timoçin, “Enerji sektörü büyük, karlı, sermayenin üzerinde özenle durduğu bir sektör. Günümüzde özellikle Amasra, Zonguldak bölgesi biraz tali kalmış durumda. Enerji sektöründe Soma Havzası ve Kınık Havzası başı çekmekte. Buralar sermayenin büyük bir ilgi ve kâr hırsıyla takip ettiği bölgeler. İktidar da idare de sermayenin, patronların, enerji sektörünün kârına, rahatına halel getirecek herhangi bir davranışta bulunmaktan yoksun. Burada gerçekleşen de bir katliam, bir cinayettir. Kast ile işlenmiştir” dedi. Cezasızlık politikalarına karşı sorumluların yargılanması için soruşturma ve kovuşturma süreçlerini yakından takip edeceklerini aktaran Timoçin, şunları dile getirdi: “Soma sürecinde şirket ve yetkililer tarafından birçok delilin, evrakın üzerinin karartıldığına şahit olduk. Bu süreçte de aynısının olmasını istemiyoruz. Öncelikli olarak buna karşı önlemleri almak istiyoruz. Sonraki süreçte de tabi ki uzun, adaletin hiç gelmediği bir süreç oluyor. Soma Davası’nda da belki hiç karşılaşmadığımız Yargıtay üyelerinin değiştirildiği, yargıya açıktan müdahale edildiği bir süreç gördük. Sorumlular dışarı çıktı. Kişi başı 8 gün yatıp çıktılar. Ellerini kollarını sallayarak, esas sorumlular dışarıda… Biz yeniden bunun olmaması için hem hukuki hem demokratik her yöntemi işleteceğiz, zorlayacağız.” 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.