ABD’nin Dönüşü: Taliban’a Afganistan, Êzîdîlere katliam

Forum Haberleri —

sengal hastahane1

sengal hastahane1

  • Taliban’a devletleşme yolunu ABD liderliğindeki kapitalist modernite kaosu açmıştır. 20 yıldır Afgan halkına Taliban İslamcılığına alternatif olacak tek bir proje sunamadığı için tüm bunlar yaşanmaktadır. 

CİHAN EREN

Taliban’ın Afganistan’ı denetimine aldığı günlerde, TC de savaş uçaklarıyla Şengal’de Êzîdîleri katletti. Taliban’ın Afganistan’ı ele geçirmesi de TC’nin Êzîdîleri katletmesi de ABD’nin ‘dönüşü’yle bağlantılı olaylar olarak tarihe geçti. Her iki olay aynı zamanda 14 Haziran NATO toplantısında kabul edilen perspektifle de bağlantılıdır. Taliban’ın Afganistan’ı alması ve Erdoğan-Bahçeli Türkiye’sinin Kürt soykırım saldırıları, Biden’ın ‘ABD yeniden dönüyor’ sözüyle ne anlatmak istediğini görmek için çarpıcı iki veri olarak ele alınmalıdır.

Taliban Afganistan’da ABD ve NATO stratejisi, Erdoğan ise Biden yönetimi sayesinde halklara saldırmaktadır. Her iki gerici güç, ‘ABD yeniden döndü’den besleniyor. 
Taliban gibi kadına ve farklı inançlara dönük şeri uygulamaları Daiş’ten de geri bir yapıyla uzlaşan ABD’nin, Kürdistan özgürlük mücadelesini terörist sayması, TC’yi destekleyerek Kürtlere saldırtması aynı zamanda kapitalist güçlerin ‘demokrasi’ derken anladıkları şeyi de gösteriyor. 

Başını ABD ve Merkel Almanya’sının çektiği NATO güçlerinin, Hollanda ve Belçika’nın ‘soykırıma uğradılar’ dediği Êzîdîleri TC’ye katlettirmesi kadar iki yüzlü, çıkarcı ve faşizmi destekleyen başka bir politika daha olamaz. 

Taliban’ın ABD ile anlaşarak Afganistan’ı ele geçirdiği, giderek artan verilerle kanıtlanıyor. Taliban’a Afganistan’ı teslim eden ABD, Êzîdîlerin kendi köy ve kasabalarında Irak sınırları içinde ve Irak anayasasında da yazılmış özerklik talebine karşı çıkabiliyor. TC’nin Êzîdîlere saldırması için ABD, Irak hava sahasını açabiliyor. Aynı günlerde TC’nin çeteleri eliyle kuzey Doğu Suriye’deki saldırıları da arttı. Zırgan’da çocuklar ve kadınlar, Tıl Temır’da da QSD savaşçıları yaşamlarını yitirdi.

Tüm bunlar Biden’ın ve NATO’nun artık bir slogan olarak kullandıkları demokratikleşmenin ne kadar büyük bir aldatmaca, faşist yapıları meşrulaştırma söylemi olduğunu da bir kez daha göstermiş oldu. 

Demokrasi devlet kurarak, faşist ve ırkçılara destek vererek gelecek bir sistem değildir. Hele Muaviye İslam’ını kullananlarla asla kurulamaz. ABD demokrasi sloganları atıyor. Ancak demokrasinin temel unsuru olan kadınlara, emekçilere ve etnik kimliklere düşmanlık edenleri besliyor, kolluyor ve destekliyor. Bu da girdiği her yerde Afganistan ve Irak yaratmakla sonuçlanıyor. Erdoğan gibi faşist diktatörlerin önünü açıyor.

Kuşkusuz kendini dünya düzeninden sorumlu gören güç olarak çıkarlarını düşünerek hareket edecektir. Bu anlaşılır bir durumdur. Ancak ‘ABD’nin yeniden dönüşü’nde çıkarlarını demokrasi güçlerinin gelişmesi, kadın özgürlüğü ve ekoloji için mücadele veren güçlere dayanmadığı, Taliban’a ve Taliban’la ortaklaşmaya ve birlikte hareket etmeye hazır Erdoğan-Bahçeli Türkiye’sine dayandırdığı giderek daha net görülmektedir.

