9 ayda 14 intihar!
Dosya Haberleri —
Avrupa'da mülteci intiharları ve ırkçılık-1
- Almanya’nın hantal bürokrasisi, sınır dışı tehdidi ve mültecileri gayrı insani koşullarda yaşamaya zorlaması onları ölüme sürüklüyor. Son 9 ay içinde 14 Kürt genci intihar etti. Hogir Alay İnisiyatifi’nden Mukaddes Yenigün, “Bu bize ulaşan, ölümlerin daha fazla” dedi.
- Özellikle son yıllarda Kurdistan’dan gelenler arasında intihar vakalarının arttığını örnekleriyle birlikte anlatan Yenigün, “Ortak noktaları Şırnak, Amed ve Mardin doğumlular, yaşları 21-26 arası, hepsi kamp alanında ağaca asılı olarak bulundular” bilgisini paylaştı.
- Almanya bürokrasisi ve kamp koşulları kadar kamplarda ‘güvenliği’ sağlayan Seco Security’in ölümlerdeki rolüne dikkat çeken Yenigün, “Firmanın bulunduğu yerlerden birçok ölüm ve ihlal dosyası geldi. Kürt gençleri özellikle de Afgan, Arap görevlilerin şiddetine maruz kalıyor” dedi.
HAKAN TÜRKMEN/BERLİN
Kurdistan’dan Avrupa’ya ilk göçler 1920’li yıllarda başlar. Bu yıllarda varlıklı Kürt ailelerinin çocukları okumak için Almanya’ya gelir. İkinci göç dalgası ise Türkiye ile Almanya arasında 30 Ekim 1961’de imzalanan İşgücü Antlaşması ile başlar. 60’lı yıllardan itibaren peyderpey Kürt işçiler Almanya yollarına düşer. Artan işsizlik, ekonomik bunalım ve petrol krizinin de etkisiyle 1973 yılının sonunda Alman devleti yabancı işçi alımını durdurur. Bu tarihten sonra da Kürtler öğrenci olarak ve aile birleşimiyle Almanya’ya gelmeye devam eder. Her ne kadar 1980 öncesinde de iltica eden Kürtler olsa da 12 Eylül darbesinden sonra politik aktivistlerin Almanya’ya göçü ciddi oranda artar. 90’lı yıllara gelindiğinde ise Türk devletinin Kurdistan’da uyguladığı politikalar sebebiyle on binlerce Kürt Almanya’ya göç etmek zorunda kalır. 7 Haziran 2015 seçimleri sonrası başlayan ve hiç durmadan devam eden AKP’nin soykırım politikaları nedeniyle farklı yaş ve meslek gruplarından Kürtler, güvenli bir ülke bulma amacıyla ülkeyi terk etmek zorunda kalır. 2013’ten sonra ise Rojava’da cihadist çetelerin ve Türk devletinin saldırıları sonucu çok sayıda insan uzun ve zor bir yolculuktan sonra Almanya’ya geldi. Hakeza Güney Kurdistan’da çok sayıda Kürt büyük riskler alarak göç yollarına düştü.
Ölüme sürükleyen bürokrasi
Politik nedenlerin yanı sıra kendi yaşamını idame ettirmek, maddi açıdan refaha kavuşmak ve gelecek kaygısı taşımamak için ‘demokratik ve özgürlükçü’ olarak düşünülen Almanya’ya başlayan bu yolculukta birçok açıdan tehlikeli hatta ölümle karşı karşıya kalınan durumlar da söz konusu oluyor. Bu zor yolculuk sonunda Alman devletinin yabancılara bakış açısıyla karşılaşan Kürtler için sorun yumağına yenileri de ekleniyor ve psikolojik çöküşler başlıyor. Almanya’da kamplarda, aylarca hatta yıllarca sürüncemede bırakılmak, sabahın erken saatlerinde kuyruklara girerek beklemek zorunda kalmak, insani yaşam koşulların olmadığı 10 metrekarelik alanda 4-5 kişiyle yaşamını idame ettirmek gibi koşullar, belirsizlikler, karşılaşılan ırkçı yaklaşımlar yaşamı daha zorluyor.
Tüm bu saydığımız sebeplerden dolayı son yıllarda Kürt mülteciler arasında intihar vakaları da artış gösteriyor. Oysa Almanya’nın hantal bürokrasisi, sınır dışı tehdidi ve mültecileri gayrı insani koşullarda yaşamaya zorlaması, yıllardan onları ölüme sürüklüyor. Bu dosyamızla son dönemlerde artan ancak 90’lı yıllardan günümüze yaşanan mülteci intiharlarını işledik.
Artış dikkat çekiyor
Son yıllarda da intihar vakalarında gözle görülür artış dikkat çekiyor. Amedli İrfan Koçer, 3 Temmuz 2023 tarihinde eşi ve çocuğuyla geldiği Almanya’nın Nersingen kasabasında yaşamına son verdi. Koçer, iltica kurallarından kaynaklı çocuğuyla ayrı bir kampta kalmak zorunda kaldı. Bu sürecin uzamasıyla birlikte hayatına son verdi.