6 tutsağın tahliyesi ertelendi

Cezaevi / foto:AFP
- Bakırköy, Bolu Cezaevi ve Silivri cezaevlerinde 32 yıllıkların da aralarında bulunduğu 6 tutsağın tahliyesi ertelendi.
Bakırköy, Bolu Cezaevi ve Silivri cezaevlerinden dün tahliye edilmesi beklenen dördü kadın 6 tutsağın tahliyesi, İdare ve Gözlem Kurulu tarafından ertelendi. Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi'nde 32 yıllık hasta tutsaklar Dilek Öz ve 31 yıllık hasta tutsak Süreyya Bulut'un tahliyesi üç ay, Silva Raşid'ın tahliyesi üç ay, Eylem Özer'in tahliyesi ise 5 ay süreyle ertelendi.
Bolu Cezaevi'nde 32 yıldır tutsak edilen Maruf Türkan'ın tahliyesi 6 ay; Silivri Cezaevi'ndeki tutsak Doğan Özmen'in tahliyesi ise dört ay ertelendi. BOLU
* * *
Hastaları artık tutmayın
Demokratik Kurumlar Platformu, hasta tutsakların serbest bırakılmasını ve 'umut hakkı'nın uygulanmasını istedi.
Adana ve Mersin Demokratik Kurumlar Platformu, cezaevlerinde devam eden hak ihlallerine karşı Suluca 1 No'lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi önünde açıklama yaptı. ÖHD Adana Temsilcisi Aziz Sari, son yıllarda ardı ardına inşa edilen S, Y ve Yüksek Güvenlikli cezaevlerinde tutsakların tamamen yalıtılmış, insanlık dışı koşullara mahkum edildiğini belirtti. "Kuyu tipi" diye adlandırılan yeni cezaevlerinin tecridi derinleştirdiğini vurgulayan Sari, "Bu yapılar cezalandırma amacıyla tasarlanmış tabutluklardır" dedi.
Ağız içi arama dayatmasını kabul etmeyen Suluca Cezaevi'ndeki üç tutsağın tedaviye götürülmediğini ifade eden Sari, aramayı kabul eden bazı tutsakların ise bu kez ayakkabı çıkarma, yere vurma gibi başka dayatmalarla engellendiğini, sevki yapılanların ise ayakta ve kelepçeli muayeneye zorlandığını paylaştı. Sari, "Bu uygulamalar, mahpusların yaşam hakkını doğrudan hedef alan sistematik işkence politikasıdır" diye konuştu.
Paralel mahkemeler gibi
İnfazı dolan birçok tutsağın tahliyesinin İdare ve Gözlem Kurulları tarafından keyfi biçimde engellendiği belirten Sari, "Kurullar siyasal iktidarın hukuk dışı talimatlarını uygulayan paralel mahkemelere dönüşmüştür" dedi.
'Umut hakkı'nı uygulayın
Hak, hukuk örgütleri ve sivil toplum kurumları olarak, onurlu bir barışın inşası, demokratik toplumun yaşama geçmesi ve hukukun toplumsallaşması için 'umut hakkı'nın derhal uygulanmasını istediklerini belirten Sari, şöyle konuştu: "Hasta mahpusların tedavileri önündeki engeller kaldırılsın. Ağız içi arama uygulaması sona erdirilmesin. Hapishane koşullarında tedavisi edilmesi ve hayatını devam ettirmesi mümkün olmayan mahpuslar tahliye edilsin. Paralel mahkemeler gibi davranarak, hukuka aykırı kararlar ile mahpusların tahliyesini engelleyen İdare ve Gözlem Kurulları lağvedilsin. Hapishane girişlerinde yapılan aramalar onur kırıcı olmamalıdır. 'Tabutluk' diye tabir edilen, Suluca 1 No'lu Yüksek Güvenlikli Hapishanesi ve yeni açılan S, Y ve YGC tipi cezaevleri kapatılsın."
Çağdaş Hukukçular Derneği Adana Şubesi Başkanı Baran Taygun Metin ise "Türkiye çapında 12 siyasi tutsak halen ölüm orucu ve süresiz açlık grevindedir. Tüm tutsakların taleplerinin kabul edilmesi ve insanlık onuruna aykırı olan kuyu tipi hapishanelerin kapatılması, hasta tutsakların tahliye edilmesi gerekmektedir" dedi. ADANA
* * *
Suyu bile sınırlı veriyorlar
Kırşehir Yüksek Güvenlikli Cezaevi her gün yeni bir hak ihlali ile gündeme gelmeye devam ediyor. Tutsakların avukatları aracılığıyla aktardığı bilgilere göre; cezaevinde temel insani haklara yönelik uygulamalar ciddi şekilde kısıtlanıyor. Suya erişim konusunda sınırlamalar, kitap ve eğitim materyallerine yasaklar, fiziki müdahaleler cezaevinde gündelik yaşamın bir parçası haline geldi.
Tutsaklardan Emre Erdem ve Mustafa Tolucan, yaşanan hak ihlallerini avukatları aracılığı ile paylaştı. Hasta tutsak Emre Erdem, 23 Haziran’da Silivri 5 No’lu L Tipi Cezaevi’nden Kırşehir Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne sürgün edildi. Erdem, avukat görüşünde siyasi tutsakların bulunduğu koğuşta kalmak istediğini, ancak bağımsız koğuşa götürüldüğünü söyledi. Siyasi tutsakların bulunduğu koğuşa geçmek için dilekçe verdiğinde ise işkenceye maruz kaldığını ve yerde sürüklendiğini aktardı. Erdem, yaşadığı işkenceye ilişkin, "İşkence esnasında memurların elini yaraladığım iddiasıyla disiplin soruşturması açıldı. İnfaz Hakimleri dosyasında kayıtlar incelenerek benden yönelen herhangi bir saldırıya rastlanılmadığı kesinleşince; disiplin cezası kaldırıldı" dedi. Cezaevlerindeki temel ihtiyaçların karşılanmadığını aktaran Erdem, "Sıcak su 'ham petrol' renginde akıyor. Semaverde kendimiz su ısıtarak duş alabiliyoruz. Sular çok kötü kokuyor" bilgilerini verdi.
30 gardiyan saldırdı
Bafra Cezaevi’nden 1 Ocak'ta Kırşehir Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne sürgün edilen tutsak Mustafa Tolucan ise avukat görüşünde havalandırma saatinin bir buçuk saat olmasına rağmen bir saatin bitiminde gardiyanların müdahale ettiğini söyledi. Tolucan, "Aynı memurlar başmemur ve beraberinde 30 kişi ile gelerek salırdılar. Bir tutsağın parmağı yaralandı, buna ilişkin suç duyurusunda bulunduk" dedi.
Devam eden ağız içi araması politikalarından kaynaklı hastaneye gidemediklerini söyleyen Tolucan, kurs ve atölyelerden de yararlanamadıklarını kaydetti. KIRŞEHİR














