9 EKİM komplosu ve Kürt kapanı

Forum Haberleri —

.

.

  • Onlarca yıl sonra PKK hala ayakta ve Türk devleti hala varını yoğunu ortaya koyarak onu tasfiye etmeye çalışıyor. Türk faşizmi yine tek başına PKK ve Kürtleri durduramıyor, yenemiyor.

Zeki AKIL

9 Ekim komplosunun üzerinden 23 yıl geçti. Bu komployla ilgili yıllardır çok şey söylendi, kapsamlı değerlendirmeler yapıldı. Komplonun hala açığa çıkarılması gereken yanları var. Komplonun hedefleri ve yarattığı sonuçlar bilinmiyor değil. Ancak kimin ne kadar rol oynadığı ve örülen gizli, karanlık ilişkiler tümüyle deşifre edilmiş değil.

Araştırmayı ve açığa çıkarılmayı gerektiren çok şey var. Bunların ötesinde komplo bir biçimde varlığını sürdürüyor ve güncelleniyor. Bu açıdan geçmiş ve geride kalmış bir dönemden söz etmiyoruz.

9 Ekim’in komplosunun başını ABD çekti. Buna Avrupa ve Rusya’yı da dahil etti. Uluslararası komplo olarak adlandırılmasının nedeni budur. Türkiye’nin bu komplodaki yeri sınırlıdır. Dünyaya biçim vermek isteyen ABD işe Ortadoğu’dan başlamak istedi.

Yeni dünya düzeni diye Sovyet sonrası dünyayı yeniden dizayn etmek istiyorlardı. Ortadoğu’da devleti olmayan ve gelişen, dinamik bir güç olan Kürtleri kontrole almakla işe başladılar. Kürtlerin özgürlük ve varlık sorunu onlar için bir şey ifade etmiyordu. Bölgeye nasıl hakim olacaklar, önlerindeki engelleri nasıl kaldıracaklarının hesabını yaptılar.

Bu hesaba göre en kolay harcanacak ve masaya sürülecek en ucuz kart Kürt kartıydı. Kürtlerin varlığı kendisini PKK gibi hareketlerde ifade ediyordu. Çünkü bir devletleri yoktu. Böyle olunca PKK’ye yöneldiler.

PKK’nin tümünü ortadan kaldırmak, askeri güç kullanarak etkisizleştirmek kolay değildi. PKK’nin beyni, önderliği devreden çıkarılırsa halk ve hareket dağılır, bu engel kolay ve ucuzundan ortada kaldırılırdı.

Kürtler Ortadoğu’da artık bir realiteydi. Emperyalist güçler onları Türk ırkçıları gibi inkar etmek ve görmemezlikten gelmek gibi kaba yöntemlere başvurmadılar. Kürtleri kullanmak ve yörüngesine almak için uygun Kürtleri bulmak ve olanları güçlendirmek daha gerçekçi bir yöntemdi.

Bunun için önder Apo ve onun eğittiği, etkilediği özgürlüğü tatmış Kürtler yerine, KDP Kürtlüğünü tercih etmek daha fazla çıkarlarınaydı. Böyle olunca önder Apo ve PKK hedef oldu.

Türkiye’nin en deneyimli politikacısı ve dönemin başbakanı Ecevit bile önder Apo’nun ABD tarafından kendilerine verilmesini anlamakta güçlük çekti. Ecevit “ABD, APO’yu neden bize verdi, anlamadım’’ diye şaşkınlığını dile getirdi.

ABD, Ortadoğu’yu yeniden düzenlerken PKK ve önderliğine yer vermek istemiyordu. Bunun için KDP gibi güçleri güçlendirmeyi ve önlerini açmayı tercih ediyordu. 

23 yıl önce düzenlenen komplonun hedeflerinden tümüyle vazgeçilmiş değil. Önder Apo ve PKK direndi, ideolojik, siyasi, askeri değişikliklere gitti. Komplonun başarıya gitmesini engellediler.

