AKP’nin aşiret sevdasının iç yüzü

• Kurulan derneklere istendiği kadar, 'dayanışma, yardımlaşma, kültür dernekleri' densin; esas olarak, özgür bireye, demokratik topluma ve Kürt toplumunun kimlik, demokrasi, özgürlük, eşitlik, barış ve uluslaşma mücadelesine karşı ve HDP’yi zayıflatmaya yönelik olduğu çok açıktır.

*Hasan ÖZGÜNEŞ

Kürt halkı nezdinde foyası ortaya çıkan AKP, geçmişte aldığı oyları artık alamıyor. Bu olgu çok açık bir şekilde yapılan tüm anketlerde görülüyor. Sadece Kürdistan’da değil, Türkiye genelinde de ciddi bir erime içerisine girdiği bir gerçek. Yapılacak ilk seçimde ortağı MHP ile birlikte kaybedeceklerini görüyorlar.

İktidardan düşme korkusuna kapılan iktidar, çareyi bir boyutuyla tekrar Kürtleri yanına çekmekte arıyor. Uzun yıllar dini kullandılar. "Allahın ipine’" sarıldıklarını söyleyip duruyorlardı. Anlaşılıyor ki bu yetmemeye başladı. Şimdi de kurtuluşu "Kürt aşiretlerin ipine" tutunmakta görüyorlar. Sarıldıkları bu ip onları kurtaracak mı yoksa boyunlarına mı dolanacak, ilerleyen zamanlarda göreceğiz.

Ancak  AKP’nin aşiret sevdasını salt oy boyutu ile ele almak eksik kalır. İşin içerisinde daha vahim özel savaş boyutlarını da hesaba katmak gerekir.

"Çözüm süreci" hükümet tarafından rafa kaldırılarak, 2014 yılının Ekim ayında 'Sri Lanka Modeli' tarzı çöktürme planı devreye konuldu. Kürdistan’ın birçok kentinde korkunç yıkım ve katliam gerçekleştirildi. Bir yandan katliamlar gerçekleştirilirken, aynı zaman diliminde dikkat çekici hamleler gerçekleştirildi, AKP tarafından.

2016 Aralık ayında Van merkezli 'Kadim Aşiretler Federasyonu' (KAF) kurduruldu. Ortaya çıkan belgeler ve söylemler, bunun bizat AKP ve devlet yetkililerinin öncülüğünde gerçekleştiği yönündedir.

Kuruluşta durgun görünen Federasyon yakın tarihte aktifleşme hamleleri gerçekleştiriyor. Kurdurulan dernek, 16 Ekim 2021 tarihinde Van’da, bir çalıştay düzenliyor. Çalıştay İstiklal Marşı okunarak başlatılıyor. Van Valisi Mehmet Emin Bilmez, Ağrı Belediye. Başkanı Savcı Sayan ve onlarca aşiret 'lideri’ çalıştaya! katılım sağlıyor.

Bir aşiret derneğinde valinin ne işi olur, Ağrı’dan bir belediye başkanı niye gelir? Aşağıdaki konuşmalara bakılınca, neden geldiği anlaşılıyor.

Federasyonun başkanlığına getirilen Rasim Aslan, yapılan çalıştayda amaçlarını şu şekilde izah ediyor; "Federasyonumuzun asıl amacı Doğu ve Güneydoğu başta olmak üzere bölgede ve ülkemizdeki gerçek aşiretleri ortaya çıkarmak, aşiretler arasında dayanışmayı sağlamaktır. Bu gücü bölgemiz ve ülkemizin bütünlüğü, bekası ve selameti istikametinde yönlendireceğiz" diye ifade ediyor.

Rasim Aslan, şu cümle ile yerlerini belli ediyor; "Aşiretler devletimizin en zor günlerinde her zaman canı ve malıyla en ön safhada olmuşlardır." Yani asker, polis, korucu, bekçi vb yetmiyor, aşiretleri de kullanın demek istiyor. Söyledikleri yetmiyor olacak ki, "her türlü teröre’" karşı duracaklarını" da ekliyor konuşmasına.