Afganistan’daki durum, ABD’nin sadece ve sadece kendi çıkarını düşündüğünü, ‘müttefiklerim’ dediklerini zamanı geldiğinde arkasına bakmadan terk edip gittiğini yeniden göstermiş oldu. ABD’nin bu gerçekliğini Kürtleri tehdit amaçlı kullanan TC, bu söylemiyle, dünyanın en traji-komik durumundaki gücü olduğunu gösteriyor. 

ABD’nin ‘müttefikim’ dediği her her halk trajik sonuçlara hazır olmalıdır. ABD müttefikliği, kendisine inananların çaresizlikle uçaklara tutunması ve düşerek yaşamlarını yitirmesiyle sonuçlanıyor.

ABD kapitalist kültürü bu trajediden para kazanacak kadar gayri ahlaki ve insani olduğunu da göstermiş oldu. Afgan trajedisini tişörtlere basıp satan ABD kültürünün farklı bir versiyonu Erdoğan Türkiye’sinde de yaşandı.

Türk uçakları Êzîdîleri bombaladığı saatlerde Erdoğan ‘biz terörle mücadele adı altında sivil halkı bombalayanlardan olmadık’ diyecek kadar alçak bir yalancı ve ahlaksız olduğunu gösterdi. ABD yönetiminin Erdoğan sevgisi işte bu ahlaksızlıktan ileri geliyor. 
ABD’ye “müttefik” diyerek inanmak, Kabil hava limanındaki manzaraya yol açıyor.

Tüm politikasını çıkar üzerine kurmak, herkesten kendisine tabi olmasını istemek, bir imparatorluk hastalığıdır. Ancak geçmiş imparatorlukların ‘özerkliklere’ açık yapısı işlerini kolaylaştırıyordu. Kapitalist imparatorluk, benciliğin, çıkarcılığın da imparatorluğudur. Geçmiş imparatorlukların güçlerini yüzlerce yıl koruması, ABD’ninse 60 yıl içinde teklemeye başlamasının nedeni, ulus devlet politikalarının insanlık dışı karakterinin sonucudur. ABD politikaları aynı zamanda kapitalist modernite ile imparatorluk geleneğinin de sürdürülemeyeceğini gösteriyor.

ABD müttefik değil, ilişkilendiği güçleri ‘nasıl kullanırım’ aklıyla hareket ediyor. Demokrasi çağı diyor, halklara düşmanlık ediyor, despot iktidarlarla yol arkadaşlığı yapıyor. İlişkilerinde kapitalist bencilliği, çıkarcılığı, ‘nazik, nezaket, centilmenlik’ cilasıyla sunarak halkları, kadınları aldatabileceğini sanıyor. 

Taliban’a devletleşme yolunu ABD liderliğindeki kapitalist modernite kaosu açmıştır. 20 yıldır Afgan halkına Taliban İslamcılığına alternatif olacak tek bir proje sunamadığı için tüm bunlar yaşanmaktadır. Bu sonuç, ABD ve gerçek müttefiklerinin Afganistan’da Taliban sitemine alternatif olacak tüm dinamikleri yok ettiği anlamına da geliyor. ABD, Afganlara ahlaksız, bencil, toplum karşıtı kapitalist moderniteyi ve gaspçı ulus devlet sistemini önerdi ve yenildi. 

Afganistan’da kapitalist modernitenin laik dilini kullanan İslamcılık bir kez daha milliyetçi İslamcılığa yenilmiştir. Benzer bir yenilgi Türkiye'de de yaşanmıştır. Seksen yılık Türk modernitesi yirmi yılda, yirmi yılık Afgan modernitesi ise birkaç hafta içinde adeta yok oldu.

Taliban, kapitalist çağın İslam’ıdır. Tıpkı Erdoğan gibi. Bu nedenle, Taliban’a ve AKP’ye bakarak, İslami değerleri değil, ulus devlet milliyetçiliğine sos yapılan iktidar İslam eleştirilmelidir. Ulus devletin elinde siyasi propaganda aracı haline getirilmiş İslam'ın nelere yol açtığı görülmelidir. Bu İslamcılığın neler yaptığı ve yapacağı, Taliban’ın kadınlara ve farklı inançlara, Erdoğan AKP İslamcılığının da Kürt soykırımına bakarak anlaşılmalıdır ve bu İslamcılığın kapitalist sistemin ürünü, malı ve kullanım aracı olduğu da ABD’nin Afganistan'da yol açtığı sonuçlara, Erdoğan Türkiye’sini destekleyerek Kürtlere saldırtmasına bakarak okunmalıdır. 

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.