Onlarca yıl sonra PKK hala ayakta ve Türk devleti hala varını yoğunu ortaya koyarak onu tasfiye etmeye çalışıyor. Türk faşizmi yine tek başına PKK ve Kürtleri durduramıyor, yenemiyor.

Bu yıllar içinde bölgede büyük değişimler oldu. Saddam rejimi yıkıldı, Esat rejimi yıkımın eşiğinden döndü. Rojava’da Kürtler bölgelerini özgürleştirdiler. Ayrıca Rojava koalisyonla ortaklaşarak DAİŞ’i tümden yenilgiye uğrattılar. İnsanlığı DAİŞ belasından kurtarmaya öncülük ettiler.

Güney’de Kürtlerin bir statüsü ortaya çıktı. Kuzey’de Kürtler yüzlerce belediyeyi kazanacak kadar örgütlendiler. Kürtler Rojava’da, Suriye ve Irak’ta Arap ve diğer halklarla güçlü birliktelikler kurdular.

Türk devleti ise Kürtleri ezmek için işgal hareketleri düzenledi. Türk ordusu Irak ve Suriye’de geniş bölgeleri işgal etmiş durumda. İşgal saldırılarını devam ettiriyor. Kürt halkını, kazanımlarını ve mücadelesini ‘’terör’’ kavramına sıkıştırmaya çalışıyor. Ama çürümüş elbiseleri artık dikiş tutmuyor, bütün dünyada teşhir oldular.

Bahçeli gibi bir ırkçı bile Kürtlere karşı yürütülen savaşın 2,2 trilyon dolara mal olduğunu açıklamak zorunda kaldı. Şimdiye kadar hep gizliyorlardı, ‘Türkiye’de savaş yok’ diyorlardı. Savaş yoksa 2.2 trilyon dolar neye harcanır?

Ayrıca Bahçeli yine yalan söylüyor. Bu savaşın bilançosu daha ağırdır. On binlerce insan yaşamını yitirdi. Milyonlarca insan topraklarından sürüldü. On binlerce insan işkence gördü. On binlerce insan zindanlara dolduruldu. On binlerce insan yurt dışına kaçtı. Say say bitmez kayıplar ve bu ağır fatura...

Peki Bahçeli gibi faşistlerin ve o zihniyette olanların, devleti yönetenlerin aklı neredeydi? Bu paralar halka ve yatırımlara aktarılsaydı Türkiye şimdi cennet gibi bir ülke olurdu. Kürt’ü de Türk’ü de barış ve refah içinde yaşıyor olacaktı. Bu karanlık senaryolara ve katliamlara mecbur muydunuz? Hayır. Türkiye buna mahkum değil. Bu bir kader değildir.

Şimdi de Türkiye’nin siyasi ortamı zehirleniyor. Kaynaklar savaşa akıtılmaya devam ediyor. Bu kadar kaynak harcadık diye Bahçeli akıllanmış mı, özeleştiri veriyor mu? Hayır. Bunu savaşı daha fazla büyütmenin, toplumu savaş suçuna ortak etmenin argümanı olarak kullanıyor.

Erdoğan ve Bahçeli faşizmi 9 Ekim 2019’da Grê Spî ve Serêkanîyê’ye saldırıp işgal etti. Yine 9 Ekim 2020’de Türkiye’nin dayatmaları ve KDP’nin ortaklaşmasıyla Irak’la anlaşarak Şengal’de Êzîdîlere karşı komployu güncellediler.

Görüldüğü gibi Türk faşizmi dünyada Kürt düşmanlığına öncülük ediyor. Sürekli bir komplo ve karanlık oyunların, planların peşindedir. Hiçbir insani kural ve hukuk tanımıyor.

İmralı’yı kendi yasalarını da çiğneyerek dünyaya kapatmayı sürdürüyor. Kürt kapanını pekiştirmek için dur durak bilmeden çalışıyorlar. Ama Kürtler bilinçlenmişler ve direniyorlar. Bu komploları ve katliamların hesabını soracaklar. Bu defa Kürt kapanına Türk faşizminin kendisi girecek gibi.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.