Adalet Bakanlığı yanıt vermiyor

Amed Baro Başkanı Nahit Eren

Amed Baro Başkanı Nahit Eren

  • Türk Adalet Bakanlığı, Amed Barosu’nun randevu talebine yanıt vermiyor. Amed Baro Başkanı Nahit Eren, son verilere göre 300 bin insanın cezaevlerinde tutulduğunu, bu sayının endişe verici olduğunu ifade etti.

YILMAZ KAYA/AMED

Türk Adalet Bakanlığı, Amed Barosu’nun randevu talebine yanıt vermiyor.

Amed Baro Başkanı Nahit Eren, son verilere göre 300 bin insanın cezaevlerinde tutulduğunu, bu sayının endişe verici olduğunu ifade etti. Eren, “Asıl problem cezaevlerinde ağır hasta mahkumların kalan infaz sürelerini cezaevinde geçirmesi yönünde Adli Tıp Kurumlarının verdiği raporlardır. Kişinin ağır hastalığına bağlı olarak sağlık hakkı kapsamında tedavisinin uygun şartlarda yapılamaması ve bu tür hastaların cezaevinde tek başına yaşamlarını idame edebilecekmiş gibi verilen raporlar ciddi rahatsızlık yaratıyor. Bu tür raporların objektif olarak hazırlanmadığını; kişinin cezaevinde olmasına sebep ve  suç tipinin, ülkenin içinde bulunduğu siyasal atmosferin etkili olduğunu görüyoruz. Tam teşekküllü sağlık kuruluşlarının hazırladığı rapora rağmen ATK’nin raporunun esas alınması ciddi bir sorundur. Aslında kişinin cezaevinde yaşamını idame ettiremiyor olması, tahliye edilmesi için yasal düzenlemeler izin veriyor. Maalesef, ATK’nın vereceği rapor bağlayıcı oluyor. Mevcut siyasal iklim Adli Tıp’ın bu tür dosyalardaki tutum ve kararını da etkiliyor. Bir diğer önemli sorun özellikle son dönemlerde cezaevleri idaresi Gözlem Kurulu’nun verdiği infaz erteleme kararları” şeklinde konuştu. 

Eren, 14 baro olarak sorunların çözüm ve tespiti için Adalet Bakanlığı’ndan randevu talebinde bulunduklarını, ancak şu ana kadar kendilerine bir geri dönüş olmadığını ifade ederek, “Randevu talebimize olumlu yanıt verilseydi ağır kanser hastalarının infazlarının ertelenerek tedavilerinin evde devam ettirmeleri konusunda talebimiz olacaktı. Baroların randevu talebine karşı sessiz kaldı” dedi. 

İHD Amed Şube Başkanı Abdullah Zeytun 

Siyasi iktidarın görüşlerine göre

İHD Amed Şube Başkanı Abdullah Zeytun da Adli Tıp Kurumu’nun Adalet Bakanlığı bünyesinde kurulan ve siyasal iktidarın görüşlerine göre seçilmiş kişilerden oluştuğunu hatırlatarak, “Dolayısıyla genel politik uygulamanın dışında rapor düzenleyemiyor. Sağlıklı ve bilimsel tekniklerden ziyade politik saiklerle karar veriliyor. Bu durum da hapishanelerde hastaların hayatını kaybetmesine neden oluyor” diye konuştu.

Mevzuatın değişmesi gerekiyor

Zeytun, cezaevindeki tutsaklara yaklaşımın temel nedeninin Kürt meselesi bağlamında siyasi iktidarın yaklaşımı olduğunu vurgulayarak, şunları ifade etti: “Politik tutsakların ağır sağlık sorunlarıyla hapishanelerde tutulması siyasal iktidarın temel politikası. Bu da ikinci bir cezalandırmadır. Mevzuat değişikliği olmazsa yaşam hakları ihlal edilecektir. Yeni ölümlerin yaşanmasından endişeliyiz. ATK, tam teşekküllü sağlık kuruluşlarının raporlarını görmezden geliyor. Tanzim ettiği raporun değerlendirilmesinde genellikle güvenlik meselesini savcılığa intikal ettiriyor. Savcılık dosyayı Emniyet birimine havale ederek, ‘güvenlik’ gerekçesini sorguluyor. ATK, tam teşekküllü hastanelerin ‘hapishanede kalamaz’ raporu dışında yeni bir rapor düzenliyor. Emniyet, savcılık ve ATK’nın bağlayıcılığının kaldırılmasını istiyoruz. Bunun içinde mevzuatın değişmesi gerekiyor.” 

Savcılar vahim durumu görüyor

Zeytun, ağır hasta tutsakları ziyaret eden savcıların bu vahim durumu gördüğünü kaydederek, “Sağlık hakkı ihlal edilen mahkumun önünde problemlere karşı savcılıklar cesurca karar veremiyor. Ne yazık ki ölümlerle karşılaşıyoruz. AİHM sözleşmesinin tersi bir durum söz konusu. Uluslararası sözleşmelere ve insancıl hukuka aykırı bir tutum var” şeklinde konuştu. 

 

Amed Tabip Odası Başkanı Doktor Elif Turan

Tedavi etmiyorsa tahliye etsin

Adli Tıp Kurumu’nun ağır mahkum hastaların tahliyesi önünde engel olduğunu ifade eden Amed Tabip Odası Başkanı Doktor Elif Turan da ağır hasta tutsaklara yönelik evrensel hekimlik çerçevesinde hareket edilmediğini söyledi. Tutsakların da sağlığa erişim, barınma, beslenme ve temizlik konusunda eşik haklara sahip olduğunu aktaran Turan, “Sağlık hakkı, yaşam hakkının bir parçasıdır. Mahkumun hekimini seçme hakkı olmalı. Cezaevinde tedavi imkanı olmayan ağır mahkumlar da tahliye edilmeli” dedi.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.