Ardından Van valisi ve kayyum M. Emin Bilmez söz alıyor. (M. Emin Bilmez’in kim olduğunu merak edenler Özgür Politika gazetesi yazarı Ferda Çetin’in 6 Ocak 2022 tarihli yazısına bakabilirler) Van Valisi M. Emin Bilmez, konuşmasında ilginç iki cümle kullanıyor. "Z kuşağı ile aşireti nereye oturtacağımızı tartışmalıyız. Özgür birey, demokratik toplum diyerek aşireti oy deposu görüp Ankara’da pazarlayanları da unutmamalıyız’" diyor.

İlginç bir durum, değil mi? Ama Kürdistan’ı bilenler Türk devletini tanıyanlar için o kadar da ilginç değil. Van valisi ve kayyum Bilmez açıkça şunu söylüyor: 'Kürt gençliği olup bitenleri sorguluyor; eskisi gibi devlete bağlı ağa ve bey ve aşireti dinlemiyor. Gençlik, özgür birey, demokratik toplum diyenlerin peşine takılıyor, Bunu nasıl denetime alabiliriz? Tartışalım' diyor.

Peki, kim "özgür birey, demokratik toplum" diyor? HDP. Peki, bu kimin için tehlike yaratıyor?

Esas amacın ne olduğunu ise Ağrı Belediye Başkanı final niteliğindeki konuşmasında açık olarak ifade ediyor. Aşiretçiliğe övgüler sıralamasının ardından; "yedi baba Kürt’üm" diyor. "Bölgemiz kan ağlıyor. Eğer aşiretler ayaklanmış olsaydı, 'kan ve gözyaşı istemiyoruz' deseydi, PKK’ye isyan etseydi, 40 yıldır bu kan ve gözyaşı devam edebilir miydi? Yok." Diyor.

Bu ’çalıştay’ öncesi ve sonrası birçok toplantı daha yapılmış, devlet yetkilileri tarafından; bunlardan birisi de, 25 Aralık 2021 de kurulan Pinyaniş Aşireti Dernek toplantısı.

Toplantıya  devletin birçok yetkilisi katılmış. Van Valisi Bilmez burada da konuşmuş; "Osmanlı, Selçuklu, Abbasi ve Emeviler dönemlerinde devlet otoritesinin aşiretler tarafından tesis edildiğini" vurgulamış.

Hamidiye Alayları ve aşiret dernekleri Osmanlı Padişahı ll. Abdulhamit döneminde 1891 yılında Kürt aşiretlerinden Hamidiye Alaylarının kurulduğunu biliyoruz. İran’a, Rusya’ya ve içerde çıkabilecek isyanlara karşı kullanmak amacıyla kurulmuşlardı. Sünni aşiret alaylarının sonuçta birçok çapulculuk ve katliam olaylarına karıştığı ve silahlanmamış Kürtleri de ezdiğini tarihi belgelerden biliyoruz. Son aşamada Subaylarını yetiştiren bir hoca diyor ki "bunlar Haşere Alaylarına dönüştü."

Bugün kurulan bu derneklerin esas amacının bu olduğundan ve Hamidiye Alaylarının lanetli pratiğini tekrar etmek istediklerinden hiçbir Kürt kuşku duymuyor.

Kurulan derneklere istendiği kadar, 'dayanışma, yardımlaşma, kültür dernekleri' densin; esas olarak, özgür bireye, demokratik topluma ve Kürt toplumunun kimlik, demokrasi, özgürlük, eşitlik, barış ve uluslaşma mücadelesine karşı ve HDP’yi zayıflatmaya yönelik olduğu çok açıktır.

Ancak AKP’nin anlamadığı şey şudur: Köprülerin altından çok sular aktı; Kürtler eski Kürtler değil. Bu vb. özel savaş oyunları tutmayalı çok oldu, bu da tutmayacak. Bunu sadece AKP değil, bir avuç rant için onurunu satmaya teşne olanlar da çok kısa bir zamanda anlayacak…

*HDP Şırnak milletvekili